Cemiyet-i Muhibban-ı Amerikiyyan

Medyamızda hakikaten ilginç bir manzara yaşıyoruz. Felâketlerle dolu tarihimizde günümüzün izdüşümleri mutlaka olacaktır. Fakat her zaman kendi hesabına “hayfa!” diye bağırırken bizim susmamız yakışık alır mı?

19. yüzyılın sonu veya 20. yüzyılın başında yaşamış olsaydık, yazımızın başlığı garipsenmeyecekti… Zira o zamanlarda da bazı aydın geçinenlerimiz “İngiliz Muhibleri Cemiyetini” kurmuşlar ve kamuoyuna; İstanbul’u işgal etmiş ve İslâm coğrafyasının çoğunu sömürgeleştirmiş İngilizi sevdirme kampanyası başlatmışlar. O zamanın şartlarıyla zamanımızın durumu elbette aynılaştırılmaz. Fakat, bilhassa hanedana mensup yazarların insaniyeti tümden istihkâr edercesine; vahşi, saldırgan, işgalci ve tahripkâr İkinci Amerika´yı methetmeleri veya o­nlar adına Türk milletine aba altından sopa göstermeleri hakikaten zaman zaman bu milletin kanını donduracak raddeye geliyor.

Amerikan kamuoyuna Türk kamuoyunu düşman ilân eden ve bizi Amerikan halkına şikâyet edenlerin Amerika sevgisi elbette tartışılır. Amerikan derneği ile dünya milletlerini kendi menfaatleri istikàmetinde hizaya sokmaya çalışanların ipliğinin yakın bir zamanda pazara çıkacağını belirtmekle şimdilik yetinelim. Diğer taraftan işgalci güçlerin menfaatlerini Amerika menfaatleriyle özdeşleştiren ve oradan da Türkiye’ye gelebilecek zararlardan dem vuran “Türklükleri” de ortaya çıkacaktır. Henüz hücum halindeki kuvvetlerini dünya galibi ilân edenlerin bugünkü pozisyonları yarın için önem kesbediyor. Zira mücadele tek yönlü değil; gel-gitlerden teşekkül ediyor. İslâm coğrafyasındaki bir-iki radikal hareketin dışında Müslüman milletlerde 11 Eylül’e kadar “Amerika aleyhtarlığı” yok denecek kadar azdı. Hatta; İkinci Dünya Savaşından önce ve sonraki dönemlerde Amerika’nın hürriyetlere verdiği önemden ve İslâm devletlerine gösterdiği alâkadan dolayı İslâm devletlerinde Amerika sevgisi yüksekti… Bilhassa iki kutuplu dönemde Moskova’ya karşı Washington Müslümanlarca “ehven-i şer” telâkki ediliyordu…

11 Eylül’den sonra İslâm coğrafyasında sökün eden Amerikan düşmanlığının asıl sebebini başta NYT ve WSJ’ın yazarları olmak üzere Feith de biliyor. Ortadoğu ve Avrupa’dan yükselen itiraz ve öfkelerin hedefi mevcut zulüm, işgal ve yağmalar olduğunu hem hanedanın “baykuşları” ve hem de “Newyorklu baykuşlar” iyi biliyorlar. Küçülen dünyada para ve hile ile hüküm sürülemeyeceğini zaman gösterirken, itiraz oklarının başta Türkiye olmak üzere İslâm ülkelerine yönelmesi başka bir haksızlıktır. AB halklarındaki Amerikan nefretinin Ortadoğu’yu arattırmayacak boyutta olduğunu Bush gözleriyle müşahede etmişti. Kendi menfaatleri için dünyayı kaosa sürükleyenlerin yavaş yavaş definisyona uğramaları, hem bizdeki işbirlikçilerini, hem de dünün komünisti ve bugünün “Yeni Muhafazakârlarını” paniğe sevk ediyor.

Türk milleti düne kadar (1980’lerden önce) “Kahrolsun Moskova, Kahrolsun Bolşevikler!” diyordu. Ne acıdır ki, Roma’da Papaya sıkılan kurşunla “Moskova baykuş kafesinin” kapıları açılmış oldu. Her ne kadar dünkü baykuşlar servet ve hükmün günümüzdeki sembolü Newyork’a uçmuş iseler de, maalesef dünyanın birçok başka hür ülkesine de aynı baykuşlar uçup konuşlandılar.

Bediüzzaman Hazretlerinin İslâm coğrafyasını işgal eden İngilizlere yazdığı “Hutuvat-ı Sitte”yi okuyanlar, bu Amerikan çıkışlı dalgadan çekinmeyeceği gibi; inançsızlığı, tahrip ve sefaheti ilke edinmiş “ikinci Avrupa’ya” verdiği 5. Notayı bilenler de serapa bir Amerikan düşmanlığına yönelmezler. o­nlar; 11 Eylül’le birlikte Amerikan devletini geçici olarak ele geçiren “güçlere” düşmanlık gösteriyorlar. Dünyada; tahribi, dinsizliği, sefaheti ve zulmü esas alan kuvvetlere düşmanlık göstermeyecek insan gösterebilir misiniz?
Cemiyet-i Muhibban-ı Amerikiyyan = Amerikan Aşıkları Derneği

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*