Çelik: Bediüzzaman tehlikeyi görmüştü

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, çocuklarımızın bedenlerini doyururken, ruhlarını ve akıllarını aç bırakırsak onların gerçek mânâda evlatlarımız olamayacağını kaydederek, ‘’Asrın sahibi büyük üstad Bediüzzaman Hazretleri bu tehlikeyi görüyor ve asrın başında ‘Vicdanın ziyası ulûm-u diniyedir. Aklın nuru fünun-u medeniyedir. İkisinin birleşmesiyle hakikat tecellî eder’ diyor” şeklinde konuştu.

Bediüzzaman tehlikeyi görmüştü

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, çocuklarımızın bedenlerini doyururken, ruhlarını ve akıllarını aç bırakırsak onların gerçek manada evlâtlarımız olamayacağını kaydederek, ‘’Asrın sahibi Büyük Üstad Bediüzzaman Hazretleri bu tehlikeyi görüyor ve asrın başında ‘vicdanın ziyası, ulum-u diniyedir. Aklın nuru, fünun-u medeniyedir. İkisinin birleşmesiyle hakikat tecelli eder’ diyor” şeklinde konuştu.

Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin mezuniyet törenine katılan AKP Genel Başkan Yardımcısı Çelik, burada yaptığı konuşmada, tek parti döneminde dindar insanların ötekileştirildiğini, mütedeyyin insanların adeta yabancı ve parya muamelesi gördüğünü vurgulayarak, çok partili hayata geçilmesi ile milletin hür iradesiyle iktidara gelen Demokrat Parti döneminde ülkenin makus talihinin bir parça da olsa değiştiğini ifade etti. Çelik, o dönemin Millî Eğitim Bakanı Tevfik İleri’nin imam hatip okullarının açılmasında ve İslâm Enstitüleri’nin yaygınlaştırılmasında büyük emeği olduğunu hatırlattı. ‘’Çocuklarımızın bedenlerini doyururken, ruhlarını ve akıllarını aç bırakırsak onlar gerçek manada evlâtlarımız olamaz’’ diyen Çelik, konuşmasına şöyle devam etti:

‘’Asrın sahibi Büyük Üstad Bediüzzaman Hazretleri bu tehlikeyi görüyor ve asrın başında ‘vicdanın ziyası, ulum-u diniyedir. Aklın nuru, fünun-u medeniyedir. İkisinin birleşmesiyle hakikat tecelli eder. Birinin ayrılmasıyla taassup, diğerinin ayrılmasıyla hile ve şüphe doğar’ diyor. Bu sebeple hem din hem de fen ilimlerini bir arada okutacak Van’da bir Medresetüzzehra kurulması için dönemin sultanları Abdülhamid ve Sultan Reşat nezdinde girişimlerde bulunmuştu. O dönemde bir üniversite olarak kurulması planlanan Medresetüzzehra’da Arapça, Türkçe ve Kürtçe eğitim yapılmasını istemiş ve düşmanımızı cehalet, fakirlik, ihtilâf olarak görmüştü. Çünkü cahil insan çok rahat kandırılabilir. Düşmanımız fakirliktir çünkü en tehlikeli insan kaybedecek bir şeyi olmayan insandır. Düşmanımız, ihtilaftır yani bölücülüktür, ayrımcılıktır. Bu mikrop ve virüs bünyeye girdi mi cemiyet rahat etmez. İşte bugün bu sancıyı çekiyoruz. Buna karşı kardeşlik, birlik ve bütünlük silâhıyla mücadele edeceğiz. Irk meselesi bedenle ilgilidir, ruhların ırkı olmaz. Farklı kavimlere mensup olabiliriz elbette ama ortak paydalarımız var. İşte bunları çocuklarımıza ve nesillerimize öğretmek zorundayız.’’ Çelik, meselenin yalnızca diplomalı insan yetiştirmekten ibaret olmadığını bildirerek, Türkiye’deki hortumcuların, sahtekârların ve insanları dolandıranların büyük çoğunluğunun çifter çifter üniversite diploması olduğunu ifade etti. 28 Şubat sürecinde imam hatip okullarına büyük zulümler yapıldığını ifade eden Çelik, şöyle konuştu: ‘’28 Şubat sürecinde imam hatip okullarını bertaraf etmek ve bu okullara giden çocukları caydırmak için bütün meslek okullarını feda ettiler. Bir katsayı rezaleti getirdiler. Birçok çocuğumuz maalesef bunun kurbanı haline getirildi.”

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*