“Dini dosdoğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin!”

Aslında bu başlık, bir emr-i İlâhîdir. Şûra Suresi’nin 13. ayet-i kerimesinde Cenab-ı Hakk, şöyle buyuruyor: “Dini dosdoğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin!” diye Nûh’a emrettiğini, sana vahyettiğini, İbrâhim’e, Mûsa’ya ve İsa’ya emrettiğini size de din kıldı. Fakat senin kendilerini çağırdığın şey (İslâm dini), Allah’a ortak koşanlara ağır geldi. Allah, ona dilediğini seçer. İçtenlikle kendine yönelenleri de ona ulaştırır.

İşte bu mühim meseleye çok dikkat etmek lâzımdır. Dini, yani İslâmiyet’i doğru tutmak lazımdır. Bediüzzaman Said Nursî’nin tefsiriyle,”  doğru İslâmiyet ve İslâmiyet’e lâyık doğruluk” bizim hedefimiz olur ve bunu da lâyık-ı veçhiyle tatbik edersek, başka dinlerin ve kıtaların insanları da, bölük bölük İslâm’a girer, İslâm’la şereflenirler. Ama biz Müslümanlar olarak, İslâm’ın o güzelliklerini, (başta kendimiz olarak) göstermezsek, tatbik etmezsek, yaşamazsak ve neticesinde de İslâm’ı bilmeyenlere, öğrenmek isteyenlere kötü örnek olursak, İ’lâ-yı Kelimetullah davasına hıyanet etmiş olmaz mıyız?

Dine hizmet ettiğini söyleyen herkesin, her grubun, her tarikatın, her cemaatin ve siyasetle dine hizmet etmek için yola çıkanlar olmak üzere, bütün bu sınıfların yanlış yapmaması, mümkün oldukça hataya düşmemesi gerekir. Yoksa yapılan bir yanlış ve hata, o yanlış ve hatayı yapan şahsa değil, doğrudan doğruya temsil ettikleri din-i mübin-i İslâma mal edilir ki, Allah muhafaza bundan çok mesul olunur. Hani, “ya göründüğün gibi olmak veya olduğun gibi görünmek” meselesi var ya, işte burada bu çok mühimdir. Eğer sende İslâmiyeti hakkıyla temsil edecek güzellikler, özellikler varsa çık ortaya. Allah ve Peygamber (asm) davasını âleme anlat, ilân et. Ama şahsındaki hataları, yanlışları da üzerinde taşıyarak bu yola giriyorsan, yazıktır, günahtır. Bundan din zarar görür. Hata İslâm’a mal edilir. Yekdiğerleri tarafından “Hah şuna bak, bir de Müslüman olacak, yaptığına bak!” yaftasıyla yaftalanıp, onun şahsî, indî hatası yüzünden, bilmeyenler tarafından İslâmiyet kötü tanınacaktır.

Nerede var İslâmiyet’te anarşistlik? Nerede var, “Allah-u Ekber!” deyip, din kardeşini haksız yere öldürmek, sürün-dürmek, sefalete atmak, yerinden yurdundan etmek? Yok, yok bunlar Müslümanca işler değildir. Herkes aklını başına alıp, kafasına göre din ihdas edip, o minval üze-re giderek ortalığı allak-bullak etmesin.

Hele bir de; post kavgası, rant kavgası, makam-mevki kavgası, idareyi ele geçirme sevdası kavgası yüzünden birbirine haka-ret etmek, hatta ve hatta tekfirle suçlamak, hiç İslâmiyete sığacak, sığınacak şeyler değildir.

Cenab-ı Hakk, hepimizi şu fani dünyanın fani işleri için alçaltmasın, ucuza satmasın inşaallah! Dinimizi doğru anlayıp, doğru yaşayıp, öyle tatbik etmeyi ve ayrılığa, gayrılığa düşmemeyi nasib etsin inşaallah!

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*