Burası Isparta!

Allah’a şükür, bir Isparta Mevlidi’ne daha iştirak ettik.

Bu mevlidin geçen senelerden daha kalabalık ve güzel olacağını tahmin ediyorduk. Ve tahminimizde yanılmadık elhamdülillah. Bunun sebeblerinden biri de elbette, uzun müddetten beri gazetemizde çıkan mevlid ilânları ve yazar arkadaşlarımızın yazılarıyla yapılan teşvik, davetiye ve tahşidat idi. Zannedersem, bir müddet kesintiden sonra tekraren ilk başlayan mevlidi, arkadaşlarımız Ekim ayı içerisinde yapmışlardı ve hava yağmurlu idi. O zaman, mevlidin cami avlusundaki kucaklaşma ve muhabbet yönü haliyle noksan kalmıştı. Hâlbuki, mevlidin belki de en ehemmiyetli ciheti, avludaki o muhabbet hâlleriydi. Biz de o zaman Ispartalı arkadaşlara, mevlid tarihini biraz daha geriye kaydırmalarını, Eylül ayına almalarını tavsiye etmiştik. Ve bu ikinci sefer oluyor galiba Eylül ayı sonunda yapılan mevlid. Şükürler olsun ki, hava hem çok güzeldi; hem de iştirak çoktu. Tahmin edemeyeceğimiz birçok arkadaşımız gelmişti sağolsunlar.

Bu seneki mevlide biz de, daha değişik bir tarzda gittik. Isparta mevlidlerine, genellikle Bursalı arkadaşlarımızla bir arabayla giderken, bu sene, Kütahya temsilcimiz ve Yeni Asya denetim kurulu üyesi, sevgili kardeşim Servet Bilgin’in daveti üzerine, Bursa’dan Kütahya’ya giderek, onun misafirperverliği ve mihmandarlığı ile bir grup Kütahyalı kardeşimizle beraber, hoş bir yolculuk yaparak gittik. Oraya gidince, içimizden şunları geçirdik:

“Evet, burası Isparta! Güller, nurlar diyarı Isparta! Bugün buradayız, güller dermeye, nurlar dermeye geldik. Yurdun dört bir yanından gelen nur dostlarla muhabbet haleleri meydana getirmeye geldik! Burası, nurun ilk neşir merkezlerinden biri. Burada Bediüzzaman var. Nur var. Gül var. Hani, Gül-i Muhammedi’yi (asm) hatırlatan gül. Hani Kur’ân’ın bu asırdaki en büyük tefsiri olan Risale-i Nur var. Onun için buradayız. O havaları terennüm etmek, Nurun o kahramanlarının kabirlerini ziyaret etmek, onların menzillerini görmek için geldik buraya. Hele Isparta’nın şimdiki kahramanlarına bakın. Canhıraş bir gayretle ne güzel de hazırlanmışlar. Mevlidi, tam bir Mevlid yapmışlar. Allah, razı olsun onlardan.”

Tabiî oradaki cemaatin, arkadaşlarımızın hâllerine de muttali olduk. Sahabelerin hâllerinin birer taklidi olan o güzel hâller; birbirine sarılan, kucaklaşan, tebessüm ve hasretlerin birbirine girdiği hâller görülmeye değerdi.

Yüzlerde sevinç ve nur… Muhabbete doyulmayan bir hâlet… “Dur bir de şu şu yerlerden gelen kardeşleri bir göreyim, filan filan ağabeyimiz, kardeşimiz nasıl?” gibi hâller, gerçekten insanın tebessüm etmesine sebeb oluyordu. Bu muhabbet sofrasına iştirak edemeyenlere, bir sonrakini kaçırmamalarını ısrarla ve hararetle tavsiye ediyoruz.

Maşaallah kardeşlerimize, fedakârlar, fedaîler… Allah hepsinden razı olsun. İşlerini, güçlerini bırakıp, kilometrelerce uzaktan Isparta Mevlidi’ne gelmişlerdi. Onların gelmesiyle bu Mevlid başka bir nurlandı.

Evet, burası Isparta! Nurların, güllerin diyarı Isparta. Hoş-safâ geldiniz; aziz, kahraman, fedaî ve fedakâr kardeşlerimiz!

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*