Cennetten yeryüzüne…

Allah daha önce şeytana aldandıkları takdirde, cennetten çıkarılacaklarını Hz. Âdem ile Havva’ya bildirmiş ve şöyle buyurmuştu:

“İzzet sıfatıma yemin ederim ki, Ben seni muhakkak yere indireceğim! Orada geçimini ancak zahmet ve meşakkatle sağlayacaksın!” buyurdu.

 

Hâlbuki onlar Cennet’te istedikleri yerden, istedikleri gibi yiyip içerlerken, istedikleri gibi yiyip içemeyecekleri yere indirildiler. Artık onlar için yepyeni bir hayat başlıyordu. Cenâb-ı Hakk’ın hikmeti bunu gerektiriyordu. Âdem (as) Hindistan’a, Hz. Havva da Cidde’ye indirilmiştir.

Cenâb-ı Hak, Hz. Âdem ile Havva’yı yeryüzüne indirmek üzere Cennetten çıkarırken, şeytan da dâhil olmak üzere hepsine birden şöyle hitap etmişti:

“Birbirinize düşman olarak inin! Sizin için yeryüzünde bir süreye kadar yerleşme ve faydalanma vardır.” (Araf Sûresi, 24)

Şeytan ile insan arasındaki düşmanlık yeryüzünde de devam edecekti. Çünkü şeytan, kendi isyanına ve rahmetten mahrumiyetine insanın yaratılışının sebep olduğunu biliyordu. Bunun için de bütün varlığı ile ona kin bağlamış, düşman olmuştu. İnsan ise yaratılıştan zayıf iradeli olup, şeytanın desise ve vesveseleri karşısında aldanmaya uygun bir fıtratta idi. Ayrıca imtihanın gereği olarak, insanda unutkanlık, sabırsızlık, duygulara kolay kapılma gibi bazı zaaf cihetleri de vardı. Onu şeytan gibi bir dessasın aldatmaları karşısında takviyesiz bırakmazdı. Nitekim bırakmadı da. Cenâb-ı Hak onları cennetten yeryüzüne indirirken şöyle buyurdu:

“Kiminiz kiminize düşman olarak cennetten yere ininiz. Sonra ne zaman Benden bir rehber gelir de, kim ona tâbi olursa, artık o ne yolu şaşırır, ne de bedbaht olur.” (Taha Sûresi, 123)

Hz. Âdem ile Havva yeryüzünde uzun zaman birbirlerinden ayrı yaşadılar. Onlar günahlarından tevbe ettiler. Sonunda Cenâb-ı Hak bu içten tevbelerini kabul ederek onları Mekke civarında buluşturdu. Beraberce yaşamaya başladılar.

Allah; Âdem’i (as), cennetten çıkardığı zaman, ona her şeyi yapma san’atını da öğretmişti. Böylece Allah’ın cennette iken onlara bildirdiği, “Âdem! İyi bil ki bu, sana da eşine de tam bir düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, sonra perişan olur, helâke sürüklenirsin!” (Taha Sûresi, 117) mealindeki ikazı gerçekleşmiş oluyordu. Âdem (a.s.), çiftçi oldu ve ona demircilik san’atı da öğretildi. Âdem’in (a.s.), demirden ilk yapıp kullandığı şey bıçak oldu.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*