BM: Görmedim, duymadım, bilmiyorum

Ne kadar hazin.

Yan yana dizilmiş ve bembeyaz kefene bürünmüş minicik bedenleri gördük.

Yüzlerindeki tebessüm o kadar taze ki… Gözleri her an açılacak, sanki ok gibi fırlayıp yarım kalan oyunlarını tamamlayacakmış gibi görünüyorlar.

Kimbilir belki oynadıkları oyunu tamamlamayı düşünürken, başlarında patlayan bombalarla hayatları son buldu.

Anneleri, ölü bebeklerinin yüzlerini öpüyor, kokluyor ve ağlıyorlar.

Onlar ağlarken sema ağlıyor!

Melekler ağlıyor.

Biz ağlıyoruz!
*
Dünya ağlıyor mu?

Birleşmiş Milletler sadece “kaygı” duyuyor.

“Kaygı”nızı alın başınıza çalın!

Artık bu katliamlar sonrası Birleşmiş Milletler’den tepki beklemek beyhude.

Hatta diyorum ki: Birleşmiş Milletler meşruiyetini yitirmiştir, derhal lağvedilmeli!

Çünkü hiçbir fonksiyonu kalmamıştır!

Bundan sonra harekete geçse kaç yazar, geçmese ne yazar?

BM Güvenlik Konseyi ne zaman hangi ülkenin yarasına merhem oldu, hatırlayanınız var mı?

Bosna Hersek, Arakan, Myanmar, Çeçenistan, Mısır, Suriye, Afganistan, Pakistan, Suriye…

Daha sayalım mı?
*
Hâlbuki Birleşmiş Milletler, uluslararası ilişkileri istikrara kavuşturmak ve barışı daha kalıcı hale getirmek için kurulmadı mı?

-Çocuk gelişimi ve sağlığı.

-Çevre koruma.

-İnsan hakları…

-Tıbbî araştırmalar.

-Yoksullukla mücadele ve ekonomik kalkınma.

-Kadınların konumunun güçlendirilmesi.

-Acil durum ve tabii afet yardımı…

Daha sayalım mı: Hava ve deniz taşımacılığı, atom enerjisinin barışçıl amaçlar için kullanımı, vs. Liste uzayıp gidiyor.

Bunlar sadece kağıtta yazılı olan ve uygulamaya geçilmeyen, dostlar alışverişte görsün kabilinden yazılmış göstermelik prosedür.

Yani, hepsi boş laf!
*
Çevre koruma konusunda gösterdiği duyarlılığı insan katliamlarında göstermiyor.

Çocuk gelişimi ve sağlığı konusunda da bazı şayialar var.

Mesela ürettiği ilaçları üçüncü dünya ülkelerine göndererek, bölge insanlarını kobay olarak kullandığı iddiaları henüz taze…

Peki, çocukları katleden bir ülke konusunda BM’nin sadece “kaygı”larını ileten bir mesajla yetinmesi, bu büyük organizasyona büyük bir hakaret değil midir?

BM, yapısı ve işleyişi itibariyle insanlığa büyük hizmetleri olabilirdi ama küresel bir örgüt olarak başarılı olamamıştır.

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi gibi temel belgelerin ortaya konulması ve yaygınlaştırılması veya uygulaması konusunda başarısız bir karneye sahiptir.

Batı’nın veya ABD’nin çıkarına uygun sağlık, eğitim, temel hak ve özgülükler, ticaret ve kalkınma, çevre sorunları gibi konularda öncülük eden BM, Filistin-İsrail sorunu, Afganistan ve Irak örneklerinde olduğu gibi haklının değil, güçlünün yanında yer almıştır.

Böyle bir organizasyonun uluslararası sorunlarda daha aktif ve adilane rol oynayabilmesi beklenemez.

BM’nin varlığı ile yokluğu bir… Olmaması, olmasından daha “yeğ”dir.

Zaten, yan yana dizilmiş ve meleklere karışmış Gazze’li çocuklar bütün dünya ülkelerine çok ama çok şey anlatmıyor mu?

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*