BOP Eşbaşkanı Amerika ile savaşıyor mu?

DOĞU VEYA BATI

altElektronik medya üzerinden zihin ve hafızalarımıza yapılan müdahalenin mahiyetini ve sınırlarını elbette bilemiyoruz. Fakat neticelerini,hep birlikte görüyoruz. O kadar değişken, manipülatif, müdahalelere açık ve unutkan bir zihin yapısıyla, toplum olarak başımız dertte ki… Eskiden telakki değişimlerimiz bir haftaya kadar inmişti. Gel gör ki şu son zamanlarda; hafta başında „tuti kuşu“ gibi söyletilenlerin hafta sonunda değiştirilerek bir başka konuya geçildiğinin farkına varamıyor,elektronik veya sosyal medya müptelalıları… Bu iş için milyarlarca dolar harcayan global düşünce dizaynerleri, şu gidişatla hem konu ve hem de finans krizlerine gidebileceklerini, neoliberal patronların kulaklarına fısıldadılar, bile…

Konumuzun yukarıdaki girizgâh ile direk alakalı olmadığını elbette biliyorsunuz. Son zamanlarda, sayın Cumhurbaşkanımızın Amerika’ya tehdit parmağını sallamasını, bazı okuyucularımız hakikatle karıştırdılar. Bundan yedi sekiz sene önce, Amerika’nın neocon yöneticileriyle aynı karede poz verip, kendisine takdim edilen „Büyük Ortadoğu“ eş başkanlığı unvanıyla dünya sahnesine çıkan Cumhurbaşkanımızın, birdenbire Amerika’ya düşman kesilmesini anlayamayanların sayısı epeyce çok.

Unutkanlığı gidermek için, o günün hadiseleri üzerindeki nisyan örtüsünü çekelim, azıcık… Sonradan dışişleri bakanı olan Condella Hanım’ın ekip halinde, enstitülerde hazırladığı BOP’u, Türkiye’nin yanı sıra Yemen ve İtalya da eş başkan olarak temsil etmişlerdi. Sonra Petrol Adam George W. Bush’un eline neoconlar „Yeni Dünya Düzeni“ dosyasını tutturmuşlardı. Medyanın, kamuoyu tepkisini absolvesi için de; Amerikan Yüzyıl’ı şekerini dağıtıyorlardı, Paul Wolfovitz’in yoldaşları.

Bu Yeni Dünya Düzeninin Avrupa ayaklarını da hatırlayalım. Blair ve Berlusconi’lerin yardımına Sarkozy, Rasmussen ve Merkel gönderilmişlerdi. İhtiyar Avrupa’nın terbiyesini kafaya koyan Dick Cheney ile Rumsfeld gibi Amerika’lı politikacıların tehditleri, Avrupa Birliği’nin dağılma ve Euro’nun tedavülden kalkacağı vehmini George Soros´a söylettirilmesi gibi unsurları unutursanız, resim eksik kalır. Bu arada, sermayelerini global troçkist ihtilalcilerinin emrine tahsis eden Rothschild ile Rockefeller´in ittifaklarını hatırlayalım.

Sonra ne oldu… Kendi elleriyle putlaştırdıkları Jullian Assange ile entrikalarını sızdırmaya başladılar. Bu arada, demokratik veya Birinci Avrupa’nın Edward Snowden´ı Moskova’ya göndermeleri, neocon Batı´nın tek taraflı dünyayı yanlış bilgilendirmesinin sonunu getirdi ve İran; bölgedeki İHA´larını kırıp dökmeden tek tek yere indirmeye başlayınca da, neoconlarda panik arttı.

Bu arada; Türkiye cenahının Londra icazetli Cumhurbaşkanı GÜL ‘ü ile DERİN STRATEJİLER uzmanı Davutoğlu’nun bu projedeki fedakârane çalışmalarını unutmamamız gerekiyor. Vurgulamamız lâzım olan diğer bir hakikat ise, Bill Clinton’un Amerika’daki sevgisine konan Hillary´nin durumudur. Ön seçimlerde Barack Obama karşısında perişan edilen bu hanımefendi´nin, neoconlarca yeni cephede (demokratlar) nasıl donatıldığını Amerika halkı hemen fark etti. Halkın bu derin sezişi, dangalakvari işleri götüren Trump´ı tepki reyleriyle iktidara taşımıştı.

Yani anlayacağınız üzere, Amerika’da neoconların, Avrupa’da neoliberallerin mahiyetleri bildiğiniz gibi deşifre olunca da, karşımıza İki Avrupa ile İki Amerika çıkıverdiler. Birisi insanlığa “öl!” derken, diğeri “diril!” diyordu. Pentagon´u Arap Baharı çerçevesinde bölgede konuşlandıran Amerika ile seçilmişlerin Amerikası arasındaki uçurum doldurulamayacak kadar derindi.

İKİ AMERİKA’NIN BARİZ FARKLARI

Mevcut yönetim; seçimler boyunca neoconların işgal ve iç savaş çıkarttırma projelerini şiddetle tenkit etmişti . Hatta Bush´un Bağdat’ı işgal edip Saddam’ı devirmesini, Bingazi’de kendi büyük elçilerini öldürme pahasına Libya’yı darmadağın eden Amerikalı neocon politikalarını hata kabul ediyordu.

