Büyük musibetler, büyük mükafatların habercisidir

Corona musibeti tüm dünyayı sarsmaya devam ediyor. İster istemez zihinler bu büyük bela ve musibetin cemiyette meydana getirdiği travma ile meşgul oluyor. Bu musibet sosyolojik, psikolojik ve ekonomik olarak derin izler bırakıyor.

Bizler bile zihnimizde başka konuları yazmak varken, kelimeler ve satırlar Coronaya doğru döndürüyor yüzünü. Bilhassa yakın çevremizde dostların bir kısmının bu hastalıkla cedelleşmesi ve diğer bazı dostlarımız ve kardeşlerimizin de vefat etmesi musibeti daha şiddetli hissetmemize sebep oluyor.

Bazen böyle büyük musibetler büyük bedeller istiyor. Yakın dostlarımızdan ve cemaatimizden kardeşlerimizin vefat etmesi bunun göstergesi. Zira yakın tarihimize bakarsak böyle büyük musibetler öncesi ve sonrasında bir çok nur talebesi ağabeylerin vefat ettiğini görürüz. Tabi ki en mühim misal Üstadımızın kendisidir. Çünkü Üstadın vefatı 27 Mayıs gibi dehşetli bir musibet öncesinde vuku bulmuştur.

Zübeyir Ağabey ise 1971 yılında vefat etti, yani 12 Mart musibeti yılına denk geliyor. Bayram Ağabey de 28 Şubat sürecinde dar-ı bekaya intikal etmişti. Bu durum da gösteriyor ki, büyük musibetler bazen büyük bedeller istiyor. Belki de bu bedeller sonrası musibetin etkileri şiddetini yitiriyor. İşte bu nedenle Corona vesilesi ile şehit hükmünde vefat eden ağabeylere de bir ölçüde bu gözle bakmak lazım. Kim bilir bu tüm dünyayı sarsan Corona belası da en büyük bedelleri aldıktan sonra sona erer.

Evet, her ne kadar bu musibet insanların hayatını derinden sarsmış olsa da, biz müminler hadisenin olumlu tarafına bakmak durumundayız. Çünkü Risale-i Nurdan aldığımız derse binaen bizlerin şer ve kötü gördüğü hadisler altında çok güzel neticelerin olduğu mühim bir hakikattir. Risale-i Nurda bu konuda çok güzel izahlar mevuttur.

İşte onlardan birisi 29. Lemada geçmekte:

“…en büyük saadetler büyük ve acı felâketlerin neticesidir. Meselâ, Hazret-i Yusuf, Mısır azizliği gibi bir saadete, ancak kardeşleri tarafından atıldığı kuyu ve Zeliha’nın iftirası üzerine konulduğu hapis yoluyla nâil olmuştur. Ve kezâ, rahm-ı mâderden dünyaya gelen çocuk, mâhut tünelde çektiği sıkıcı, ezici zahmet neticesinde dünya saadetine nâil oluyor.” (Yirmi Dokuzuncu Lem’adan İkinci Bab)

Bu mühim ifade Corona virüs musibeti sonrasına da dikkat çekmekte. Şayet insanlar bu musibetin mesajını doğru anlayıp, gereklerini yerine getirmeye başlayınca çok güzel günlerin geleceğine işaret etmekte ve bizleri ümit içinde sabırlı olmaya davet etmekte.

İşte Corona da hem ülkemizi ve hem dünya ülkelerini sarsan çok büyük bir musibet. Öyle ise bu büyük musibetin de mükafatı o derece büyük olacak demektir.

Çünkü mezkur ifadeye göre, büyük belalar ve musibetler, büyük mükafat ve saadetin habercileridir. Öyle ise bize düşen vazife tedbir içinde sabrederek, kaderin vereceği hükmü izlemek olacaktır.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*