Cento Paktı, İttihad-ı İslam ve Said Nursî

Said Nursî, her şart ve zeminde, meşru meşrutiyetin, İslam kardeşliğinin ve İttihad-ı İslam’ın mücadelesini vermiş bir şahsiyettir.

Said Nursî’deki bu hal; M.Kemal ve İ.İnönü’nün tek parti diktatoryalarında olduğu gibi; çok partili siyasî hayata geçişte de devam etmiştir.

Zira; Onun ideallerinden birisi de ‘İttihad-ı İslam’ın tahakkuk ettirilmesi idi.

Bunun da ilk şartı şüphesiz ki, unsuriyetçilik fikirlerinden arındırılmış bir coğrafyanın oluşturulmasından geçmekteydi.

Said Nursî eserlerinin bir çok yerinde İttihad-ı İslam’dan bahsetmekte ve bunun önemine vurgu yapmaktadır.

“Sultan Selim’e biat etmişim. Onun İttihad-ı İslam’daki fikrini kabul ettim” demiş:

İhtilaf u tefrika endişesi

Kuşe-i kabrimde hatta bikarar eyler beni.

İtthatken savlet-i a’dayı def’e çaremiz,

İttihat etmezse millet, dağ-dar eyler beni.

Yavuz Sultan Selim.’’ 1

Cumhurbaşkanı’nın Celal Bayar, Başbakan’ın Adnan Menderes olduğu dönemde, Nisan’ın 1954’ünde, Türkiye Pakistan’la dostluk anlaşması imzalamıştır.

Bunu Şubat’ın 1955’inde Türkiye ile Irak arasındaki işbirliği anlaşması takip etmiştir. Yine 1955 ‘in Ekim ve Kasım aylarında Pakistan ve İran’ın da işin içine dahil olduğu bir anlaşma sağlanmış ve bir pakt oluşturulmuştur.

‘Bağdat Paktı’nın imzalanması üzerine Adnan Menderes “Bütün Arap devletlerinde olduğu gibi, Irak ile de iyi ve kardeşçe münasebetler tesisine gayret sarf etmek dış politikamızın mühim esaslarından birini teşkil etmiştir’’ diyerek ilişkilerin gelişmesinde verdiği önemi göstermiştir.’ 2

Türkiye yıllar sonra ilk defa yüzünü Arap kardeşlerine dönmüş ve Menderes vasıtasıyla Müslüman coğrafyanın insanlarına gül uzatılmıştır.

Bu İslam kardeşliğinin temellerinin Menderes eliyle atılması demekti.

Meşrutiyet döneminde Ahrarları kucaklayan Said Nursî, Ahrar (Sultan Hamid döneminde kurulan Hürriyetçi parti) ruhunun Menderes’te ve Demokrat Parti’de canlandığını müşahede etmiş, talebeleriyle birlikte bütün gücü ve yüreğiyle onlara destek olmuştur.

Onun bu işareti dün olduğu gibi, bugün de ve yarın da talebeleri tarafından hüsn-ü kabul görecek ve bu düşünceye sürekli destek verilecektir.

Bağdat Paktı’nın imzalanmasına oldukça sevinen ve bu anlaşmayı İttihad-ı İslam adına alkışlayan Said Nursî; Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Adnan Menderes’e müşterek bir mektup gönderir.

Said Nursî bu mektubunda; Irkçılık fitnesinin mahiyetini ve Müslüman ahali için oluşturacağı tehlikeleri, kendi hayatından örnekler vererek izah ettikten sonra, İslam kardeşliğine ve İttihad-ı İslam’a özellikle vurgu yaparak Demokrat Parti Hükümeti’ne oldukça önemli tavsiyelerde bulunarak onları tebrik eder.

“Reis-i Cumhura ve Başvekile, …Sizlerin Pakistan Ve Irak’la gayet muvaffakiyetkarâne ittifakını, bu millete kemal-i samimiyetle, sürur ve ferah ile kazanmanızı bütün ruh u canımızla tebrik ediyoruz. Bu ittifakınızı inşallah 400 milyon İslamın sulh-u umumiyesine ve selamet-i ammenin teminine kati bir mukaddeme olarak ruhumda hissettim.

Irkçılık fikri, Emeviler zamanında büyük bir tehlike verdiği ve hürriyetin başında ‘kulüpler’ suretinde büyük zarar görülmesi ve Birinci Harb-i Umumi’de yine ırkçılığın istimaliyle mübarek kardeş Arapların mücahid Türklere karşı zararı görüldüğü gibi, şimdi de uhuvvet-i İslamiyeye karşı istimal edilebilir ve istitrahat-ı umumiye düşmanları gizli dinsizler, yine o ırkçılıkla büyük zarar vermeye çalıştıklarına emareler görünüyor.

“Halbuki, menfî hareketle başkasının zararıyla beslenmek ırkçılığın seciye-i fıtrîsi olduğu halde, evvela başta Türk milleti dünyanın her tarafında Müslüman olduğundan onların ırkçılıkları İslamiyetle meczolmuş, kabil-i tefrik değil. Türk, Müslüman demektir. Hatta Müslüman olmayan kısmı Türklükten de çıkmışlar. Türk gibi Araplarda Araplık ve Arap milliyeti İslamiyetle meczolmuş ve olmak lâzımdır. Hakiki milliyetleri İslamiyettir. O kafîdir. Irkçılık, bütün bütün bir tehlike-i azimdir.

“Sizin bu defaki Irak ve Pakistan’la pek kıymettar ittifakınız inşallah bu tehlikeli ırkçılığın zararını def edecek ve dört beş milyon ırkçıların yerine, 400 milyon kardeş Müslümanları ve 800 milyon sulh ve müsalemet-i umumiyeye şiddetle muhtaç Hırıstiyan ve sair dinler sahiplerinin dostluklarını bu vatan milletine kazandırmaya tam bir vesile olacağına ruhuma kanaat geldiğinden, size beyan ediyorum.’’ 3

Bediüzzaman Said Nursî’nin nasihatlerine kulak veren Adnan Menderes’in İttihad-ı İslam’a giden yolu ne yazık ki Halkçılar ve ırkçılar tarafından kesilecek; daha uzun bir müddet bir fetret devri yaşanmasına sebep olacaklardır.

DP’nin başına gelen müessif ihtilalle idama kurban verilen demokrasi şehitlerinden sonra teşekkül edecek siyasî hayatta da Bediüzzaman’ın Ahrar ve Hürriyetçi siyasî anlayışını yansıtan Süleyman Demirel AP’sinin de yolu ne yazık ki ihtilallerle kesildiğinden, Bediüzzaman’ın ömrünü adadığı ‘İttihad-ı İslam’ noktasında bir türlü hedef yakalanamamıştır.

Bu vesileyle; Bediüzzaman Said Nursî’nin içtimaî alandaki düşüncelerini tahakkuk ettirmede ilk adımları atan ve Said Nursî’nin teveccühlerine mazhar olan ve Onun ‘İslam Kahramanı’ diye isimlendirdiği merhum Adnan Menderes’i bir kez daha rahmet ve minnetle anıyorum.

Dipnotlar:
1-Bediüzzaman Said Nursî. Divan-ı Harb-i Örfi.YAN.s.29.
2-Serkan Arın.Kahramanmaraş Sütçü İmam Ünv. Sos. Bil. Ens. Tarih ABD. Türk-Irak ilişkileri( 1945-1990) Yük. Lis. Tezi. Haziran-2009 3-Bediüzzaman Said Nursî. Emirdağ Lah. YAN. Printend in Germany. 1994.s.437.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*