Dr. Masaru Emoto ile ilgili kısa bir tahlil

Dr. Masaru Emoto

Japon bilim adamı Dr. Masaru Emoto, kendini İslam’a yakın hissettiğini söyledi:
“- Allah’ın 99 adının su üzerindeki etkisini kitabımda anlatacağım.”

(İpek Durkal, 28/03/2009 – Günaydın’ın haberi)

Normal 0 21 false false false MicrosoftInternetExplorer4

‘Sudaki Mucize’, ‘Suyun Bilinmeyen Gücü’, ‘Sudaki Gizli Mesajlar’, ‘Su Müzik Dinliyor’, ‘Aşkın Şekli’ adlı kitapları ve ‘Ne Biliyoruz ki?’ isimli filmle ünü tüm dünyaya yayılan Dr. Masaru Emoto Türkiye’deydi.

Doğa Koleji’nin sponsorluğunda ‘5. Dünya Su Forumu’ çerçevesinde gelen Emoto; sudaki şifanın gizemini, düşünce ve duyguların fizik realiteyi nasıl etkilediğini anlattı. Dinleyicilere güzel sözler, güzellikler ve güzel duyguların su kristalleri üzerindeki etkisini fotoğraflarla gösterdi (Romantizm duygularına hitap edip sempati toplamış).

Bu seminer sonrasında röportaj yapma fırsatı bulduğumuz Emoto; vücudumuzun yüzde 70’inin (Aslında %65) sudan oluştuğuna dikkat çekerek, suya iyi davranmamız gerektiğine (Nasıl iyi davranılacak? Su hayvan veya insan mı ki, ona iyi davranmaktan bahsedilebilsin?) böylece daha sağlıklı ve sevgi dolu bir dünya kurulabileceğine (Daha sağlıklı ve sevgi dolu dünya ile ‘suya iyi davranmak’ rabıtası anlaşılamıyor) işaret ediyor. Kendisini İslamiyet’e yakın hisseden Emoto, Suudi Arabistan’da Esma-Ül Hüsna’nın (Allah’ın 99 adı) su üzerindeki etkisini (Bunu yapabilse çok iyi olurdu; bunu iyi yapabilecek kendine has birikimi ve kapasitesi acaba var mı?) gösteren bir kitap çıkarmaya hazırlanıyor.

SUYLA KONUŞUN (Suyla nasıl konuşulabilir, bu romantizm değil mi?)

(Soru): “-Alternatif tıpta çalışmalarınız kabul görüyor. Peki, iyi ve güzel düşünmenin; suya iyi davranmanın (Suya nasıl iyi davranılacak? Açıklık yok…) insan vücudu üzerindeki etkisi nedir?”

(Cevap): “-Bu benim 7.5 yıllık çalışmam. O sürede, kanser ve benzeri hastalara iyi, güzel, şefkatli konuşulmuş bu sulardan içirildi ve hastalıkları tedavi etmede olumlu etkisi görüldü (Gerçekliği tartışılabilecek bir konu).

(Soru): “-Bu, tıp dünyasında kanıtlandı mı?”

(Cevap): “-Evet, bu suları içen kişiler iyileşti ama ‘neden, nasıl iyileşti?’ sorularının cevabını kesin olarak vermek mümkün değil. (Hem ‘kanıtlandı’ diyor, hem de ‘kesin olarak mümkün değil’ diyerek ilk söylediği sözle ters düşüyor. O halde, bu iddiada nasıl bulunabiliyor?) Eğer bilimsel kanıt istiyorsanız, tıp alanındaki bilim adamları bunun doğruluğunu onaylamıyor çünkü o zaman kendi işlerine son vermiş olacak! (Kanıtlanamayan bir iddiası için kaçamak bir cevap…)

SUYUN DA DUYGULARI VAR (?)

(Suyun duygusu olması için, en azından ‘hayvan’ mertebesinde bir canlı olması lazımdır; halbuki, su canlı değildir ve duygusu da olamaz.)

(Soru): “- İnsanın kendi kendine sizin teorinizi uygulayabilecek gücü var mı? Vücudu ile konuşarak kendisini tedavi edebilir mi?”

(Cevap): “-Evet, tabii ki… Suyun da insan gibi, duygulara sahip olduğunu düşünüyorum.(“Düşünüyorum” demek delil teşkil eder mi?) Vücudumuzda, görmediğimiz suyu hayal ederek ona şükranlarımızı sunmamız (?), onun hakkında iyi düşünmemiz, sağlığımız için de faydalı bir yol olacaktır (Suya değil, Allah’a şükranlar sunulabilir, istinatsız rastgele romantik laflar edip dinleyiciden sempati toplamağa çalışıyor).”

