Darbeler,referandumlar ve Yeni Asya

Garipliklerin, tuhaflıkların yaşandığı bir ülkede hayat sürüyoruz. “Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür” kaziyesince yaşanan olaylar çok çabuk unutulunca, yaşanan hadiselerin mahiyeti ve insanların bu hadiselere karşı takındıkları tavır ve davranışlar da çabucak unutuluyor.

Daha da ötesi, zamanla insanların takındıkları yanlış duruşların üzerine bir sünger çekilip, hiçbir şey olmamış gibi hiçbir kusur yapmamışlar gibi bir pişkinlik içerisine girilebiliyor bazılarınca. Bu meyanda geçmişte yaşanan olaylar karşısında dik durup, doğru ve merdâne bir tavır sergileyen insanların ve câmiâların takdire şâyân bu durumları kolayca unutulup, görmezlikten geliniyor.

Unutulan veya o zaman takınılan tavırları ters yüz ederek millete yanlış olarak yutturulmaya çalışan bir olay da şimdi referandum konusu olan Seksen İki Anayasası.

Günümüzde hemen hemen hiç kimsenin, hiçbir kesimin kabullenmediği, sahiplenmediği bu ihtilâl anayasasının, o zaman yüzde doksan iki gibi yüksek bir oyla kabul edilmesi neyi ifade ediyor sizce? Bu yüzde doksan ikilik kabul oyunu kimler verdi? Geriye kalan yüzde sekiz gibi küçücük hayır oylarını kimler verdi o zaman? O zamanın şartlarında ihtilâl anayasasına kimler bazı tehlikeleri, bazı riskleri göze alarak “hayır” diyebilme cesaretini gösterebildi? Veya o zaman hangi insanlar, hangi camiâlar bu anayasanın bir darbe anayasası olduğunu, dolayısıyla kanunlara uygun meşrû bir anayasa olmadığını; bunun millete zorla dayatıldığını, ileride bu anayasanın millet için, ülke için sıkıntı kaynağı olacağını ferasetiyle, basiretiyle görebildi ve bu görüşlerini de mertçe söyleyebildi?

Şimdi geçmişte yaşananları bilip öğrenmeden herkes, referanduma gidecek olan mevcut darbe anayasasının bazı maddelerini değiştirmeye yönelik paket hakkında konuşuyor. 82 Anayasası’nın oylaması sırasında o zamanlar aşkla, hararetle lehte konuşanlar, yazı yazanlardan hemen hiç kimse artık bu anayasa hakkında—savunmak bir tarafa—aleyhte atıp tutuyor. Tabiî otuz yıl sonra da olsa darbe şakşakçılarının bu seviyeye gelmeleri yine de İnşâallah hayra alâmettir.

Ama bu defa da bazı yanlışlar yapılıyor. Bir kesim, anayasayla ilgili bu kısmî değişiklik paketini sanki bir devrim niteliğinde görüp, bunun kabulü durumunda yaşanmakta olan bütün sıkıntıların sanki son bulacağını abartılı bir şekilde halka anlatarak ifrata gidiyorlar. Diğer kesim de siyasî hesaplarla pakete karşı çıkarak halkı o yönde yönlendirmeye çalışıyor. Halbuki biz biliyoruz ki, referanduma gidecek olan bu anayasa paketi ne temel sıkıntıları sona erdirecek bir değişikliktir; ne de tamamen içi boş, karşı çıkılacak bir metindir.

İşte şimdi, üzerinde bir çok siyasî hesaplar yapılarak referanduma götürülecek olan bazı maddeleri içinde bulunduran darbe anayasasına, tâ o zaman tamamına birden tavır koyarak açıkça karşı çıkan o yüzde sekizlik isabetli ve merdane duruş sergileyen grubun içinde Yeni Asya camiasının bulunduğunu dost düşman herkes biliyor. Bir tahdis-i nimet olarak bu doğru ve cesurâne duruşumuzu o zaman bir çok insan belki anlamakta zorluk çekmişti. 12 Eylül darbesine ve darbecilerin hazırladıkları anayasaya niçin destek vermediğimizi bir çok dost çevremiz dahi anlayamadıkları gibi sırf bu tavrımızdan dolayı bizi en ağır şekilde kınayıp ayıpladıklarını da yaşayarak geldik.

1982 Darbe Anayasasının oylamasında bir seçim bölgesindeki sandık başkanlığımız esnasında, sırf anayasaya “evet” lehinde bulunmayıp, tarafsız bir tavır içinde olduğum için darbeci zihniyeti benimseyen muarızlardan başka dost bildiğim çevremden bana isnat edilen “hain”, “devlet düşmanı” gibi hakaret içeren sataşmaları acı birer hatıra olarak hatırlıyorum.

Yine o günlerde darbeye ve darbe anayasasına karşı çıktığı için Yeni Asya gazetesinin başına gelenleri bazı insanlar görmezlikten gelseler de, bu şerefli duruş tarih sayfalarındaki yerini aldı. Tuhaf olan şu ki, darbecilere ve onların hazırladıkları anayasalarına tereddütsüz destek verenler; bugün kendilerini darbe mağduru diye millete takdim etmekte hiçbir sakınca görmüyorlar.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*