“Doğru İslâm”ı anlatmak

Avrupa’da resmen tanınan ilk İslâm üniversitesi olan “Retterdam İslâm Üniversitesi”nin tanıtımıyla ilgili olarak İstanbul Topkapı’daki Eresin Otel’de düzenlenen toplantıda yapılan konuşmalarla, “Doğru İslâmı ve İslâmiyete lâyık doğruluğu” sadece Avrupa’ya değil, bütün dünyaya göstermek gerektiği bir defa daha ilân edildi.

Rotterdam İslâm Üniversitesi (IUR) 1997’de Hollanda’da kurulmuş bir ilim yuvası. İslâmî ilimlerin akademik seviyede okutulmasını hedefleyen bu üniversite, 2001 yılında Hollanda Yüksek Eğitim Kanunları çerçevesinde resmî olarak tanınmak üzere başvuru çalışmaları yapmaya karar vermiş ve 2003 yılında ilk başvurusunu yapmış. Neticede 20 Mayıs 2010 tarihinde (4042 sayılı kararıyla) IUR hakkında bir akademik değerlendirme paneli düzenlenmiş ve bu üniversitenin ‘akredite’ edilmesine karar verilmiş. Bu kararla Rotterdam İslâm Ünivresitesi, Hollanda Yüksek Eğitim Kanununa göre diğer resmî Hollanda üniversiteleri gibi bütün hak ve yükümlülükleri olan bir kurum hâline gelmiş oluyor.

Bu, hem sevindirici hem de çok önemli olan bir karardır. Çünkü bu kararla bir ‘ilk’ yaşanmış ve Avrupa Birliği ülkelerinde ilk defa adında “İslâm” olan bir üniversite resmen tanınmış, AB ülkelerinden ve dünyadan öğrenci kabul edebilir hâle gelmiş.

Düzenlenen toplantıda üniversite ile ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş ve 2003 yılından bu yana üniversitenin rektörlüğünü yürüten Prof. Dr. Ahmet Akgündüz; tanınma sürecinin çok çetin, zahmetli ve sabır isteyen bir süreç olduğuna dikkat çektiler. Prof. Dr. Akgündüz, “Hollanda’da kurulan ilk Katolik üniversitesi ancak 50 yılda tanınmış. Bize de bunu hatırlatıp, ‘Ancak 30 yılda tanınırsınız’ diyorlardı. Ama biz azmettik, meselemizi en iyi şekilde anlattık ve şeffaf olduk. Hollandalı yöneticilere İslâmın radikallikten uzak gerçek yüzünü gösterdik ve kısa sayılabilecek bir sürede akredite olduk. Bundan sonra da bütün Avrupa’ya ve dünyaya ‘doğru İslâm’ı ve ‘İslâma lâyık doğruluğu’ anlatmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Akgündüz’ün dikkat çektiği önemli bir nokta daha var. Rotterdam İslâm Üniversitesi, Hollanda devleti nezdinde bir anlamda ‘fetva makamı’ gibi görülüyormuş. Hollandalı yöneticiler (meselâ, —yanlış not almadıysam— Hollanda Yargıtay Başsavcısı) Müslümanlarla ilgili hukukî bir durum olduğunda üniversiteden rapor ya da görüş istiyor ve ona göre karar veriyormuş. Bu hadise de bizdeki yöneticiler ile Avrupa’daki yöneticilerin farkını ortaya koyuyor. Onlar ikna olduklarında ne ‘irtica’dan, ne de ‘gericilik’ten korkmuyor, çekinmeden “İslâm Üniversitesi”nden de görüş alıp gereğini yapıyor.

Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş da, Rotterdam İslâm Üniversitesi’nin akredite olmasını değerlendirirken, “Bu tanınma, Türkiye’nin AB yolundaki zincirlerinin kırılması anlamına da gelir. İnşâallah bundan sonda diğer engeller de kalkar” dedi ki, haksız sayılmaz.

Bu tanınmayla Türkiye’den de öğrenci kabul edecek olan Rotterdam İslâm Üniversitesi’nin başta Avrupa olmak üzere bütün dünyaya örnek olmasını ve “doğru İslâm ve İslâmiyete lâyık doğruluğu” göstermesini ümit ediyoruz. Üniversite şimdiye kadar ‘tanınma’ için çalıştı, bundan sonra da ‘İslâmı en iyi şekilde temsil’ için çalışmak durumunda. Emeği geçenleri tebrik ederken, başka ülkelerde de böyle ilim yuvaları açılmasını temenni ediyoruz.

 

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*