Çocuklarımıza kulak verelim

23 Nisan her yıl ‘yurt içinde ve dış temsilciliklerde’ Çocuk Bayramı olarak kutlanıyor. Çocuklar için ilgisiz bir günü ‘bayram’ ilân etmekle onları tatmin edeceğimizi düşünmemiz her halde yanlışların başında gelir. “Meclislerinin açılışını ‘çocuk bayramı’ olarak kutlayan başka milletler var mı?” doğrusu merak edilmesi gereken bir soru. Yıllarca tek parti ile idare edilen bir ülkede, “Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” demek ne kadar çelişki ise, bu da öyle bir çelişki olsa gerek.

Siyasî tartışmalar bir yana, çocuklarımızın eğitimine gereken ilgi ve alâkayı göstermediğimizi kabul etmek durumundayız. “Okula gönderiyoruz, ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Daha ne yapalım?” diyemeyiz. Doğru, belki de kendi ihtiyaçlarımızdan kısarak onların ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz, ama hangi ihtiyaçlarını karşıladığımızı hesap ediyor muyuz? ‘Mide’lerinin ihtiyaçlarını karşılamak için gösterdiğimiz gayreti, ‘kalp ve akıl’larını tatmin için de gösteriyor muyuz? Yoksa ‘mide’leri dışında da bir ihtiyaçları olduğunu unutmuş muyuz?

Slogan haline getirdiğimiz ‘eğitim önemlidir’ tesbitinin gereğini yerine getiriyor muyuz? Hepimiz bilmeliyiz ki eğitim denince aklımıza sadece ‘ana okulu’ ya da ilk öğretim gelmemeli. Eğtimin “anne karnı”nda başladığını kabul eder ve ona göre programlar geliştirirsek daha isabetli çözümler bulabiliriz.

“I.Türkiye Çocuk Hakları Kongresi” çerçevesinde 81 ilin öğrenci ve çocuk meclisleri aracılığıyla 9-18 yaş grubunda 6230 çocuğun görüşü alınarak “Sesimizi kim duyacak?” adıyla “2010 Çocuk Görüşü Raporu” hazırlanmış.

Çocuk Vakfı Çocuk Akademisi ve Çocuk Hakları Okulu tarafından hazırlanan raporda dile getirilen talepler şöyle özetlenebilir: Çocuk haklarına dayalı ülke ölçekli ve kapsayıcı bir çocuk politikamız yok.

Rapordaki bazı tesbitler de şöyle:

•Çocukların yüzde 72’si haklarını bilmiyor.

•Kendilerini ilgilendiren konularda çocukların görüşü sınırlı ölçüde alınıyor.

•Karşılaştıkları en önemli ayrımcılık türü; cinsiyet ve ırk ayrımcılığı.

Çocuk Vakfı’nın çalışmasından anlaşıldığına göre 26-28 Kasım 2010 tarihleri arasında “I. Türkiye Çocuk Hakları Kongresi” toplanacak. Konusu ‘çocuklar’ olan böyle bir kongrenin toplanacak olması başlı başına hayırlı bir adımdır. Temenni ediyoruz ki kongrede isabetli tesbitler yapılsın ve bu tesbitleri uygulama imkânı bulunsun.

Çocuklarımız tehlikede, ama bu tehlike bugün başlamadı. Günümüzde yaşanan, “kurdun gövde içine girmiş olması” halidir. Bu tehlikeyi parsuman tedbirlerle engellemek ne yazık ki mümkün değil. Çok küçük yaşlarda başlaması ve ısrarla devam ettirilmesi gereken bir şefkat eğitimine ihtiyacımız var. Çocuklarımızın kalbine, duygularına ve hislerine de hitap eden bir ‘ikna eğitimi’nden başka çıkış yolu görünmüyor.

Ankete katılan çocuklar, “Sesimizi kim duyacak?” diye sormuş. Devleti idare edenler bu çağrıyı duymuyorsa, biz duyalım!

 

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*