Demokratlar, bekalarını temin etmek isterlerse…

Image
Demokrat Partinin, iktidarı ele alır almaz komünistlere karşı şiddetli davranması, diğer taraftan ezan-ı Muhammedînin serbestîsini temin etmesi, bu sebeple halkın muhabbetini kazanarak kendi kuvvetinden yirmi defa daha bir kuvvet elde etmesi Halkçıları müthiş endişeye düşürdü.

 
Eski devrin din ehline ve Kur’ân ehli olan “Nurcular”a karşı takip ettiği zâlimâne siyasetin onları bu hale düşürdüğünü Demokratlar idrâk edecek bir seviyede oldukları için, onların pusularına düşmeyeceklerine îtimâdımız vardır.

Eski devrin belli başlı şiârı mâlûmdur. Demokratlar, bekalarını temin etmek isterlerse, tamamıyla bu şiâra karşı bir siyaset takip etmeleri icap eder; bir taraftan komünizme karşı şiddet, diğer taraftan dîni ve din ehlini himâye. Açıkça ve mertçe bu yolda yürümek mecburiyetindedir. Bu hususta göstereceği en ufak bir zaaf, yâhut en ufak bir samimiyetsizlik onu Halkçıların çukuruna düşürür.

Biz Nur Talebeleri, kat’iyyen siyasetle iştigal etmeyiz. Bizim yegâne emelimiz, memlekette din hürriyetinin hakîkî sûrette temini, dîne ve din ehline ve Kur’ân ehli olan Nurculara karşı çeyrek asırdan beri devam eden zulüm ve tazyikin tamamıyla bertaraf olmasıdır. Demokrat kardeşlere tavsiye ederiz; Devr-i Sâbıkın şeytankârâne oyunlarına, hilelerine aldanmasınlar, onların düştükleri dalâlete düşmesinler, milletin rûhunu ve irâdesini onlar gibi istihfaf etmesinler, komünizme ve dîne karşı tuttukları doğru yolda azimle devam etsinler.

Nur Talebeleri nâmına Sadık, Sungur, Ziya

Bediüzzaman

Tarihçe-i Hayat, s. 553

***

Ezan-ı Muhammedînin (asm) neşriyle, Demokratlar on derece kuvvet bulduğu gibi; Ayasofya’yı beş yüz sene devam eden vaziyet-i kudsiyesine çevirmek; ve hâlen İslâmda çok hüsn-ü tesir yapan ve bu vatan ahalisine âlem-i İslâmın hüsn-ü teveccühünü kazandıran, yirmi sekiz sene mahkemelerin muzır cihetini bulamadıkları ve beş mahkeme de berâetine karar verdikleri Risâle-i Nurun resmen serbestîsini dindar Demokratlar îlân etmeli ve bu yaraya bir nev’î merhem vurmalıdırlar. O vakit, âlem-i İslâmın teveccühünü kazandıkları gibi, başkalarının zâlimâne kabahatleri onlara yüklenmez fikrindeyim. Dindar Demokratlar, husûsan Adnan Menderes gibi zâtların hatırları için, otuz beş seneden beri terk ettiğim siyasete bir iki saat baktım ve bunu yazdım.

Tarihçe-i Hayat, s. 537

***

Şimdi milletin arzusuyla şeair-i İslâmiyenin serbestiyetine vesile olan Demokratlar, hem mevkilerini muhafaza, hem vatan ve milletini memnun etmek çare-i yegânesi; ittihad-ı İslâm cereyanını kendine nokta-i istinad yapmaktır. Eski zamanda İngiliz, Fransız, Amerika siyasetleri ve menfaatleri buna muarız olmakla mani olurdular. Şimdi menfaatleri ve siyasetleri buna muarız değil; belki muhtaçtırlar. Çünkü komünistlik, masonluk, zındıklık, dinsizlik doğrudan doğruya anarşistliği intac ediyor. Ve bu dehşetli tahrip edicilere karşı ancak ve ancak hakikat-ı Kur’âniye etrafında ittihad-ı İslâm dayanabilir. Ve beşeri bu tehlikeden kurtarmaya vesile olduğu gibi, bu vatanı istilâ-yı ecanibden ve bu mileti anarşilikten kurtaracak yalnız odur. Ve bu hakikata binaen Demokratlar bütün kuvvetleriyle bu hakikata istinad edip komünist ve masonluk cereyanına karşı vaziyet almaları zarurîdir.

Beyânât ve Tenvirler, s. 203

LÜGATÇE:

şiâr: Sembol, simge.
Devr-i Sâbık: Geçmiş devir.
istihfaf: Hafife alma, küçümseme.
vaziyet-i kudsiye: Kudsî vaziyet.
çare-i yegâne: Tek çare.
ittihad-ı İslâm: Müslümanların birlik ve beraberliği.
nokta-i istinad: Dayanak noktası.
istilâ-yı ecanib: Ecnebilerin, yabancıların istilâsı.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*