Doğmamış bebeğin hayat hakkı!

Dokuz yıl önce evlenmişlerdi. Sekiz yaşında bir oğulları vardı. Şimdi de ikiz bekliyorlardı. Yapılan testte, ikizlerden birinde ‘down sendromu’ tesbit edilmişti. Doktor tavsiyesiyle bebeğin gelişimini önlemek için kalbi iğneyle durduruldu. Anne fenalaşınca ikizleri ve rahmi alındı. Anne yoğun bakımda iken öldü.

Anne rahmine yapılan müdahale anne ile birlikte, bebeklerinin de ölümüne sebep oldu. Doktor “Aileye isterlerse bebeklerden birinin down sendromlu, birinin normal doğabileceğini veya ikisini birden alabileceğimizi yahut bir gebeliği sonlandırıp diğerini devam ettirebileceğimizi söyledim. Aile, down sendromlu gebeliğin sonlandırılmasını istedi. Bunun risklerini biliyorlardı. Benim 5 aydır takip ettiğim bir hastaydı. Ben de çok üzgünüm.” açıklamasını yaptı. Ailenin şikâyeti üzerine savcılıkta konuyla ilgili soruşturma başlatıldı.
***
TIP TEKNOLOJİSİ VE VİCDAN!

Geçtiğimiz günlerde medyada yer alan bu haberin benzerlerini sıklıkla duyuyoruz. Evet, gelişen teknoloji sayesinde tıptaki ilerlemelerle bebeğin cinsiyeti, hastalıkları, vücut yapısı büyük ölçüde net bir şekilde tesbit edilebiliyor. Ve bebeğe müdahaleler de artıyor.

Evet, yaradılışa müdahale etmek her halde hiçbir asırda bu kadar sıklıkla yapılmadı. Teknolojinin kadın doğum alanında da kullanılması fıtrî doğumlara müdahalelerin sayısını da arttırıyor!

Oysa ki, teknoloji ne denli artsa da, bilimin aldanma payı her zaman için var!
Kız beklerken, erkek bebeğini kucağına alan annelerin sayısı hiç de az değil!
Zihinsel engelli doğacak denilen bebeklerin son derece sağlıklı bir beyin gelişimiyle doğdukları da vaki!
Ya da bunların tam tersi!
***

RAHİMLERDE OLANI KİM BİLİR?

Peki ne yapmalı? Doğmamış bir bebeğin hayat hakkını bir anne, baba ya da doktor nasıl sonlandırabilir? Buna hakkı var mıdır? Anne baba için hayırlı olan nedir?
Bu soruların cevabı ancak dindedir. Kaldı ki, doğumun fıtrî şekilde gerçekleşmesine yapılan her müdahale sadece bebeğin değil, annenin de sağlığında ciddî kalıcı izler bırakabilmektedir. Modern bilimin yol açabileceği vahim neticelere yazının başında verdiğimiz olay ibretlik bir örnektir.

Üstelik bugünün bir de yarını, dünyanın bir de ahireti vardır! Orada Rabbimize evlâdımıza karşı işlediğimiz bir cinayetin hesabını vereceğimizi bize din söyler, vicdanımıza, kalbimize fısıldar.
***
HÜLÂSA

“Rahimlerde olanı ancak Allah bilir” der Kur’ân. Doğmamış bebeğin hayat hukukunu muhafaza eder.

Doğacak bebeğin hayırlı olup olmadığını, Allah’a asi mi, yoksa itaatkâr mı olacağını bilen Rabbimizdir. Ebeveyne düşen vazife onu ana rahminde ayıklamak ya da kazıtmak değil, duâ ve tevekkülle  iyi bir insan olarak yetiştirme niyetiyle kucağına almayı beklemektir.

Anne babanın dünyadaki imtihanlarından biri de budur!

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*