(Soru): “-Suyun hafızası ve duygusu olduğunu (Suyun hafızası ve duygusu olur mu? Saçma..), kelimeleri anladığını (Saçma.. Kelimeleri anlaması için suyun aklının olması lâzımdır.) da anlatıyorsunuz. Aslında anladığı ‘teşekkür ederim’ cümlesi değil de, insanların bunu söylerken yaydığı enerji herhalde değil mi?

(Cevap): “-Kelimeler bazı titreşimlere sahip (Her ses zaten bir titreşimdir. Bu basit bir fizik bilgisidir) ve bunlarda bir enerji yükü var. Elma derken farklı bir enerji veriliyor ve bu enerji iyi ya da kötü titreşimler üretiyor. Suya etki eden de işte bu enerjidir.” (Bilimsel bir dayanağı ve ispatı olmayan yuvarlak sözler. Geçerliliğinin delili olmayan sözlerinin başka bir örneği).

(Soru): “-Onca ülke gezdiniz. Sizce suyla ve pozitiflikle en ilgili ülke hangisi? (‘Suyla ve pozitiflilikle en ilgili ülke’ ne demek? Aslında yanlışlık sorudan başlıyor, yanlış soruya verilecek cevabın ne önemi olabilir?)

(Cevap): “-Müslüman ülkelerde daha iyi bir reaksiyon ile karşılaştım. Özellikle Güney Amerika’da… ‘Water’ isimli filmin de etkisi olsa gerek (Bu filimde onun iddialarına destek mi veriliyor?) Rusya’da da çok iyi karşılandım. Aslında her gittiğim ülkede güzel reaksiyonlar aldım. Fakat Japonya’da bu kadar iyi değil.”

 

(Soru): “-Kendi ülkeniz size karşı mı çıkıyor?

(Cevap): “-Japonya’da bana karşı olan bir grup var. Bilim adamları çalışmalarımı yıpratmaya çalışıyorlar. Çünkü yenilikten, birilerinin öne çıkmasından hiç hoşlanmıyorlar.

(Söylediklerinin delile dayanmadığına dikkat çekenleri ithama, karalamağa ve kendini haklı göstermeye çalışıyor.)

DESTEKÇİM YOK

(Soru): “-Bilim dünyasında bu araştırmanıza destek olan kimse yok mu?”

(Cevap): “-Halkın büyük ilgisini görmeme rağmen (Halk, cahilliklerinden ilgi gösteriyor olabilir) bilim çevresi, ağırlıklı sağlık grupları, maalesef desteklemiyorlar (Niye maalesef? Desteklenmesi gereken bir şey mi ortaya koymuş ki, ‘Maalesef desteklemiyorlar’ diyor?). Nedenini sorarsanız, biraz önce bahsettiğimiz gibi, kendi pozisyonlarını korumak istemeleri (Kendini haklı gösterebilmek için, yanlış değerlendirme ve iftiralarda bulunuyor.). Bilim çevresi ile bizim uyuşamama sebebimiz; benim yaptığım şeyler üç boyutlu ifade edilemiyor. Fiziksel bir şey değil. Olmayan bir şeyin resmini çekiyor, olmayan bir şeyi gösteriyorsunuz. Ruh gibi, hayalet gibi… Dolayısıyla bunu rakamsallaştıramadığımız için bilim adamları ile tartışamıyoruz. Farklı boyutlarda düşünüyoruz. (Bu, bir açıklama değil; gerçeği saptırma..)

(Soru): “-Buna rağmen bu kadar kitap yazdınız ve dünyanın pek çok ülkesinde seminerler veriyorsunuz…”

(Cevap): “-Bütün bilim adamları teorimin karşısında değil, destekleyenler de var. Örneğin Almanya-İsviçre sınırında soğuk füzyon deneyi yapılıyor. Bu deney ispatlandıkça, bana az da olsa destekte bulunan bilim adamlarının söylemleriyle benim şu anda tüm bu anlattıklarım altyapısını hazırladığım halkaya tam oturur. Ben şimdi sadece altyapıyı oluşturuyorum.(Soğuk füzyonla onun iddialarının ne alâkası olduğunu açıklamıyor. Müphem bazı laflar ediyor. İyi bir şovmen ve satıcı halini sergiliyor).

