Bu nasıl talebelik?

Siyasiyyunu irşat edip, onlara yol göstermek ile vazifeli olan hadimler tam tersine siyasilerden ders alıp, onları memnun edecek şekilde siyasî tercihlerde bulunuyorlarsa…

Üstad Bediüzzaman’dan ders aldıklarını bildiğimiz ihvanların onun vatan, millet ve Kur’ân adına Demokrat siyasî kadroların başa gelmeleri için duâ ederek, nokta-i istinat olduğunu bildikleri halde, bu açık tercihlerini kulak ardı edip Demokratlıkla alâkası olmayan ‘en güçlü parti’lerin başa gelmeleri için duâ edip, nokta-i istinat oluyorlarsa…

Yine Üstadın; milletin yüzde altmışı tam dindar olmadıkça dine hizmet etmeyi gaye edinen partiler başa gelmesin. Şayet başa gelirlerse dinî değerleri siyasetlerine alet ederler sözünü unuttular mı? Yine dine hizmet edeceğiz iddiasıyla başa gelen bu siyasiler Üstadın yıllar önce haber verdiği gibi dinî değerleri siyasetlerine alet ederek samimî dindarlara tamiri mümkün olmayan zararlara sebep olmadılar mı? Hem, herkesin yaşayarak gördüğü bu durumu talebe olarak gördüğümüz bazı ihvanların kulak ardı etmesi anlaşılabilir mi?

Yine Bediüzzaman’ın bir elinde siyaset topuzunu tutanların; diğer elinde Nur-u Kur’ân’ı tutanların lâyıkıyla dine hizmet edemez şeklindeki tesbitlerinden haberdar oldukları halde bazı şakirtlerin Üstadın bu tesbitlerini görmezden gelmeleri nasıl anlaşılır? Üstadın tesbitlerini teyid eden bu siyasilerden halen dine hizmet beklentisine giriyorlarsa…

Üstadın; “riyaset-i şahsiyenin katiyen aleyhindeyim” dediğini unuttular mı? Milletin iradesini hiçe sayan, demokrasiyi ortadan kaldıran, her türlü suistimale müsait olduğunu yıllar önceden teşhis ederek şiddetle karşı çıkan Bediüzzaman’ın bu şaşmaz tesbitlerinden haberdar olan ihvanların halen tek adamı yegâne kurtarıcı telâkki edip taraftar oluyorlarsa…

Kendi partilerinden olmayan, her kesimi darbeci ve terörist olarak damgalamakta herhangi bir beis görmeyen; en basit iyi niyetli tavsiye ve tenkitleri dahi hakaret telâkki etmek suretiyle cezalar yağdıran, kutuplaştırmayı siyasetlerinin vazgeçilmez bir taktiği olarak gören böylesi siyasî kadroların desteklenmesi anlaşılabilir mi?

Üstadın; “istibdat ne şekilde olursa olsun, meşrûtiyet libası giysin ve ismini taksın, rast gelsem sille vuracağım” gibi her türlü istibdata karşı olan duruş ve tavrını görmezden gelerek, böylesi siyasî kadrolardan yana tavır takınıyorlarsa…

Ülke ve millet olarak uzunca bir zamandır düçar olduğumuz maddî ve manevî sıkıntıların sebeplerinden birisi de Bediüzzaman’ın içtimaî hayatımızla alâkalı nazarlara verdiği ölçülere uymayan tercih, tavır ve duruşlarıdır. Cenab-ı Hak feraset, basiret ihsan etsin inşallah.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*