Çocuklarımız reklâm ve suç kıskacında

Çocuklarımız toplum hayatının önemli bir kesimini oluşturuyor.

Her şeyin hız ve hazza yöneldiği, manevî değerlerin büyük sarsıntılar geçirdiği asrımızda onlar neler hissediyor? Bir kısmı rahat, konforlu ortamlarda mutlu mesut görünürken, bir kısmıysa kaos-şiddet ve savaş atmosferinde yaşamaya çalışırken ruh dünyaları ne âlemde acaba? Anne babaları, yetkili kişiler onların problemlerine ne derece duyarlı?

TÜİK’in 2016 sayımına göre ülkemizde çocuk nüfusunun 22 milyon 891 bin 140 olarak belirlendiğini düşünürsek bu sorular daha da kritik hale geliyor.

Çocuklar, nüfusumuzun yüzde 28,7’sini oluşturuyor.

MEDYADA ÇOCUK

Sanki bir meta… Çocuklar bugün medyanın önemli figüranlarından. Yaradılışları gereği inanmaya, inandırmaya yatkınlar. Çocuk karesinin görüldüğü her an izleyenlerin ruhlarında müsbet duygular uyanmaya başlıyor. Bu yüzden de dizilerde, kliplerde, filmlerde bolca çocuk kullanılıyor. Reklâmlarda da…

Reklâmların tüketim üzerindeki etkisi tartışılmaz. “Reklâmlarda çocukların kullanılması” ise çok boyutlu bir konu. Bunu çocukların psikolojisi açısından, yetişkinlerin duygularının sömürülmesi penceresinden, ahlâkî olarak pek çok açıdan incelemek mümkün. Konuyu bir de çocukları hedef alan reklâmlar, hedefe ulaşmak için çocukları kullanan reklâmlar şeklinde de ikiye ayırabiliriz. Şirketlerin, reklâm ajanslarının ve çocuklarını reklâmlarda meta olarak kullandıran anne babaların bu konuyu sömürmeye, boşluklardan yararlanmaya hakları yok.

ARAŞTIRMALAR NE DİYOR?

Yapılan araştırmalar halkımızın % 54 oranında reklâma inandığını gösteriyor. Bu oranın İngiltere için % 14 olduğunu düşünürsek ülkemiz adına acı bir tablo!

Yine araştırmalar gösteriyor ki, çocuklarıyla birlikte alış verişe çıkan ailelerin tüketimi % 82 artıyor.

Danimarka, Norveç ve İsrail’de çocukları hedef alan reklâmlar tamamen yasak. Bunun sebebi fakir çocuklarda ortaya çıkabilecek psikolojik problemler.

Kanada Quebec’te 13 yaşından küçük çocuklara yönelik her türlü reklâm yasak. Fransa’da bir ürün ya da hizmetin tüketimini tavsiye etmek amacıyla sağlık ürünleri dışında reklâmda çocuk kullanılamıyor.

Finlandiya’da ancak sağlık ve eğitim ürünü reklâmlarında çocuk kullanılabiliyor. Hollanda’da 14 yaşından küçük çocuklar şekerleme reklâmlarında rol alamıyor. (Sabah, İşte İnsan, 6 Mayıs 2007)

SOSYAL MEDYADA ÇOCUK

Çocuklarının görüntülerini sosyal medya hesaplarında teşhir eden anne babaların haliyse apayrı bir konu. Pedagoglar bu işi çözmeye çalışıyorlar.

ÇOCUKLAR SUÇA İTİLİRKEN

TÜİK’in 2016 sayımına göre çocuklar, nüfusumuzun yüzde 28,7’sini oluşturuyor.

* 2016 neticelerine göre güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocuk sayısı 2016 yılında, 2015 yılına göre % 10 oranında artarak 333 bin 435 oldu. Çocukların % 54,8’i 15-17 yaş grubunda, % 23,2’si 12-14 yaş grubunda, % 21,9’u ise 11 yaş ve altında olduğu görüldü.

* Çocuklar güvenlik birimlerine en çok mağdur olarak geldi.

* Adlî birimlere 64 bin 981 çocuk sevk edildi.

* Suça sürüklenen çocukların % 33,2’si bağımlılık yapan madde kullandı.

ANNESİYLE MAHKÛM ÇOCUKLAR

2017 Ağustos ayı itibarıyla 15 Temmuz sonrasında annesiyle birlikte cezaevinde kalanların sayısı 668. Bu çocukların 249’u ise bebek. Annesiyle birlikte hapishane hayatına mahkûm olan çocuklar hakkında medyadan takip ettiğimiz kadarıyla ne adalet Bakanlığı, ne de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından yapılan herhangi bir iyileştirme çalışması yok. Maddî manevî ihtiyaçları ne durumdadır? Anneleriyle birlikte orada gerçekten bulunmaları hak mıdır?..

HÜLÂSA

Çocuklarımız istikbalimizdir. İlâhî emanetlerimizdir. Anne babaların, şirketlerin, reklâm ajanslarının, küresel insan ticareti ile uğraşan şebekelerin çocukları suistimal etmeye sömürmeye hakları yoktur. Yetki verdiklerimizin gerekenleri yapmasını temenni ediyoruz.

Yasemin Güleçyüz

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*