Demokrasi mücadelesi ve Demokratlar

Adnan Menderes liderliğinde Ahrar / Demokrat güçlerin, 1950’lerde Türkiye’nin, 27 yıl süren tek parti istibdadından kurtulup demokrasiye geçmesinde büyük emekleri vardır.

O süreçte Üstad Bediüzzaman ve Nur Talebeleri’nin onlara verdikleri destekle o güçler, birinci sınıf bir demokrasinin ülkede tesisi için çok çalıştılar.

Demokratlar, yarım asır boyunca baskı altında tutulan toplumun insan hak ve hürriyetleri, fikir, din ve vicdan hürriyetlerini serbest bıraktılar.

O dönemde onların yaptıkları en iyi icraatların başında, Ezanı aslına çevirmeleri ve Risale-i Nur’un matbaalarda serbestçe basılmasının ve okunmasının önünü açmalarıdır.

Onlar, bir taraftan bu demokratik adımları atarlarken, diğer taraftan devlet kaynaklarının önemli bir kısmını, ülkenin maddî yönden gelişmesini sağlayan tarım ve sanayi üretimi için kullanmışlar, ülkeyi baştanbaşa fabrika, baraj, köprü ve yollarla süslemişlerdir.

Türkiye’nin demokrasiye geçmesini; cehalet, fakirlik ve ihtilâftan kurtulup zenginleşmesini hazmetmeyen dâhilî ve harici fesat şebekeleri, Kemalist askerleri iğfal ederek onlara 1960’ta darbe yaptırdılar ve Demokrat idareyi silâh zoru ile alaşağı ettiler.

Süleyman Demirel liderliğinde toparlanan Demokratlar, 1965’te tek başlarına tekrar iktidara gelerek, askıya alınan demokrasiyi yeniden devreye sokmaya başladılar.

Fesat şebekeleri, 1971’de askerleri bir defa daha iğfal ederek, onları Demokratlara musallat ettiler ve muhtıra ile onları tekrar yönetimden uzaklaştırdılar.

Ancak Demokratlar pes etmediler, Nur Talebelerinin desteği ile 1973 ve 1977 seçimleri akabinde teşkil edilen koalisyonların büyük ortağı oldular, ülke idaresinde söz sahibi olmaya ve demokrasiyi uygulamaya devam ettiler.

Demokratlar, fesat odaklarının askerleri kışkırtmasıyla gerçekleşen 1980 darbesinde tekrar iktidardan düşürüldüler.

Süleyman Demirel liderliğindeki Demokratlar yine pes etmediler, Anadolu’yu karış karış dolaşarak onlara konan siyasî yasakların 1987’de Referandum ile kalkmasını sağladılar ve 1991’de iktidara gelmeyi tekrar başardılar.

Aynı odaklar, halkı şaşırtarak 2000’lerin başında fitne – fesat oyunlarıyla Demokrat güçleri siyaset sahnesinin dışına ittiler, onların yerine Demokrat ve Vizyon sahibi olmayan, Kemalizm ile barışık mevcut siyasîleri sahneye sürdüler.

Sözün özü: Günümüzde hâkim siyasîlerin demokrasiyi askıya alarak izledikleri yanlış politikalar, ülkeyi perişan bir hale getirmiş, toplum kesimlerini alternatif arayışına sevk etmiş durumdadır. Demokratların meydana çıkmaları için siyasî zemin gayet müsaittir.

Halihazırda onları temsil eden Demokrat Parti ekibi, Süleyman Demirel ve ekibinin yaptığı gibi meydanlara çıkarak, yanlış adreslere giden demokrat seçmenleri ikna edip yuvalarına dönüşlerini sağlamaları ve siyasette alternatif bir güç olduklarını ispat etmeleri gerekmektedir.

Bunu yapmaları durumunda, kitlelerin onlara sür’atle katılacağı ve onları en kısa zamanda iktidara taşıyacağı muhakkaktır.

Türkiye’nin düzlüğe çıkması buna bağlıdır.

İbrahim ERSOYLU

Benzer konuda makaleler:

1 Geri Dönüşüm

  1. Sol, demokrasi ve Kemalizm | EuroNur | SaidNursi.de

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*