Cemaatin ve tesanüdün önemi

Bir fikir ve inanç etrafında bir araya gelen gruba cemaat denir. Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat böyle bir birlikteliktir.

İslâmiyet Müslümanların cemaat halinde birbirlerine destek olmaya önem vermiş aynı inancı paylaşan mü’minleri “Kardeş” kabul ederek “Mü’minler kardeştir” (Hucurat Sûresi, 49: 10.) buyurmuştur. Peygamberimiz (asm) “Mü’minler kemerli binalardaki taşlar gibi birbirleriyle omuz omuza vermelidirler” (Müslim, Birr, 65; Riyazu’s-Salihin, 1:220.) tavsiye etmiş ve ellerini birbirlerine kenetleyerek bunun nasıl olması gerektiğini göstermiştir.

**

İslâm cemaati hürriyet, kardeşlik, hukuk karşısında eşitlik, yardımlaşma ve fedakârlık üzerine kurulmuştur; aralarında sınıf, ırk ve bölge ayırımı yoktur.

**

İnsan cemiyet ve cemaat halinde yaşamak zorunda kalan sosyal bir varlıktır. İhtiyaçları ve duyguları sonsuz olan insanı cemiyet ve cemaat içinde uyumunu sağlayarak verimli hale getiren dindir, inançtır.

Peygamberimiz (asm) “Allah’ın eli cemaatle beraberdir.” (Tirmizi, Fiten, 7.) “Bereket cemaatle beraberdir.” (İbn-i Mâce, Et’ime, 17.) “Cemaatte rahmet ayrılıkta azap vardır.” (Müsned-i Ahmed, 4: 145.) buyurur.

**

Cemaat inanç birliğine dayanan gönüllü bir birlikteliktir. Bu sebeple Bediüzzaman “Cemaatte vahid-i sahih olmazsa cem ve zam kesir darbı gibi küçültür. İnsanlarda sıhhat ve istikamet ile vahdet olmazsa, ziyadeleşmekle küçülür, bozuk olur, kıymetsiz olur.” (Mektubat, 804.) buyurarak cemaatin “Vahid-i Sahih” içinde terakki edeceğini ifade eder.

Birlik beraberliği ve istikameti sağlayan inanç ve prensiplerdeki bağlılık ve samimiyettir. Bu da ihlâs, tesanüd ve sadakattir. Cemaatin başarı sırrı ihlâs ve uhuvvet ışığındaki birlik şuurudur. Yüce Allah “Muhakkak ki Allah taşları birbirine kenetlenmiş kemerli binalar gibi saf tutarak savaşanları sever” (Saff Sûresi, 61: 4.) buyurur.

Bediüzzaman “Cemiyetteki tesanüd durgun şeyleri harekete geçiren bir vasıtadır, cemaat içindeki hasetleşme ve çekememezlik ise harekette olanı durduran bir araçtır” (Hakikat Çekirdekleri, 72. Prensip) buyurur. Demek ki cemaati etkisiz hale getiren ve faaliyetlerine durgunluk veren iç çekişmelerdir. Bundan kaçınmak gerekir.

**

Peygamberimiz (asm) “Mü’minler birbirini sevmede, birbirlerine merhamet etmede bir vücut gibidir. Vücudun herhangi bir organı rahatsız olursa, diğer organlar onunla meşgul olur” (Buhari, Edeb, 27; Müslim, Birr, 66.) buyurmuştur.

Cemaat tesanüd ve teavün, yani yardımlaşma ile ayakta durur, varlığını devam ettirir. Cenâb-ı Allah “İyilik etmek ve fenalıktan sakınmak konusunda birbirinizle yardımlaşın; günah işlemek ve haddi aşmak üzere yardım etmeyin” (Mâide Sûresi, 5: 2.) buyuruyor. Bu yardımlaşmanın nasıl olması gerektiğini de “Gerçek mü’minler kendileri ihtiyaç içinde olsalar bile, kardeşlerini kendi nefislerine tercih ederler” (Haşr Sûresi, 59: 9) âyeti ile tavsiye edilmiştir.

**

Peygamberimiz (asm) “İnsanların hayırlısı insanlara faydalı olandır” (Aclunî, Keşfu’l-Hafa, 472.) buyurarak faydaya yönelik çalışmayı ve zarar verecek faaliyetlerden uzak durmayı hayırlı insanların ameli olarak zikreder.

Hayırlı olmanın yolunu da Peygamberimiz (asm) “Sizden biriniz, kendi nefsi için sevdiğini mü’min kardeşi için de sevip istemedikçe gerçek mü’min olamaz” (Buhârî, İmân, 7; Müslim, İmân, 71-72.) hadisi ile göstermiştir.

Benzer konuda makaleler:

1 Geri Dönüşüm

  1. Şahs-ı manevinin istikametini muhafaza | EuroNur.tv

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*