Demokrasi ve adalet reformu niçin gündemde?

Üstad diyor ki:

“Eğer uçları ecnebî elinde olan dünya siyasetine karışmak için bir iştiham olsaydı, değil sekiz sene, belki sekiz saat kalmayacak, tereşşuh edecekti…”

İlginç bir tanım bu.

Ülke siyasetindeki fiili durumu net bir şekilde ortaya koyuyor.

Yani…

Avrupa üflüyor bizim adamlar burada oynuyor.

Ne kadar burun kıvırsak da gerçek bu.

İşte son günlerdeki iktidar cephesinden yükselen demokrasi, adalet, hak, hukuk gibi laflarının temel sebebi yukarıdaki tanımda saklı.

Çünkü…

3 Kasımla birlikte ipin bir ucu Biden ve ekibinin eline geçti.

Diğer bir ucu zaten AB elinde idi.

İpi elinde tutanların da demokrasi esintileri üfleyecekleri bilinen bir gerçek.

Zaten Biden da bunu açık açık ifade etti.

ABD’de demokratlara verilen yetmiş beş milyon oyun da net mesajı buydu.

Bu mesaj da sadece ABD değil, AB tarafından da alındı.

Yani artık AB de demokrasi ve hukuk diyecek.

Daha doğrusu dış ilişkilerinde bu temel özelliklere önem verecek.

Bilhassa Türkiye ile…

İşte şu an ülke yönetiminde bulunanlar da bu durumu net olarak anlamış olacaklar ki…

Birden ve çok ani bir şekilde demokrasi ve hukuktan yana dümen kırdılar.

Hem de sürpriz bir şekilde.

Öyle ki bir çok kesim bu keskin dönüşte virajı alamayarak şaşkınlık duvarına çarpmak zorunda kaldılar.

Peki iktidar gerçekten demokrasiye dönebilir mi?

Ve yine gerçekten bağımsız bir yargı ve adalet tesis edebilir mi?

Bu soruların cevabı açık: İmkansıza yakın hayır.

Bu saatten sonra demokrasi ve hukuk gibi söylemlere dönmeleri mümkün değil.

Yani uygulama olarak.

Bu meselenin bol bol lafını edebilirler.

Zaten edip de duruyordular.

Ancak uygulamada demokrasiye ve hukuka dönmeleri çok zor.

Hem nasıl dönsünler hak ve hukuka?

17 – 25 Aralık sürecini aydınlatmak için mi?

Halk bankası davasını, Zarrab’ın rüşvet iddialarını ortaya çıkarmak için mi?

Kara para aklamasındaki aktörleri adalete teslim etmek için mi?

Mal varlığı konusunu araştırmak için mi?

Mümkün değil…

Bu nedenle iktidar asla ve asla gerçek demokrasiye ve bağımsız bir yargı nizamına dönemez.

Peki bunca laflar niye?

Ağır topları sahaya sürerek demokrasicilik oyunlarının sebebi ne?

Bize göre iki ana temel sebebi var.

Birincisi:

Batı cephesinden gelebilecek itirazlara, “işte bir şeyler yapmaya çalışıyoruz” görüntüsü vermek. Yani demokrasicilik oyunu oynayarak oyalama taktiği…

İktidarın çok sevdiği ve şimdiye dek de başarıyla uyguladığı bir manipülasyon bu.

İkincisi ise:

Bilhassa ABD elinde bulunan Zarrab, mal varlığı, Halk Bankası gibi dosyalar ile iktidar üzerine bir baskı geldiği zaman; “Biz demokrasi yolunda ilerlemek istiyoruz, ama bakın Batı buna engel oluyor” propagandası ile iç kamuoyunda gerelim meydana getirmek. Ve bu yolla kendi oylarını konsolide etmek.

Böylece belki de yakın bir seçimde tekrar bir başarı elde etmek.

Ekonomik çöküntü de belli bir şekilde etkili olabilir.

Ancak ne olursa olsun bize göre gerçek demokrasiye dönmeleri çok zor.

Bunlar bizim görüşlerimiz elbette…

Ve keşke bu görüşlerimiz yanlış olsa.

İktidar cephesi tüm demokratik ve hukuk söylemlerinde samimi olarak adımlar atsa da bizi yanıltsa.

Ancak muhalefet liderine “derin mahfillerden” yapılan “kazıklı ölüm tehditlerine” bile ses çıkaramayan bir hükumetten nasıl bir adalet ve demokrasi reformu beklersiniz, bilemiyoruz…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*