(Soru): “(Tercümanımız soruyor)- İslamiyet’te ‘kıyametten önce güneş batıdan doğacak’ inancı var. Bu deney (Ne deneyi? Bu, kıyametin son alâmetini söyleyen bir hadistir.) sonrası da kuzey ve güney kutuplarının yer değiştireceği söyleniyor. Bu muhtemel mi?” (Bu soru, adamına sorulmamış; kime sorulması gerektiği bilinememiş..)

(Cevap): “-Evet, dünya dönecek ama güneş ters taraftan doğacak. (Bu sözlerini hangi delile istinat ettirdiğini söylemiyor). Ben, İslam’ın bu teorisini (?) doğrulayabilirim… (Bu derin konu üzerinde, hangi vukuf ve ehliyetle konuşabiliyor ki? İslâm’ın ‘teorisi’ yoktur; ‘inanç sistemi’ vardır. Kendisinin teorileri varsa, önce kendi teorilerini doğrulamağa çalışmalı, sonra İslâm’ın inanç sitemindekileri!)

HER SU İÇİŞİMDE ÖZÜR DİLİYORUM

(Soru): “-Günde kaç bardak su içiyorsunuz?

(Cevap): “-Bir litreye yakın.” (Aslında bir litre azdır. İnsanlara yanlış yönlendirme yapıyor!).

(Soru): “-İçmeden önce suya bir şey söylüyor musunuz?”

(Cevap): “-Özür diliyorum ve teşekkür ediyorum.” (Sudan özür dilenmez! Suyu kendine muhatap alıp ona kendi hesabına bakması, Yaratanı hesabına bakmaması, büyük bir hatadır.)

(Soru): “-Neden özür diliyorsunuz, içtiğiniz için mi?”

(Cevap): “-Hayır, ömrümün 50 senesini suyun ne kadar önemli bir nimet olduğunu bilmediğim ve onu gözardı ettiğim için…(Herkes, çocukluk çağından itibaren suyun ne kadar önemli bir nimet olduğunu bilirken, onun ömrünün 50 senesini bunu bilmeden geçirdiğini söylemesi çok garip ve kendisini küçük düşürecek bir itirafı olmuyor mu?) Araştırmalarımdan sonra suyun gerçekten Allah’a giden bir yol ve onun bir mesajcısı olduğunu anladım (Yalnız su değil her şey.. Söylediği en doğru cümlesi bu).

ACABA İSLÂM ADAMI MIYIM?

(Soru): “-Seminerinizde, zemzem suyunun kristalleri ve Besmele yazısının gösterildiği suyun kristal parçacıklarını gördük. İkisi de şahane bir görüntüye sahipti. Sizin İslamiyetle ilişkiniz ne boyutta?”

(Cevap): “-Şintoizm (Japon milli dini) ile Müslümanlık birbirine benziyor zaten. (Aslında hiç benzemez, Müslüman halkı yanıltıyor). Allah’ın 99 adını gösterdiğimiz kristaller çok güzel oldu. Tam benim düşündüğüm gibi (?) şekiller oluştu ( Oluşabilecek şekilleri kendisi önceden nasıl düşünebilmiş?) ve bunun üzerine düşündüm de; aslında ben İslam ile ilgili bir adam mıyım, İslam’ın bana mesajı mı var? Beni kendine mi çekiyor gibi düşüncelere kapıldım. (İnşallah Müslüman olur.). Yakında Suudi Arabistan’da bir kitabım yayınlanacak. Esma-ül Hüsna’yı suya göstereceğim ve oluşacak kristallerin fotoğraflarını çekeceğim. (Esma-ül Hüsna zaten devamlı olarak suya ve her şeye aksediyor, bu yeni bir şey değil ki…Sadece kendinde bunu yapabilecek özel bir yetenek ve farklılık olduğunu mu iddiaya çalışıyor?)

 


ImageDr. Masaru Emoto kimdir?

Yokohama Üniversitesi ‘sosyal bilimler’ mezunu olan Emoto, 1992 yılında alternatif tıp’ dalında doktora yaptı.

Beş kitabı bulunan Dr. Masaru Emoto’nun kitapları, toplam 70 ülkede 45 dile çevrildi ve dünya çapında en iyi satanlar listesine girdi.

UNESCO tarafından Barış Elçisi seçilen Dr.Emoto, donmuş suda oluşan kristallerin, kendilerine belirli düşünceler yoğun olarak yönlendirildiğinde değişiklik gösterdiğini keşfetti (Bu, bilimsel bir deney mi?) . Özel bir teknikle (?) bunların fotoğrafını çekmeye başladı.

