Bulaşıcı bir hastalık: İntihar

İntihar haberlerin medyada yer almasının etkileri konuşuluyor bir panelde.
Konuşmacı, Eğitim ve Sağlık Muhabirleri Derneği Başkanı Ziyneti Kocabıyık, diyor ki: “İntihar haberleri okurun ilgisini tetiklediği için medyada yer alıyor. Artık dilimize ‘üçüncü sayfa haberi olmak’ diye bir deyim girdi. Üçüncü sayfa haberleri intiharı tetikliyor.”

Sözünü tamamlıyor Kocabıyık:

“Çünkü intihar bulaşıcıdır.”

*

“Bulaşıcı” mı? Yani: birinden başkasına geçen, bulaşan… Sari..

Çok ilginç, bulaşıcı hastalık ya da enfeksiyon hastalıkları, intaniye olarak da bilinir.
Herhangi bir yolla insana geçme özelliğindeki mikropların veya parazitlerin vücuda girmesiyle ortaya çıkan bir tür hastalık olduğunu biliyorum…

Ama, intiharın bulaşıcı olması özelliği gerçekten ürkütücü.

*

Sanıyorum 1974’te ünlü bir araştırmacı, 1947 ve 1968 yılları arasındaki bütün intihar olaylarını inceliyor… İlginç bir bulgu keşfediyor: İntihar olaylarının büyük çoğunluğundan önce, gazetelerde intihar olayları ile ilgili haberler yayınlanmış. Ne kadar çok intihar haberi yayınlandıysa, bu tip olaylar o derece artmış.

*

Şimdi teknolojinin ilerlemesiyle birlikte enformasyon arttı.
Enformasyon, dezenformasyonu da beraberinde getirdi. Bu tür haberler anında televizyon ve internet ağıyla verilebiliyor.
Etki sahası genişledi.
Almanya, Japonya, Avusturya ve İsviçre’de yapılan bütün araştırmalar medya ve intihar olayları arasındaki ilişkiyi doğruluyor.

*

Avusturya’da intihar haberlerinin yayınlanması yasaklandıktan sonra intihar olaylarında yüzde 80 bir azalma keşfedilmiş. Benzer taklit eğilimleri başka davranışlarda da görmek mümkün.

Hatırlarsanız TRT’nin tek tabancalı olduğu dönemlerde Sadri Alışık’ın başrol oynadığı bir dizi film ekrana gelmişti. Dört bölümden oluşuyordu ve genç kız çatıya çıkmış, intihar etmişti. Bu dizi birçok kişinin bozuk psikolojisini tetiklemiş ve intihar haberleri gazetelere yansımıştı.

*

Konuşmacılardan Prof. Dr. Tarık Yılmaz da ülkemizde son 30 yılda intihar oranının yüzde 40 arttığına işaret ediyor. Bu, intihar girişimlerinin son 10 yılda 25 bin civarına ulaşması demek…
“Önümüzdeki 10 yıl içerisinde intihar eden kişi sayısının 30 bin 500’lere ulaşacağını tahmin ediyoruz” diyor Yılmaz.
Korkunç bir rakam… Bu sayı istatistiki veriler çerçevesinde aktarılsa da insanın yüreğini burkuyor.

*

Ben burada Bediüzzaman Hazretleri’nin Barla Lahikası’nda çıkan bir anekdotu aktarmak istiyorum:“Madem sana verilen hayat ve hayatın levazımatı temlik değil, ibahadır. Elbette ibahanın düsturuyla hareket etmek lazımdır. Yani, nasıl bir zat, ziyafete misafirleri davet eder. Onlara, meclis ziyafetindeki eşyadan ve ziyafetten istifadeyi ibaha ediyor, temlik etmiyor. İbaha ve ziyafetin kaidesi ise, mihmandarın rızası dahilinde tasarruf etmektir. Öyleyse israf edemez, başkasına ikram edemez, sofradan kaldırıp başkasına sadaka veremez, dökemez, zayi edemez. Eğer temlik olsaydı, yapabilirdi ve kendi arzusuyla hareket edebilirdi. Aynen bunun gibi, Cenab-ı Hak sana ibaha suretinde verdiği hayatı intiharla hatime çekemezsin, gözünü çıkaramazsın ve manen gözü kör etmek demek olan gözü verenin rızası haricinde harama sarf edemezsin. Ve hakeza, kulağı ve dili ve bunlar gibi cihazatı harama sarf etmekle manen öldüremezsin..” (a.g.e., s.522)

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*