Cemil Arıkan kardeşime binler rahmet…

Bediüzzaman haftası münasebetiyle Bursa’da yaptığımız faaliyetlerimizin son gününde Bursa Ulucamii’de mevlid okunurken, arkadaşlarımız, Uşak’tan Cemil Arıkan kardeşimizin vefat ettiğini haber verince, birden duraksadım. Hem üzüldüm, hem şaşırdım. Hem de biraz tebessüm ettim. Tebessüm ettim, çünkü bu gün Üstadın vefatının 54. Sene-i devriyesiydi.

Üstad 23 Mart 1960 senesinde vefat etmişti. Ve aynı gün, 1954 doğumlu olan Cemil kardeş de 60 yaşını doldurmuş olarak vefat ediyordu. Tevafuk enteresandı. Gece yarısı Almanya’dan bir kardeşimizin validesi de vefat edince, onlara da validelerinin üstadla aynı günde vefat ettiğini hatırlatıp, bu tarihe dikkat etmelerini söylemiştim.

Yazılarımızdan dolayı, yurt içi ve yurt dışından çeşitli kardeşlerimiz bizi arar ve hissiyatlarını dile getirirlerdi. Bundan birkaç sene önce bizi arayan zat “Osman ağabey, ben Uşak’tan Cemil Arıkan” diyerek bir yazımızdan dolayı tebriklerini bildirmek ve tanışmak için aradığını söyledi. Biz de kendisini zaten Yeni Asya’da çıkan şiirlerinden ve bazen de yazılarından dolayı gıyaben tanıyorduk. Güzel bir diyalog yaparak tanışmıştık. Ondan sonra da, muhtelif zamanlarda ve vesilelerle konuşurduk. Aynı yaşta olmamıza rağmen o bana, ben de ona” ağabey” diye hitap ederdik.

Kendisi de aslen Uşak’lı ve astsubay emeklisi olan Cemil kardeşimiz, bir müddet önce bir hastalığa yakalanmış ve tedavi görüyordu. Biz de kendisini iyi-kötü takip ediyor, telefonla arıyorduk. Geçen sene dört arkadaş olarak, Bursa’dan; Eskişehir, Kütahya, Uşak ve devamla Ege ve Marmara bölgesi vilayetlerine hizmet için yaptığımız seyahatte, Kütahya’dan Uşak’a hareket edince, kendisini aradım ve oraya geleceğimizi bildirdim. Bize, geleceğimiz yer güzergâhını tarif ederek,”siz Uşağa yaklaşınca arayın ben sizi girişte karşılarım” demişti. Ve öyle de yapmış, Rahmetli, bizi Uşak girişinde karşılamıştı. Artık onu da alarak, beraber 365 gün her akşam risale-i nur sohbetlerinin yapıldığı Kaşbelen köyüne gitmiş ve hem orada, hem de Uşak’ta bizim mihmandarlığımızı yapmıştı.

Arada sırada haber aldığımız Cemil kardeşimizi, işlerimizin yoğunluğundan dolayı bir müddettir arayamamıştım. Hâlbuki müfritane bir irtibat sevdalısı olan bana yakışmamıştı ama işte ne yaparsın. Evet, aynı yaşta olduğumuz Cemil kardeşimiz öyle bir günde Rabbine kavuşmuştu ki, Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin vefat ettiği güne tevafuk etmişti. Rabbim binlerce rahmet eylesin sana Cemil kardeşim. Makamın cennet olsun. Bak, Üstad bugüne nazar edip bakıyordu. Bugün kendisine indirilen hatimlere, okunan dualara kabrinden intizar ediyordu. Sen de bu günde vefat ederek, o dualara dâhil oldun Cemil kardeşim. Başta hanımı ve çocukları olmak üzere, bütün akraba, eş ve cemaatimizin başı sağ olsun. Hz. Peygamberin (asm)   sancağı altında, Üstadımızın dizinin dibinde haşrolasın inşaallah!

Bir Taziye daha: Bu arada Bursa mezunlarından ilahiyatçı Ömer Kalmaz kardeşimizin de bu sabah vefat ettiğini öğrendim. Ömer Kardeşimize de Allah’tan rahmet eylesin diyor, ailesine, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı ve sabr-ı cemil diliyorum.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*