Çift yaratılış ve parite teorisi

alt

“O ne yüce Allahtır ki herşeyi (zevc) çift yaratmıştır; arzın (yerin) çıkardıklarından kendi nefislerinden ve daha nice bilmediklerinizden.“

Yasin Sûresi 36. âyette Cenâb-ı Hak, mühim bir yaratılış sırrını insanlığa bildirir. O da çift yaratılma hadisesidir. Âyete göre her şey çift yaratılmıştır. Dünya ve içindekiler, insanlar ve insanların bilmediği bir çok şey çift çift yaratılmıştır. Yani bir başka deyişle hayatın ve kâinatın her tarafında bu duâlite sırrı hâkimdir. Her şeyde bir çift yaratılış özelliği vardır. Bu sırrı keşfeden Paul Dirac adlı bir bilim adamı meşhur parite teorisini ilim dünyasına kazandırmış ve bu teori ile Nobel ödülü almıştır. Bu teoriye göre her şey kendi zıt veya benzer çifti ile yaratılır. Yani maddî âlemde her bir şeyin kendine has bir zıddı veya benzeri, yani bir çifti vardır. Elektron ile proton bir zıt çift oluştururlar. Madde ve antimadde yine zıtlık oluşturan bir çift yaratılma özelliğine sahiptir.

Çift yaratılış gerçekten de hayatın bütün katmanlarında hâkim olan bir husustur. Mânâsı çok geniştir.

Meselâ Cennet ve Cehennem bir çift yaratılış misalidir. Âlem-i süflî, âlem-i ulvî diğer bir misaldir. Dünyanın bir eksi ve bir de artı kutbunun olması da benzer bir özellik gösterir. Tıpkı mıknatıslar gibi. Canlılar üremek için çiftler halinde yaratılmıştır. Yaratılan her bir maddenin bir de antimaddesi vardır. Hatta bir insan bile çift yaratılış özelliğine sahiptir. Beyni iki loblu, kalbi iki hazneli, akciğerleri iki parçalı, böbrekleri yine iki kısımdan yapılmış. Hatta bir insanı başından ayaklarına kadar ikiye ayırsanız bir simetri düzlemi ortaya çıkar.

Günlük kullandığımız işlemlerde bile duâlite özelliği vardır. Meselâ sayı düzlemimiz sıfır ekseninde artı 1 ve eksi 1 aralığındadır. Bütün bilgisayar hesaplamaları ikili sayı sistemine göredir. Elektrikteki alternatif akım sıfır ve bir düzleminde yine çift yaratılış özelliğine sahiptir. Misalleri çoğaltmak mümkün. Buradan çıkan sonuç her bir şeyin çiftler halinde yaratıldığıdır. Şayet bazı durumlarda biz bu çift özelliği göremiyor isek bu bizim bilgimizin eksikliğindendir. Zaten yukarıdaki âyette de “ve daha nice bilmediklerinizden” tabiri ile bu hususa dikkat çekilmiş.

Çift yaratılış özelliğine çok güzel bir tanım da Risale-i Nurlar’da verilmiş.

29. Sözde geçen ifade şöyle:

“Remizli bir nükte: Şu kâinata dikkat edilse görünüyor ki, içinde iki unsur var ki her tarafa uzanmış kök atmış: Hayır-şer, güzel-çirkin, nef’-zarar, kemâl-noksan, ziya-zulmet, hidayet-dalâlet, nur-nar, iman-küfür, taat-isyan, havf-muhabbet gibi âsarlarıyla, meyveleriyle, şu kâinatta ezdad birbiriyle çarpışıyor, daima tagayyür ve tebeddülâta mazhar oluyor. Başka bir âlemin mahsulâtının destgâhı hükmünde çarkları dönüyor. Elbette, o iki unsurun birbirine zıt olan dalları ve neticeleri ebede gidecek, temerküz edip birbirinden ayrılacak, o vakit Cennet-Cehennem suretinde tezahür edecektir.

İşte, bu mezkûr sırlar gibi daha bilmediğimiz çok ince, âli hikmetler için, âlemi bu surette irade ettiğinden, şu âlemin tagayyür ve tahavvülünü dahi o hikmetler için irade etti. Tahavvül ve tagayyür için zıtları birbirine hikmetle karıştırdı ve karşı karşıya getirdi. Zararları menfaatlere mezc ederek, şerleri hayırlara idhal ederek, çirkinlikleri güzelliklerle cem ederek, hamur gibi yoğurarak, şu kâinatı tebeddül ve tagayyür kanununa ve tahavvül ve tekâmül düsturuna tâbi kıldı.” (Sözler, s. 720)

İşte ebedî hayat olan Cennet ve Cehennemin mahsulatını yetiştiren zıtlıklar da yine çift yaratılışın başka bir veçhesini bize ihtar ediyor. Demek ki çift yaratılış meselesi ahiret ve dünya âlemlerini doğrudan ilgilendiren çok geniş ve umumî bir meseledir.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*