Sonra, yayınladığı yeni programlarla , halkının dünya jandarmalığı rolünden büyük zarar gördüğünü, işgal noktalarından bir an önce çekileceğini dünyaya bildirdi. Ve hatta bugüne kadar Amerikan halkının, tam yedi trilyon doları bu bölgede boşu boşuna kaybettiğini idarecileri söyledi.

Neocon Amerika, kafalarındaki düzene karşı çıkan Rusya’yı Ukrayna’da cezalandırmak üzere Angela’yı da yanına aldı. Bu yeni fitnede Avrupa Birliği’ni de yanına almasına rağmen, Tillerson ile Putin’in dostlukları, söz konusu entrikaları bertaraf etti.

Gel gör ki ABD´li ve AB´li neoconlar, ne BOP´tan vazgeçiyorlar ve ne de bölgedeki(İslam Coğrafyasındaki) iç savaşları desteklemekten… Alman dış işleri bakanı Gabriel’in rağmına, von der Leyen Peşmerge‘ye silah dağıtıyor. General Mattis´e rağmen Pentagon Şahinleri YPG´ye 550 Milyon bütçe ve milyarları bulan silahları gönderiyorlar. İran, Türkiye, Rusya, Irak ve Suriye’nin gözlerinin içine baka baka İŞİD formatıyla bölgeye topladığı teröristlere silah dağıtan Neoconlar, burada kalıcı olduklarını iddia ediyorlar. Bu manzarayı, Wikileaks sızıntılarından bu yana doğru takip edemeyenler, ABD ile AB’ nin resmi politikalarını Neocon ve Neoliberal ittifaklarının kirli siyasetlerinden tefrik edemeyenler, BOP eş başkanını Amerika ile savaşıyor, zannediyorlar.

Ayrıca, özden Amerikalı marksist ve troçkistlerin emirlerine amade Türkiye solu da AKP’yi tahrike devam ediyor: Tillerson’u protesto, incirlik aleyhinde yürüyüş… Kuşağımızın tanık olduğu hikâyeler… Ve Erdoğan da şovlarına devam ediyor. 2019’u garantilemek üzere, dün Avrupa’ya gönderdiği adamlarıyla nasıl orayı karıştırdıysalar. Şimdi de aynı şovu – Güya! – Amerika’ya yapıyor. Meseleyi; bölgesel işbirlikleri ve anlaşmalarla masrafsız ve kansız halletme yerine, hem bölgede, hem dünyada bir gerilim iklimi oluşturarak siyasî kariyerini devam ettirme sevdasında görünüyorlar. Yoksa eski bop eş başkanının Amerika ile mücadelesi mevzubahis değil. Olsa olsa korkusundan dolayı Beşşar ile ittifak etmemesi gerçeğinden bahsedilebilinir. Fakat korkunun akibeti değiştiremeyeceği de bir hakikattir. Zira; dünyanın emperyalist, çatışmacı ve demokrasi karşıtı olarak gördüğü semavî dinler düşmanı neocon ve neoliberallere, Amerika ve Avrupa siyasetçileri en az bizim kadar karşı duruyorlar. Türkiye medyasının dışındaki dünya medyası da bunu görüyor ve yazıyor.

Benzer konuda makaleler:

6 Yorum

  1. Anlayabilene çok güzel bir özet sunmuşsunuz. Unutturmak isteyenlerin kafasına vura vura.. teşekkürler.

  2. iki avrupa, iki amerika olarak yayınlanan yazı başlığı iki avrupa, iki amerika ve iki kilise olarak restore mi edilseydi diye düşünüyorum. selam ve dualarla

  3. Ahir zaman dinsizlerinin savaş haritasını çizmişsiniz. Devamını diliyorum… Sevgi ve saygıyla..

  4. Dış dünya böyle iki Amerika ve iki Avrupa neo conlar ve neo liberaller politikalarını bir şekilde sürdürüyorlar. Bunlara karşı iç politikada fevkalade sağduyulu ve stratejik politikalarla durulabilir veya en az şekilde menfi olarak etkilenebilir. Fakat bunun yerine ilk günden bu projenin (BOP eşbaşkanı) içinde yer alırsanız bunu da yedi düvele ilan ederseniz olduğunuz yerde kalırsınız. Önceden düşünmeden bu projenin ne getirip götüreceğini içinde olduğunuz BOP eşbaşkanlığının bedelini ödemek durumunda kalırsınız. Vakıa budur. Tillerson görüşmesi öncesi ve sonrasına bir bakınız.

  5. Sayın hocam, çok önemli olay ve isimlere çok hızlıca değinip geçiyorsun. Bu özet bilgileri tefsir edecek birileri mi gelecek… Yani merakımdan soruyorum… Yine de tebrikler ve başarılar diliyorum.

  6. Siyasilerin sihirli uflemelerinden bahsediyor üstad hazretleri.biliyorum ki bunların mahiyeti bilinip ortaya çıktıkları sürece tesirleri kırıloyordur tıpkı bu yazıyla olduğu gibi.birde bu sihirli uflemelerinden deginirseniz çok iyi olacak sanıyorum sukru abi.Allah razı olsun

Abdurrahman KOÇAK için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*