Demokrat Parti geldi, ama hâlâ demokrasi gelmedi

Image

Bugün 14 Mayıs. Demokrat Parti’nin iktidara gelişinin 61. yılı. Demokrat Parti o gün iktidara gelmiş, ama maalesef o gün bu gündür Türkiye’ye demokrasi hâlâ gelmemiştir, gelememiştir, daha doğrusu getirilmemiştir.

Osmanlı Devletinin yıkılmasından, yıktırılmasından sonra bir devlet doğmuştur. Aslında canını dişine takan bir millet, vatanı işgalden kurtararak bu devletin kuruluşunu sağlamıştır.

Milletin bu mücadelesinde, zaferin kazanılmasından sonra milletle işleri biten bazı hainler, onun can damarı mesabesindeki değerlerine saldırıp, millete yıllarca kan kusturmuş, onları fetret devrine dûçâr eylemişler. Şaşkın millet ne yapacağını bilemezken, yıllar sonra çok partili seçimlerin ilki olan 1946 şafağı ile uyanmış, ama orada da hainler şeytânî bir plânla, “açık oy, gizli tasnif” şeklindeki sandık oyunuyla, oylarla iyi bir oynamıştır. Aslında o seçimde de millet iktidara gelmişti. Fakat, sandıkta yapılan alicengiz oyunuyla Demokrat Parti’yi iktidara getirmemişlerdir.
Büyüklerimiz anlatır. Açıkça DP’ye oy verenin “vay haline” denildiği bir durum. Yani abanın altından sopa göstermek… Ama sandıklar açılıp sayılınca, DP’ye çıkan pusulaları bile utanmadan, yüzleri kızarmadan “Yaz CHP” diyen bir zihniyet. Tabiî, DP’nin kazanacağı beklenen seçim böylece kaybedilmiş olur.
Ve 1950 senesi gelir, ayın on dördüdür. Ay o gece çok güzel parlar, hani ismiyle müsemma, ayın ondördü olmuştur. Milletin de bahtı parlamıştır o gece. Demokrat Parti milletle, millet Demokratlarla parlamıştır. Hele akabinde ezanın okunduğu gün. Unutulur mu hiç? Milletin İstiklâl Savaşındaki cihad farziyeti gibi, bu şeâir de onu mest eylemiştir. Gözyaşları, sevinç gözyaşları içinde, gözler minarelere bakarken, “Allahu Ekber!” diyerek kurban kesilmektedir bir taraftan da. O gün, aziz millet için en güzel bayram olmuştur adeta. Bediüzzaman’ın vatan, millet ve din nâmına siyasîlerden talep ettiği üç arzusundan biri gerçekleşmiştir o gün. Fakat o gün aynı zamanda, Demokratların idam fermanı da imzalanmıştır, millet ve memleket düşmanı hain güçler tarafından. On sene sonraya tehir edilerek…
Demokrat Parti hükümete gelmiş, millet iktidara gelmiş; fakat, hakim güçler hep muktedir, millet de hep onların esiri olmuştur bir cihette. Hani rahmetli Menderes’in, İslâm kahramanı Menderes’in ifadesiyle, “Biz hükümete geldik, ama iktidarda hâlâ CHP var” dediği gibi. Bu “hâlâ” da değişmemiştir. 90 sene olmuş, ama kayda değer gelişme pek yoktur ortalıkta. Demokrat Parti iktidara gelse de, bunlar Türkiye’ye demokrasinin gelmesinin önünü kesmişlerdir.
Haa, Türkiye’ye ne zaman demokrasi gelir biliyor musunuz? Bir çok kimsenin üzerinde müttefik olduğu gibi, ne zaman ki Genelkurmay başkanı, Millî Savunma Bakanının arkasından yürürse, işte o zaman, o  manzarayı gördüğünüz zaman bilin ki, Türkiye’ye demokrasi gelmiştir, “Gözünüz aydın olsun!“ deriz artık.
Eğer gün gelir, Ayasofya tekrar aslî hüviyetine kavuşur da cami olursa, minare-lerinden okunan ezan, dünyanın dört bir tarafına aksederek, âlem-i İslâma da müjdenin en büyüğünü yollarsa, o zaman Türkiye, Bediüzzaman’ın üç arzusundan birinin daha gerçekleştiği sevinciyle payidar olur, payitaht olur İslâm âleminin nazarında. “İnşâallah!” temennisiyle, istikbalî duâlarımızla intizar edelim, bekleyelim o günleri…

 

Image

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*