Birlik ve beraberliğin bize kazandırdıkları

Bir ve beraber olmak, birlik içinde yer almak, birlik içerisinde yer alanlarla birlikte hareket etmek dirliktir, diriliktir, hayattır, canlılıktır. Tek tek olmak, bir bir olmak, bir hareket etmek, yalnız olmak, yalnızlığa kanaat etmek, razı olmak ve tek tek hareket etmek sükûttur, mevt halidir, ölümdür, cansızlıktır…

Bir ve beraber olduğumuz her varlığın bizlere birer katkıda bulunduklarını unutmamamız lâzımdır. Arkadaşlıktan, aileden, toplum hayatından, cemaat ve hizmet gruplarından birliği, beraberliği çıkardığımız vakit bütün bu fayda sağlayan müesseselerin iflâs ettiğini görürüz.

Beraberliğin kuvvetine inanmalıyız. Beraberliğin manevî cephesinin maddî cephesinden çok daha kuvvetli olduğuna inanmalıyız ve kendimizi ısrarla inandırmalıyız. Ferdiyetçiliğin, tekliğin ve şahıs güçlerinin maddeten zayıf düşüp bittiği gibi manevî olarak da kaybolup, tesirsiz kalacağını unutmamalıyız.

Bu zamanın büyük bir hastalığı olan “bencillik, enaniyet” de beraberliğin en belirgin, bozucu sebeplerinden birisidir. İlla ben yaptım, yapacağım, ne olursa olsun yine yapacağımın vahim neticelerini, toplum hayatımızda esefle müşahede ediyoruz. Ticaret ehlini faize ve iflâslara çeken bu hal, hırsla, doyumsuzlukla da biraz paralanan, zengin olma yoluna girenler başta olmak üzere, herkesi manevî zenginliğe sırt çevirttirerek sefahate ve israfa maalesef yuvarlıyor, adeta itiyor…

Bu zamanda manevî beraberlik ve güç, maddî beraberliğin ve gücünde koruyucusu, devam ettiricisi olmuştur. Bütün varlığımızla manevî beraberliği, birliği, uhuvveti elde etmeliyiz, ayakta tutmalıyız, devam ettirebilmeliyiz yoksa maddî süfli dalâletalud fikir ve görüşlerin hücumları karşısında söner erir gideriz…

Yalnızlığı istemek veya yalnızlığa itilmek fikrinin birinci sebebi ve menbaı manevî kuvvet ve güçten yoksun olmaktadır. Zaif bir manevî atmosferin, maddesi de zayıf olur, zayıfı besler ve büyütür, sahiplenir. Bu zamanın maddî manevî hastalıkları, dalâletalud ve sefahatkârane fikirleri; ancak Kur’ân’ın elmas kılıcıyla darmadağın edilmesine vesile olan iman hakikatlerini bilmek, onlara ulaşmak, okumak, elde etmek ve hayata geçirmekle izale olunabilir, tedavi edilebilir.

Zamanın iman kurtarma ve manevî hastalıklarını tedavi etmede en tesirli bir ilâcı, devası olan asrın tefsiri Risale-i Nurları okumak ve bizim gibi okuyabilenlerle beraber, birlikte hareket edebilmek en büyük manevî gücü, beraberliği ve birliği ortaya çıkaracaktır. Bu manevî birlik, beraberlik çatısı ise sadece manen değil, maddeten de bizlerin en büyük hamisi, koruyucusu ve kurtarıcısı, muhafaza edicisi olacaktır.

Bizden önce iman, Kur’ân, İslâmiyet yolunda birlik ve beraberlik içerisinde olanlarla beraber olmak; şu zamanımızda iman, Kur’ân ehliyle beraber olmak; gelecekte, istikbalde birlik ve beraberlikleriyle maziyi, hali ve istikbali içerisine alan şahs-ı manevî çadırı altında olmak bizlerin gayeleri, hedefleri arasında önemli notuyla yer alabilmelidir.

Dünyada ve ukbada bütün sevdiklerimizle bir ve beraber olmak temenni ve duâsıyla…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*