Camilerde niye Risale-i Nur yok?

Yazacağımız bazı yazıların başlıklarını önceden tesbit edip, bir köşeye not ediyoruz. Genellikle de, aktüalitesi geçmeyecek mevzuular için yapıyoruz bunları. İşte bunlardan biri de, bu yazımızın başlığı idi. “Ne zaman bir fırsat bulurum?” diye beklerken, birden baktık ki, Diyanet İşleri Başkanlığımızın bu mevzuu ile alâkalı bir çalışmasının olduğunu öğrendik. Ve biz de bunun üzerine hem çok sevindik, hem de yazacağımız o yazının bu son duruma göre seyrini biraz değiştirerek yazalım istedik.

Evet, bu asrın en büyük Kur’ân tefsiri olan Risale-i Nur Külliyatı’nı kim okursa bu farkı çok güzel anlayıp idrak ediyor. Tabiî kişinin kalbinde bir fesatlık, çekememezlik, kıskançlık yoksa…

Risale-i Nur artık bugün umuma mal olmuştur elhamdulillah. Kim bir parça okur, anlarsa hayranlığını dile getiriyor. Hassaten de ihlâslı âlimler buna daha çok meylediyor. Hatta bu, memleketimizde böyle olduğu gibi, âlem-i İslâmın birçok beldelerinde de böyledir. Bunları işitiyor ve seviniyoruz. Nitekim bundan 6-7 sene önce bulunduğum Mısır’da, bizzat müşahede ettik.

Kahire’de bulunan Sözler Neşriyat’ın hizmet merkezine yaptığımız ziyarette, orada bulunan kardeşlere şunu sormuştuk: “Hani bizde bazı ilâhiyatçılar, hocalar, bazı sebeplerle Risale-i Nur’a soğuk bakıyor, acaba burada Ezher hocaları nasıl bakıyor?” deyince, oradaki hizmet eri bir kardeşimiz çok şahane ve şevk verici şeyler söyledi bize:

“Ağabey, burada kendileriyle görüşüp, Risale-i Nur dersleri yaptığımız bir profesör bize dedi ki: ‘Bize dünyanın dört bir tarafındaki Müslümanlar, dinî mevzularda fetva soruyorlar. Benim onlara cevap vermek için, Kur’ân-ı Kerîm ve hadis-i şeriflerden sonra en çok müracaat ettiğim kitaplar Risale-i Nurlardır.’“

Biz buna çok şaşırmış ve o kardeşimize, bu zat ile röportaj yapmak istediğimizi söylemiş ve onun tercümesiyle de bu röportajı yapıp, 23 Temmuz 2007 tarihli Yeni Asya’da neşretmiştik.

Gerçekten de bu zamanın en büyük bir tefsiri olan Risale-i Nur her tarafta ve hassaten de ehl-i ilimce kabul edilmesine rağmen, niye bazı hocalar bu tarafa pek yanaşmıyorlar diye merak ediyordum. Tabiî bu meyanda camilerimize dikkat ediyorduk. En büyük bir dinî eser, cami kütüphanelerinde bulunmuyordu maalesef.

Bununla alâkalı farklı bir yazı yazmayı plânlamışken, Diyanet cânibinden gelen Risale-i Nur’un Diyanet eliyle neşredileceği müjdesi bizi çok sevindirdi. İnşaallah bunu dört gözle bekliyoruz. Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin bir sevdası olan işlerden biri daha tahakkuk etme yoluna girmiştir inşaallah. Eğer son isteklerinden biri olan Ayasofya Camii de açılırsa, artık Türkiye öyle bir düzlüğe çıkar ki, ne gezi parkı, ne de başka şeyler bu milletin ne kafasını meşgul eder, ne de şer kuvvetler bizlere musallat olabilir. Evet, bunları bekliyor ve gözlüyoruz inşâallah!

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*