Bunu da bir kenara yazın!

Türkiye, son günlerde siyaset, cemaat, emniyet, MİT, yargı ve medya ekseninde çalkalanıyor. Bunun sebebi ne? Neler oluyor?

Bana sorarsanız bütün bunların düğümünü çözecek olan şey, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun şu beyanatıdır: “İran’a askerî operasyon felâket olur!”

Demek ki, ABD, İran’a saldırmak için iktidarı sıkıştırıyor, onlar da “Hayır, olmaz, mümkünsüz!” dedikçe, “siyaset, cemaat, emniyet, MİT, yargı ve medya” ekseninde sıkıştırıyor.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun bu beyanatının haberine bakalım şimdi: “İran’a olası bir askerî operasyonun ‘felâket’ olacağını belirterek, ‘Bu bir seçenek olmamalı, akla yatkın ve uygulanabilir değil. Türkiye olarak biz buna karşı olacağız ve hiçbir zaman bölgemizde yeni bir askerî gerginliği, yeni bir operasyonu onaylamayacağız’ dedi. ‘Tüm detayları bilen biri olarak size şunu söyleyebilirim; sorun teknik bir sorun değil. Nükleer meselenin teknik boyutları birkaç günde çözülebilir. İran’ın istediği, barışçıl nükleer teknoloji hakkı. Onlara, ‘Diğer ülkeler gibi bu hakka sahip olacaksınız, ama NPT ve IEAE düzenlemelerine uyacaksanız’ diyeceğiz.”

Bu cümleleri bir kenara yazın. Neden böyle diyoruz? Zira, daha önce de AKP kurmayları tepeden tırnağa füze kalkanına karşı idi. Sonra ne oldu?
“Türkiye, bir gece yarısı açıklamasıyla, NATO’nun füze kalkanına ev sahipliği yapmayı kabul ediverdi.”

Yine bir gece yarısı Sayın Davutoğlu ve AKP böyle bir açıklama ile karşımıza çıkmasın!
AKP’nin yapması gereken şey, İran meselesini kamuoyuna taşıyıp tartıştırmak ve kamuoyunun desteğini arkasına almaktır. Bundan büyük bir güç kazanır.

Ne var ki, Irak işgaline ses çıkaramayan, ABD’yi kınamayan, İsrail saldırılarını hamasî nutuklarla geçiştiren iktidar bunu başarabilecek mi?

Umarız iktidar, Ahmet Davutoğlu’nun seslendirdiği şu politikayı gerçekleştirir:

“Biz halklarla sıfır sorun istiyoruz. Bizim temel referansımız değerlerdir ve sıfır sorun politikamız, bölge halkıyla mükemmel ilişki, maksimum düzeyde entegrasyon demek, aktif dış politika demek. Dış politikamızı bu şekilde yeniden düzenledik.”

Aslında bunun bir ucu da Suriye’ye dayanıyor. Türkiye, Suriye bataklığına itilmek, çekilmek isteniyor… Müslümanı Müslümana kırdırma politikası anlayacağınız…

Irak’ın başını yiyen bu politikaydı! Mısır, Libya ve Suriye’ye de bu politika uygulanacaktı, ama ne dediler, ne yaptılar, ne oldu!
Bunu da bir kenara yazın…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*