“Çok şükür bizim dükkân yanmadı!”

Risale-i Nur’un muhtelif yerlerinde Gülistan sahibi Şeyh Sa’di-i Şirâzî’den nakiller yapan Bediüzzaman, “Şeyh Sa’dî bu vâkıayı, kısaca hülâsasını Gülistan’ında yazmış” diyerek, o eserde geçen bazı hakikatli dersleri ve hikâyeleri Risale-i Nura dâhil edip, onlardan örnekler vermiştir.

“Bütün ihtilâlât ve fesadın asıl madeni ve bütün ahlâk-ı rezilenin muharrik ve menbaı, tek iki kelimedir. Birinci kelime: “Ben tok olsam, başkası açlıktan ölse bana ne. “İkinci kelime: “İstirahatim için zahmet çek; sen çalış, ben yiyeyim.”(Hakikat Çekirdekleri) Hakikatiyle, Risale-i Nurda özetlenmiş olan neme lazımcılık ve sadece nefsini düşünme yanlışlığına Gülistan eserinden ibretli bir hikâye aktarmak istiyoruz.

“İşittim ki, bir gece, halkın yanık yüreğinden çıkan bir âh, bir ateş halini alıp, Bağdat’ın yarısını yakmış. O sırada birisi: “Çok şükür, bu yangın bizim dükkânımıza zarar vermedi” demiş. Cihan görmüş birisi ona şöyle demiş: “Ey idraksiz adam, sen yalnız kendini mi düşünürsün? Koca bir şehir yansın da, senin evin kurtulsun, hoşuna gider mi? İnsanların açlıktan karınlarına taş bağladıklarını gören kimse, eğer taş yürekli değilse, midesini doldurmaz. Bir fakirin açlıktan kan yuttuğunu gören bir zengin, ağzına aldığı lokmayı nasıl çiğner? Hastanın sahibi sağlamdır, sıhhattedir deme. Çünkü o da, kederinden o hasta gibi kıvrım kıvrım kıvranmaktadır. Merhametli yolcular konak yerine vardıkları zaman, yolda kalanlar gelip yetişmeyince, uyumazlar. Diken taşıyan kimsenin eşeği çamura battığı zaman, padişahların gönlü muztarip olur. Mesut olmak isteyen ârif için (anlayışlı adam için) Sadi’nin bir sözü kâfidir. Dinlersen, sana bir nasihat vereyim: “Diken ekersen gül biçemezsin.”

“ Bizim dükkân yanmadı” yanlışlığından ve rahatlığından kurtulmak duasıyla…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*