Bu imtihanı geçmek zordur

suleyman-kosmeneAli Karakaş: “Kastamonu Lahikasında geçen (s. 192), “dâire haricine atılmaz …” sözünü açıklar mısınız?”

KİM DOST OLMAZ?

Kusursuz insan yoktur. Kusursuz dost arayan dostsuz kaldığı gibi, kusursuz hizmet kardeşi arayan da kardeşsiz kalır. Çünkü insan kusur ile maluldür.

Öte yandan dinimizde af esastır. Bu af caddesini en has kardeşine, en has daireye teşmil etmemek kabil değildir. Keza kusurunu bilmek fazilet olduğu gibi, kusurunu bilenin kusurunu af etmek de fazilettir.

Bu fazilet nur talebelerinde vardır. Hiç kimse kusuru nedeniyle kınanmaz ve daire haricine atılmaz.

Fakat kusur ayrı, bidat ayrı, bidate kalben taraftar olmak ayrıdır. Haydi, kusur affedilebilir. Bidat da irşada açık bir alandır, günahını itiraf etmek suretiyle bidat da affedilebilir diyelim.

Peki, bidate kalben taraftar olmaya ne diyeceksin?

Üstad hazretleri diyor ki: “Bid’a ile amel eden, kalben taraftar olmamak şartıyla dost olabilir.”1 Demek, bidate kalben taraftar olan dost olamaz.

BAŞKA RİYASET BİDATA GİDER

Şahs-ı manevinin, bize rağmen görüşlerinde ihlâs vardır. Bizim şahs-ı maneviye rağmen şahsi fikirlerimizde, ne kadar parlak olursa olsun, ihlâs yoktur. Dolayısıyla sadakat yoktur. Dolayısıyla istikamet yoktur.

Herkes kendini haklı görebilir. Fakat esas olan şahs-ı manevinin görüşüdür. Şahs-ı manevinin görüşü meşveretle tezahür ediyor. Eğer şahs-ı maneviyi temsil eden bir meşveretimiz varsa, meşveretimizin riyasetini kabul edeceğiz, kendi benimizi çizeceğiz! Kendi benimiz de dâhil, başka riyaset tanımayacağız. Başka riyaset bidate gider çünkü. Başka riyasete kalben taraftar olmak ise kişiyi dostluktan da atar!

Öyleyse bizim reisimiz, üstadımız, rehberimiz, kılavuzumuz, akıl hocamız, şeyhimiz meşveretimizdir. Meşveretimiz, Risale-i Nur talebelerinin seçtiği ehass-ı havastan oluşur.

Meşveretimiz metindir, dirayetlidir, vakurdur, mesleğini, meşrebini bilir, sakindir, sabırlıdır, müşfiktir, kucaklayıcıdır, siyasi ve içtimai olaylara ve insanlara siyasi bir garazla değil, Allah’ın nuruyla bakar; bu açıdan kırk yıldır hep isabet etmiştir. Bu açıdan şahs-ı maneviyi temsil eder.

Meşveretimizde Risale-i Nur’un yüksek feraseti ve basireti hâkimdir.

KENDİMİZE ÇEKİ DÜZEN VERMELİYİZ

Meşverete karşı başkaca yollara girmek bidattır. Meşveretin kararlarını yok sayma, küçümseme, kale almama, tanımama lüksümüz yoktur.

Meşveretin bizi beğenmeme hakkı vardır, ama bizim meşvereti beğenmeme hakkımız ve salahiyetimiz yoktur. Çünkü meşveret Risale-i Nur’un şahs-ı manevisi ve hukuku namına serd-i fikir ve kelam eder. Öyleyse meşvereti beğenmediğimizde sıkıntı bizdedir. Meşverette değil! Bu nedenle kendimizi daire dışında bulduğumuzda da vebali bizimdir, kimsede değil!

Her kurumun bir kurum içi disiplin sistemi vardır. Disiplin sisteminin işlemediği yerde kardeşlik değil, hizmet değil, sistem değil; kaos hakim olur. Şeriatın kestiği parmak acımaz!

Dolayısıyla meşveret bazı parmakları kesiyorsa, -bu bizim parmağımız da olsa- harice atmak olarak değil; disiplinin gereği olarak görülmeli ve kendimize çeki düzen vermeliyiz.

Aksi takdirde “dediğim dedik!” tarzımız devam ederse, tesanüdü bozma, uhuvveti yıkma, hizmete zarar verme, ihlâsı kırma, umum kardeşlerimizin hukukuna tecavüz etme, hizmet-i Kur’âniyenin hürmetine taarruz etme, hakaik-i imaniyenin kudsiyetine hürmetsizlik etme gibi nice vebali sırtımıza yüklenerek yarın Üstadımızın yanında mahcup oluruz!

Bir şahs-ı manevi insanı “bana göre” diyemez! Şahs-ı manevinin karşısında kendi ben’ini, kendi kanaatini muhkem bir esas gibi savunamaz! Yoksa meşveret hata ediyor da, kendisi layuhti midir?

Bu bir imtihandır. Başımızda bu imtihandan varsa birbirimize dua edelim. Rabbim böyle kendini kendine göre haklı, meşvereti kendine göre kusurlu görme belasıyla kimseyi imtihan etmesin! Bu imtihanı geçmek zordur.

GÜNÜN DUASI

Ey hükmedenlerin en hâkimi! Ey âdillerin en âdili! Ey doğruların en doğrusu olan Allah’ım! Haktan ayırma! Hakikatten ayırma! Hikmetten ayırma! Hizmetten ayırma! Sadakatten ayırma! İstikametten ayırma! Âmin.

Dipnotlar:
1 -Kastamonu Lahikası, s.193

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*