Çocuklara tuzak kuranlar

Çok önemli konular sebebiyle çocuklarımızı ihmal ettiğimizin farkına bile varmıyoruz. “Çok önemli konular” dediğimiz ve günlerimizi, aylarımızı heba ettiğimiz konuların, gerçekte “Amerika tavukları kaç adettir?” gibi lüzumsuz ve boş şeyler olduğunun da farkında değiliz.

Bunun yanında “önemli değil” dediğimiz şeyler ise bizim hem dünyada hem de ahiretteki hayatımızla yakından ilgili.

Bakınız, günümüzde hemen her ailede çeşitli sıkıntılar yaşanıyor. Tabiî ki bahsettiğimiz sıkıntılar sadece ekonomik sıkıntılar değil. Daha da ciddî olan ahlâkî ve sosyal sıkıntılardır. Ailede yaşayan büyükler de, küçükler de çeşitli tehdit ve tehlikeler altında. Üstelik bu tehdit ve tehlikeler bazılarının milleti korkutmaya çalıştığı ‘irtica tehdidi’ gibi sanal ve hayalî korkular değil. Başta çocuklarımız olmak üzere aile fertlerinin tamamı tehlike altında. Bu tehlike sadece dünya hayatımızı da tehdit etmiyor, aksine asıl tehdit ahiret hayatımızla ilgili…

Çocuklarımızı, bilmediklerini öğrensin diye okullara gönderiyoruz; ama farkında olsak da olmasak da asıl tehlike okullarda. Gerek arkadaş çevresi ve gerekse ‘hayatından bezmiş bir kısım eğitimci’ sayesinde faydalı bilgiler yerine ‘faydasız bilgi’lerle kafaları dolduruluyor. Bazı mütedeyyin aileler, çocuklarının okula başladıktan sonra daha fazla ‘bozulduğu’nun farkına varıyor. Gerçi bu tehlikeden kaçmak da mümkün değil, çünkü nihayetinde çocuğu ömür boyu evde tutmak mümkün değil. “Kötü”lerle de bir şekilde karşılaşacak. Önemli olan buna rağmen “iyi”yi tercih etmesi sağlanacak şekilde “iman eğitimi” verebilmek…

Konuyu aramızda müzakere ederken bir ağabeyimiz önemli bir ‘hatıra’sını anlattı. Çocuğunu ‘mütedeyyin bilinen bir özel okul’a kaydettirmiş. Bu esnada da okuldan beklediklerini idarecilere hatırlatmış. İdareciler ne dese sevinirsiniz? “Beyefendi, çocuğunuzu (ahlâkî bakımdan) okulumuza teslim ettiğiniz gibi mezun edebilirsek ne mutlu bize!”

Acı, ama gerçek bu! Daha iyi olsunlar diye okullara teslim ettiğimiz çocuklarımız yanlış dönen eğitim çarkları arasında telef olma tehlikesi ile karşı karşıya.

Çocuklarımızı tehdit eden tehlikeleri saymakla bitiremeyiz. Başta TV olmak üzere internet ve gazetelerdeki müstehcenlik en büyük tehlike. Nedense bu tehlikenin farkına varamıyoruz. Türkiye’yi idare edenler de daha ‘önemli (!)’ konuları tartıştıkları için bu meselelere vakit ayıramıyorlar.

Avrupa Birliği Komisyonunun İçişlerinden sorumlu bir üyesi, çocukları istismar edenlerin kullandığı internet sitelerine kaşı özel çaba çağrısı yapmış. Çocukların korunması için acilen harekete geçilmesini siteyen AB Komisyonu üyesi, bu internet sayfalarına erişimin yasaklanmasında da ısrarcı olmuş. (Taraf, 31 Mart 2010)

Dikkat edelim. Benzer çağrılar çok daha önce Türkiye’yi idare edenlerden gelmesi gerekirken, AB Komisyonu üyelerinden geliyor. Bu çağrıların AB ülkelerinden gelmesi, oradaki gençlerin, çocukların ve ailelerin daha erken ‘kaybedilmiş’ olmasından kaynaklanıyor olabilir. Ama unutmayalım ki biz de çocuklarımızı, gençlerimizi ve ailelerimizi kaybetmek tehlikesiyle karşı karşıyayız.

Bu tehlikeyi ciddiye alalım ve çocuklarımız başta olmak üzere ‘aile’mize sahip çıkalım. Bu yolda en büyük yardımı da duâ ile Rabbimizden talep edelim vesselâm…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*