Cevap bekleyen bazı sorular

Risale-i Nur’a önce bandrol engeli konulup, ardından devlet tekeli getirme adımının atıldığı süreçte gündeme gelen bazı soru işaretleri de cevap bekliyor.

Bunlardan biri, konunun hükümetteki birinci derecedeki ilgili ve sorumlu ismi olan Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’in şimdiye kadar bu hususta bir defa bile ağzını açıp konuşmamış ve tek kelime etmemiş olması.

Bakanlık adına sadece bir defa “sade suya tirit” bir açıklama yapıldı ve sonra AKP sözcüsü Hüseyin Çelik Bakanla konuşup ondan aldığını söylediği bilgileri Twitter’dan aktardı.

Bakanlık açıklamasıyla Hüseyin Çelik’in beyanlarını, içerdikleri çok açık çelişkilerle birlikte bu köşede detaylı şekilde değerlendirdik.

Derken, risaleleri devlet tekeline almayı öngören Bakanlık çıkışlı korsan maddenin gündeme gelip Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşüldüğü süreçte de Bakan ortalıkta yoktu.

Öyle ki, komisyonda maddenin hükümet adına savunmasını dahi başka bir bakan yaptı.

Acaba neden? Kültür Bakanı niye bu konuda hiç konuşmuyor? Kimi iddialarda dile getirildiği gibi devredışı mı, yoksa işin içinde başka şeyler mi var? Ya da Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasını yürüten isimler arasında yer aldığı için bu konularla ilgilenecek vakti olmuyor mu? Öyle ise Kültür Bakanlığı koltuğunda oturmayı niye sürdürüyor?

Peki, bandrol uygulamasını savunmaya çalıştıktan sonra o konuda bir daha ağzını açmayan Hüseyin Çelik, korsan maddeye karşı neden suskun kaldı ve risalelere devlet tekeli ile ilgili tartışmalarda bir fikir beyan etmedi?

Çelik’in maddeye karşı olduğu ve engellemeye çalıştığı yönündeki duyumlar doğru mu?

Cevabı merak edilen bir başka sual, nesebî vârislerden Seyda Ünlükul’a gayet mesafeli ve uzak duran, hatta onun verdiği dilekçeleri cevaplamakta dahi son derece gönülsüz ve gecikmeli davranan hükümetin, diğer vâris Saadet Ünlükul’la temas kurmak için bizzat Başbakan seviyesinde sarf ettiği yoğun gayretin ne anlama geldiği; ve bu çabaların sonuçsuz kalması üzerine iktidar mensuplarının Saadet Hanımı eleştiren beyanlarda bulunmaları.

Saadet Hanım üzerinden nasıl bir proje tasarlıyorlardı ki, onun görüşmeyi reddetmesi sebebiyle iş akim kalınca, apar topar korsan maddeyi hazırlayıp Meclise sevk ettiler ve tüm tepkilere rağmen komisyondan geçirdiler?

Peki, 30 Mart öncesi, 30’lu-40’lı yılların CHP’sini “Risaleleri yasakladı” diye yerden yere vuran AKP’nin, risalelere evvelâ bandrol engeli koyup sonra devlet tekeli getirme girişimine CHP, MHP ve BDP’li komisyon üyelerinin karşı çıkmasını nasıl yorumlamak lâzım? 

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*