Bütün kemalâtın üstadı, hakikat-i İslâmiyet

altİkinci Cihet

Yani, maddeten İslâmiyet’in terakkîsinin kuvvetli sebepleri gösteriyor ki, maddeten dahi İslâmiyet istikbale hükmedecek. Birinci Cihet, maneviyat cihetinde terakkiyatı ispat ettiği gibi, bu İkinci Cihet dahi maddî terakkiyatı ve istikbaldeki hâkimiyetini kuvvetli gösteriyor. Çünkü, âlem-i İslâm’ın şahs-ı manevîsinin kalbinde, gayet kuvvetli ve kırılmaz “Beş Kuvvet” içtima ve imtizaç edip yerleşmiş: (HAŞİYE)

Birincisi: Bütün kemalâtın üstadı ve üç yüz yetmiş milyon nefisleri birtek nefis hükmüne getirebilen ve hakikî bir medeniyetle ve müsbet ve doğru fenlerle teçhiz edilmiş olan ve hiçbir kuvvet onu kıramayacak bir mahiyette bulunan hakikat-i İslâmiyet’tir.

İkinci Kuvvet: Medeniyet ve san’atın hakikî üstadı ve vesilelerin ve mebadilerin tekemmülüyle cihazlanmış olan şedid bir ihtiyaç ve belimizi kıran tam bir fakr öyle bir kuvvettir ki susmaz ve kırılmaz.

HÂŞİYE: Evet, Kur’ân’ın üstadiyetinden ve dersinin işârâtından fehmediyoruz ki: Kur’ân, mu’cizat-ı enbiyayı zikretmesiyle, beşer istikbalde terakkî edeceğini ve o mu’cizatın nazireleri istikbalde vücuda geleceğini beşere ders verip teşvik ediyor:

“Haydi çalış, bu mu’cizatın numunelerini göster. Süleyman Aleyhisselâm gibi iki aylık yolu bir günde git! İsâ Aleyhisselâm gibi en dehşetli hastalığın tedavisine çalış! Hz. Mûsa’nın asası gibi taştan âb-ı hayatı çıkar, beşeri susuzluktan kurtar! İbrahim Aleyhisselâm gibi ateş seni yakmayacak maddeleri bul, giy! Bazı enbiyalar gibi Şark ve Garpta en uzak sesleri işit, suretleri gör! Davud Aleyhisselâm gibi demiri hamur gibi yumuşat, beşerin bütün san’atına medar olmak için demiri bal mumu gibi yap! Yusuf Aleyhisselâm ve Nuh Aleyhisselâmın birer mu’cizesi olan saat ve gemiden nasıl çok istifade ediyorsunuz; öyle de, sair enbiyanın size ders verdiği mu’cizelerden dahi o saat ve sefine gibi istifade ediniz, taklitlerini yapınız.”

İşte buna kıyasen, Kur’ân, her cihetle beşerî, maddî-manevî terakkiyata sevk etmek için ders veriyor, üstad-ı küll olduğunu ispat ediyor.

Eski Said Dönemi Eserleri, Hutbe-i Şamiye, s. 244

LÛ­GAT­ÇE:
fehmetmek: Anlamak.
hakikat-i İslâmiyet: İslâmiyet hakikati, İslâma ait hakikat.
imtizaç etmek: Bir araya gelip kaynaşmak.
kemalât: Kemaller, mükemmellikler.
mebadi: Temel prensipler, ilk unsurlar.
teçhiz edilmek: Donatılmak.
tekemmül: Olgunlaşma.
terakkî: İlerleme, gelişme.
üstad-ı küll: Her çeşit ilimde, her hususta çok ileri olma, rehber olma, herkesin üstadı.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*