Doğru pusula ve sağlam göz

Akılları tatile gidenlerimiz var… Ama akıl tatile de gitse vicdan asla terk etmez bizi.

Onu dinlemeli, kısmamalı sesini. Ya da curcunalı, demdemeli ve pek gürültülü şu siyaset boğuşmalarına bir an olsun kulak tıkamalı ve dinlemeli ve duymalı artık vicdanın sesini.

Evet, ne demiş şu ahirzamanın, insanı en iyi tanıyan adamı: “Akıl tâtil-i eşgal etse de, nazarını ihmal etse, vicdan Sânii unutamaz. Kendi nefsini inkâr etse de O’nu görür. O’nu düşünür. O’na müteveccihtir.”

Aklına çok güvenenlerimiz var… Ama akıl bir alettir sadece Hakk’ı bulma yolunda. Ve bozulabilir. Zira bazen gözünü de bir daha açmamasına kapatabilir. Lâkin vicdan kalp penceresinden bakar, akıl gözünü kapatsa dahi onun gözü daima açıktır. Onun gördükleri ile amel etmeli. Ya da şu dumanlı, sisli ve pek bulanık içtimaî dövüşmelerin bir an olsun dışına çıkıp, kalp evine çekilip izlemeli onun penceresinden vicdanın gözü ile şu boğuşmaları.. Ve görmeli artık hakikati!

Pusulası şaşmış adam bin deha kuvvetinde akla sahip olsa da fayda etmez, şaşırır yolunu. Gözleri bozulmuş bir kâşifin pusulası doğru çalışsa neye yarar? Bize lâzım olan doğru bir pusula ve sağlam bir gözdür. Bu zamanda sapmadan, sapıtmadan, saptırmadan hep hakikati gösteren pusula elbette Risale-i Nur’dur. Ve bulanmadan ve bulanıklaştırmadan hakikatin yönünü gösterecek olan da vicdandır. Akılsa o vicdanın emrine verilmiş bir alet olmak gerektir. Zira mihenk olarak başkasını seçenler ve aklını padişah ilân edenler hakikatin yönünü bir derece farkla tesbit etseler de bilmelilerdir ki 1 derecelik bir fark hakikate giden yolda milyonlar kilometre fark demektir. Amerikayı bulacağım derken kendilerini Hindistanda buluverirler.

Ey akılları gözlerine inmişler ve ey akıllarını tatile göndermişler! Biliniz ki bu curcuna elbet bir gün biter ve bu dumanlar elbet bir gün dağılır. Dağılır dağılmasına ve hakikati görürsünüz görmesine de o vakit vicdanınıza saplanan zehirli hançerlerin ağrısına-sızısına dayanabilir misiniz? Ya da dayanabilecek misiniz? Kramp girmiş dilleriniz çözülür çözülmesine de konuşmaya takatiniz kalacak mı o vakit?

Gel ey kardeş! Etme-eyleme! Ağaçlarınızdan pişmanlık meyveleri sarkmadan silkelen ve dökül. Gözlerinizden yaş yerine kanlar akmadan doğrulup diril ve sil vicdanları sızlatan masumların gözyaşlarını.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*