Çarpık Düzen ve Millet

Yüz yıllık demokrasi tarihimiz var.

27 yılı tek parti devri ile geçmiş.

Tek parti ne demek?

Baskı, zulüm, adaletsizlik, ekonomik çöküntü, hak ve hürriyet kısıtlaması, tek ses, tek parti, tek adam demek elbette.

Tam bir istibdat devri yani.

14 Mayıs 1950 yılında çok partili döneme geçmişiz.

Demokratlar iktidar olmuş. Millet bir nefes aşmış. Ezan aslına çevrilmiş, hak ve hürriyetler gündemin ön sıralarına geçmiş. Maddi ve manevi kalkınma süreci başlamış.

On yıl böyle gitmiş.

Ardında 27 Mayıs ihtilali.

Yine tek parti, yine zulüm, yine baskılar…

1965 Demokratlar iktidar olmuş, maddi ve ve manevi kalkınma kaldığı yerden tekrar başlamış.

Fitne ve fesat durmuyor ki!

Tek parti baskı devri heveslileri bu sefer Demokrat kitleyi içten vurmaya başlamışlar. Milli Nizam, Milli Hareket diyerek kurt gibi içten kemirmişler.

Maksat, böl parçala yut.

Yetmişli yıllar böyle geçmiş. Ama 1979 güzünde tekrar bir toparlanma başlamış. Millet oynanan oyunları görmüş ve Demokratları kısmen de olsa iktidar yapmış. Kalkınma ve hürriyet kaldığı yerden devam etmeye başlamış.

Su uyur fitne uyumaz.

12 Eylül sabahında yine milletin kafasına balyozlar inmiş.

Tek parti devrinin kalıntıları millete kan kusturmak için gecenin bir yarısında en katmerli fitne planlarını devreye sokmuşlar. Kardeşi kardeşe kırdırarak, milletin can damarları hükmünde olan tüm siyasi kurumları tahrip ederek, bilim yuvalarını ağır bir baskı altına alarak, siyaseti yeni baştan tanzim edip derin yaralar açarak, milletin başına bir anayasa çorabı örerek bu gün bile tesiri devam eden bir fitne ve fesat sürecine kapı aralamışlar.

Otuz yıldır bu millet 12 Eylül düzenini hala temizleyemedi.

AB desteği ile demokrasi yolunda önemli adımlar atıldı, ama siyasetin tam orta yerinde duran çarpık düzen hala tam olarak düzeltilemedi.

Bakın iktidar partisine…

Daha dokuz yaşında.

Ne bir misyonu, ne bir yönetim kültür ve birikimi, ne de bir hedefi var.

Farklı cephelerden gelmiş, farklı fikirlere sahip, farklı beklentileri olan, farklı amaçlar taşıyan, ancak tek bir adam bağlantısı ile, iktidar güç ve kudreti ile devam etmeye çalışan bir parti görünümünde.

Şimdi sorarım size?

İktidar partisinin başkanı siyaseti bıraksa, ne olur partinin hali?

Cevabı meçhul.

Ne yazık ki ihtilaller Türk siyasetine çok ağır tahribat yapmış. Demokrasi ağacının gövdesi, dalları kesildiği için, ihtilal sonrasında hep budaklı, çarpık dallı, yaprakları düzensiz, garip şekilli dallar türemiş.

Bu da milleti yanıltmış.

Millet doğru ve yanlışı anlamak için yıllarca beklemek zorunda kalmış.

Ancak ümitsiz olmamak lazım.

Bu millet ne badireler atlattı

Problemleri çözecek olan yine millettir.

Haklarına sahip çıkarak, yanlışa yanlış diyerek, cemiyeti tahrip etmeye çalışan darbe heveslilerine pirim vermeyerek, doğru zamanlarda doğru tercihler yaparak, perde arkasında oynanan oyunları fark ederek, milletin gerçek dostlarına iktidar yolu açarak düğümü çözecek olan elbette ki bu millettir.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*