Bugün, bizim anneler günümüz olmasın!

Image

Bugün anneler günüymüş, öyle diyorlar. Genellikle batının örf ve adetlerinden kaynaklanan, bize de sonradan giren bu kutlama günleri, bana ters geliyor. Hele, hele şu son günlerde öz annesini, gözünü kırpmadan öldürebilen hain ve mecnun evlatları duydukça diyoruz ki; “Keşke, anneler gününü yılda bir gün, yabancı adeti olarak hatırlamasalar da, Müslüman adeti olarak, her günü anneler günü bilseler.”

Ana, anne! Söylenişinde bile bir sıcaklık hissedilen kelime! Allah’ın takdir ve dilemesiyle yaratılıp, onun vasıtasıyla dünya misafirhanesine geldiğimiz varlık. Onu sevmek, onu saymak ve takdir etmek, ancak dini duyguları olan kimseler tarafından anlaşılır ve yapılır. O değerli varlıkla ilgili gerek Ayet-i kerimelerde, gerek hadis-i şeriflerde ve gerekse ecdadımızın bunların birer meali mesabesindeki güzel sözlerinde bunu bulmak mümkündür. Anayı en güzel ifade eden Peygamber asm “Cennet anaların ayakları altındadır!” demiştir. Tabi, çok güzel sözler, ifadeler var. Mesela yine bir atasözü haline gelmiş olan “Ana gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz” sözü. ”Bir evlat pir olsa da yine anaya muhtaç imiş.” Sözünü, yaşımız yarım asrı geçmiş olmasına ve yirmi iki senedir de anadan öksüz kalmamız hasebiyle en iyi anlayanlardanız.

Aziz üstadımızın ifadelerinde de belirttiği gibi, ben şahsen çocukluğumda annemden aldığım terbiye ve telkinleri hiç unutamıyorum. Ve bu yukarıdaki satırları da çok güzel anlatıyor üstad. “…Evet, insanın en birinci üstadı ve tesirli muallimi, onun validesidir. Bu münasebetle, ben kendi şahsımda kati ve daima hissettiğim bu manayı beyan ediyorum: Ben bu seksen sene ömrümde, seksen bin zatlardan ders aldığım halde, kasem (yemin) ediyorum ki, en esaslı ve sarsılmaz ve her vakit bana dersini tazeler gibi, merhum validemden aldığım telkinat ve manevi derslerdir ki, o dersler fıtratımda, adeta maddi vücudumda çekirdekler hükmünde yerleşmiş. Sair derslerimin o çekirdekler üzerine bina edildiğini, aynen görüyorum. Demek, bir yaşımdaki fıtratıma ve ruhuma merhum validemin ders ve telkinatını, şimdi bu seksen yaşımdaki gördüğüm büyük hakikatler içinde birer çekirdek-i esasiye müşahede ediyorum…..”

Rahmetli anamı, elim bir hadise neticesi kucağımda vefat eden cennetmekan validemi bir an olsun unutmam mümkün değil. Risale-i Nur’larla müşerref olmadan önce bize o kadar ısrar ederdi ”yavrum yatağa girmeden ayaklarınızı yıkayın da yatın, çarşaf kirleniyor” diye. Tabi dinlemezdik. Ama Nur içimize girince aldığımız abdestler neticesinde ayaklarımız temizlendiği gibi, çarşaflar da kirlenmiyordu. Ve gençliğimizin ilk yıllarında tanıdığım Nur’lara, en yakınlarım bile karşı gelirken, o rahmetli anam, hep bize kol-kanat germiş, davamızın bir muhibbi olmuştu.

Yukarıda söylediğim gibi, keşke bu zamanda bozulan terbiye-i islamiye bozulmasaydı da, bütün evlatlar her günü anneler günü olarak görüp, onlara hürmet etse ve ruhları da canavarlaşmasaydı.

 

Image

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*