Cennetin hikmeti

İnsanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti ve gayesi, Allah’ı tanıyıp O’na ibadet etmektir.

Ve rızasını kazanarak, lütf-u İlâhî olan Cennete girmektir. “Dünyanın bin sene mes’udane hayatı, bir saat hayatına mukabil gelmeyen Cennet hayatı..”1 Allah’ın insana bir lütfudur. Bu yaratışın en yüce hikmetidir. Dünya, ahirete bir vitrin olmasından, Allah’ın isim ve sıfatlarına işaret ediyor, ancak tam mazhar olamıyor. Kemal noktasında tecelli ahiret hayatıyla mümkündür. Mazlûm zillette kalıp gidiyorsa, mükâfatının alacağı bir yer olmalı. Cennetin varlığı adalettir. Beka duygusunu veren bir Zat, elbette ki hikmetine ve adaletine uygun olarak Cennet ve Cehennemi yaratmıştır. Bedi- üzzaman’ın dediği gibi, “Ahiretin varlığına en büyük delil insan ruhuna konulan bu ‘ebedi yaşama’ arzusudur.” Fıtratı ‘ebed ebed!’ diye haykıran bir insanı elbette ebedî bir âlem doyurur.

Üstad Bediüzzaman’ın: “Bize gösterdiğin numunelerin, gölgelerin asıllarını, membalarını göster” duâsıyla her şeyin aslını orada bulacağımızı bizlere söyler. Demek bu dünyada doyulmuyor. Ağacı Cennet gibi bir yerde baki ise meyve bitse de yerine gelen var, diyerek teselli buluyoruz. O zaman ahiret âleminde asıllarını bulacağız inşaallah. Baki bir hazine, baki bir yerde bizi bekliyor.

Kübra Örnek

Dipnot:
1) Mektubat, Yirminci Mektub

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*