Davutoğlu ve Babacan hareketi

altZulüm devam etmez…

Haksızlık ve hukuksuzluk insanların vicdanında sürekli olarak yer tutmaz.

Belki bir yere kadar ‘keyfa ma yeşa’ hareket edebilirsiniz.

Dediğim dedik, çaldığım düdük diyebilirsiniz.

Ancak bir yere kadar.

Gün gelir tepkilerle karşılaşırsınız.

En yakınların bile sizi terk eder.

Bir anda “beraber ıslandık bu yollarda” diye siz devam ederken, diğerleri ıslak ve kaygan yollardan kurtulup karşı şeritten size el sallıyor olabilir.

İşte tam da iktidar partisinin içinde olduğu durum gibi.

Yada, mevcut Başkanın kontrolü tümden kaybetmeye başladığı an gibi…

Öyle değil mi?

Başkanlık rejimi ve onun Başkanı son zamanlarda çok ciddi sıkıntılar yaşıyor.

İçtimai ve siyasi ve ekonomik kontrol ayaklar altından kayıyor.

Bir türlü toparlanamıyor, iktidar cephesi.

Bu durum ağızlardan çıkan sözlere bile yansımaya başladı.

Baksanıza Başkanın danışmanları sürekli olarak hata düzeltmekle meşguller.

Zira Başkanın nerede nasıl bir bombanın pimini çekeceği belli değil.

Reis beyin kafasında kırk değil seksen tilki dolaşıyor, hepsinin de kuyrukları birbirine düğümlenmiş, sanki arap saçına dönmüş vaziyette.

Bir çok iç ve dış sorun tilki kılığına girmiş, anlayacağınız.

Ahmet Davutoğlu - Ali Babacan
Ahmet Davutoğlu – Ali Babacan

En güncel sorun ise Davutoğlu ve Babacan hareketi, hiç şüphesiz.

Çünkü bu iki hareketin de ortak noktası aynı: Mevcut iktidarı tahtından indirmek.

Daha doğrusu Erdoğan’ın saltanatına son vermek.

Peki bu iki hareketin başarılı olma ihtimali var mı?

İktidarı koltuğundan edebilir mi?

Erdoğan’a, artık yeter diyebilir mi?

Bu sorulara şu an için evet diyebilmek çok zor. Çünkü karşılarında iktidar için her yolu deneyebilen, her türlü seçeneği masaya getirebilen ve bu yolda hiç bir değer tanımayan ve kutsal değerleri de dahil her şeyi iktidarına alet edebilen bir kişi var.

Üstelik medya dediğimiz kesimin neredeyse yüzde doksanını yandaş hale getirmiş bir kişiden söz ediyoruz. Arkalarında milyar dolarları aşan bir servet de cabası…

“Peki hal böyle iken iktidar niçin çok telaşlı ve tedirgin” diyebilirsiniz.

Doğru da dersiniz.

Çünkü sistemden kaynaklanan bir sıkıntı var.

O da şu:

Bu iki hareket iktidar cephesinden yüzde bir-iki oy bile koparsa bu Başkanın başkanlığının bitmesi anlamına geliyor.

İşte iktidar cephesinin korkusu bundan.

İşte Başkanın beraber yürüdüğü en önemli adamlarını yolsuzluk ve hırsızlık ile suçlamasının nedeni de bundan.

Şehir Üniversitesindeki durum, söylemek istediğimiz.

Bu durum gösteriyor ki iktidar kaybı ihtimali arttıkça Başkan sertleşebilir.

Hatta ülke için çok sıkıntılı kararlar da önümüze gelebilir.

Zira şu an iktidarı terk etmemek için her yolu deneyecek bir yönetim var karşımızda.

Bu nedenle ülke tümden etkilenebilir.

Bir yazımızda ifade etmiştik:

Dünya için en büyük tehlike, “Köşeye sıkışmış Trump’tır”

Türkiye için ise, yine “köşeye sıkışmış bir Erdoğan’dır.”

17-25 Aralık sürecinde yaşananları hatırlayın…

15 ve 20 Temmuz sonrasında şahit olduğumuz haller de yine buna en açık delildir.

Ancak ne olursa olsun yine yolun sonu görünüyor.

Baskı rejimlerinin genel karekteridir:

Hep gerilimle işe görürler. Fakat sonra gerilen ip bir anda kopar ve çökerler.

Tarihte ve yakın çevremizde çok örnek görebilirsiniz.

Bu nedenle Davutoğlu ve Babacan hareketi önemli.

Zaten baskı rejimleri kendilerini iptal edecek fertleri kendileri yetiştirirler.

Siyaset literatüründe buna, “kendi Musa’sını yetiştirmek” denir

CHP de öyle değil miydi?

Demokrat partiyi kendi içinden çıkarmadı mı?

Evet, bu gün için de Davutoğlu ve Babacan hareketi benzer bir hizmet yapabilirler.

İktidardan alacakları yüzde beş-on gibi bir oyla millet ittifakıyla birlikte demokrasinin, güçlü bir meclisin, kuvvetler ayrılığının ve tam bir adaletin yolunu açabilirler.

Hukukun üstünlüğünü tesis edebilirler.

İttifak sisteminde bir oyun bile ne kadar değerli olduğu unutulmasın.

Bu nedenle Ak Parti cephesinden çıkan iki hareket de önemli.

Zira bu iki hareketin siyasi yaşama katkısı önemli olacak.

Bir de şu bizim Demokratlar bir uyansalar.

Çok fazla “uysallığı” bir kenara bırakıp üzerilerindeki ölü toprağını bir silke bilseler.

İnanın o zaman siyaset çok daha fazla canlı ve heyecanlı olacaktır.

Millet bu günlerde ciddi bir ümit arıyor, haberiniz olsun.

Benzer konuda makaleler:

1 Yorum

  1. Siz de yanlış yollarda yürüyorsunuz.. Hizmetten bahsediyorsunuz şimdi de ümmeti bölmek ve yapılan iyi işleri görmemek üzerine ehli dalaletin oyunlarındasınız.
    Sizin tarafınız ne onu bilelim.
    Ehli dalalet mi ehli hak mı..
    Biz siyasette üstadımızın söylediği gibi ehvenü şer e bakarız. Bizim mesleğimizde siyasette tarafgirlik yoktur. Eğer ki siz buradan tarafgirlik yapma yolunda iseniz şu anda siz kesinlikle müsbet hareketi seçmemişsiniz demektir. Diğer ehli dalaletin ekmeğine yağ sürmek istiyorsanız sorumluluk da size aittir. Biz hükümetin her yaptığı doğrudur demiyoruz. Ancak şu andaki rahatlık da bazılarına batıyor gibi görünüyor. Herşey Allah’tandır.. Herkes hesabını verecek ve buradan yazı yazarken dikkatli olun ya hizmet yapın yada siyaset…

Gültekin için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*