 


(Kendisi ‘sosyal bilimler’ mezunu ve alternatif tıp’ dalında doktora yapmış. Konuştuğu alanların uzmanı değil. Alternatif tıp konusuna, delili ve ispatı olmadan, insanların merak, alâka ve ihtiyaçlarına hitap eden çok şeyi sokup bu şekilde meşhur olmak çok yaygın ve asrın modası olan konulardan biridir. İnsanları etkilemek için başarılı bir şovmenlik ve satıcılık yapmaktan başka, bahsettiği konularda onu konuşmağa ve yazmağa salahiyetli kılabilecek bir alt yapısı olmadığı sözlerinden anlaşılıyor. Romantik insanların damarına göre şerbet veriyor. Söyledikleri, İslâm’ın hakkaniyetini tasdik ettirici delillermiş gibi kullanılmamalıdır!)

 

 

Benzer konuda makaleler:

11 Yorum

  1. Bütün cümlelerine birer yorum eklemiş olmanız daha doğrusu bu yorumların oldukça katı olması beni rahatsız etti. Ben sahip olduğu düşüncelere hak veriyorum. Bedeninizdeki suya şükran duymak derken bu adamın Japon geleneğindeki inançla konuştuğunu gözden kaçırmışsınız. Çünkü onlar doğadaki her şeye ayrı ayrı şükran duyarlar.
    Elhamdülillah müslümanım ama müslümanların içindeki böyle katı görüşlüleri görünce oldukça rahatsız oluyorum. Bence kendisi müslüman olmasa bile anlattıkları islam karşıtı değil. Bizde de ayetleri veya duaları suya okumak sonrasında Allah’tan şifa beklemek yok mu?
    Emoto’nun söylediğine göre su en güzel şeklini kuran ve ezan sesinde alıyormuş. Bence bu sebeple islamı seçen pek çok kişi bile olabilir.
    LÜTFEN BU YAZININ SAHİBİNE İLETİLSİN ÇÜNKÜ BÖYLE BİR ELEŞTİRİ YAZISININ YAYINLANMAYACAĞINI TAHMİN EDİYORUM.

  2. dr. Emoto’nun her cümlesini eleştirmek için o kadar çaba sarfedilmiş ki bazı yerleri eleştirmenimiz anlamamış.
    (Soru): ?(Tercümanımız soruyor)- İslamiyet’te ‘kıyametten önce güneş batıdan doğacak’ inancı var. Bu deney (Ne deneyi? Bu, kıyametin son alâmetini söyleyen bir hadistir.) sonrası da kuzey ve güney kutuplarının yer değiştireceği söyleniyor. Bu muhtemel mi?? (Bu soru, adamına sorulmamış; kime sorulması gerektiği bilinememiş..)

    bu deney derken soğuk fizyon deneyinden bahsediyor. bu kadar düşmanca ve ön yargılı eleştiriler doğrumudur bilmiyorum. elle tutulur hiç çalışması yok mu?
    olumlu taraflarını da yazsaymış sn prof. daha güzel olurmuş.

  3. Sayın yorumcuların, bu yazıdaki eleştirilerimi iyi anlamak için, bu yazıdan 3 gün önce göndermiş olduğum ve halen bu sitede yayınlanmakta olan “İMAN, BİLİM ve ROMANTİZM” yazımla birlikte okumalarını tavsiye ederim. Dinî inançlarımızda katı olmamız, aslında yadırganacak ve tenkit edilecek bir hal değil; gıpta ve takdir edilecek bir haldir. Buna “salâbet-i diniye” denir. Bunun aksi, dinî inançlarda gevşeklik, lakaytlıktır. Hakikat, insanların romantik duygularına göre şekil alıp değişmez; hakikat aslında ne ise, odur. Kendini hakikate tabi bilmek yerine, hakikati kendi his ve meyillerine göre değiştirmeğe çalışmak, bu âhir zamanın hastalıklarından biridir ve çeşitli ârazlarla kendini belli eder. Hiç kimsenin doğruyu yanlış, yanlışı ise doğru gibi göstermeye hakkı yoktur. Allah’ın bizden istediği “romantik olmak” değil; “âyet ve hadislerin manâlarına sımsıkı bağlı, katı ve kat’î iman sahibi iyi bir Müslüman olmak”tır. Kolayca çürütülebilecek sahte delillerle İslâm imanını müdafaa eder görünmek, aslında İslâm’a hizmet değil; İslâm´a zarar vermek olabilir. “Allah hepimizi, hakkı hak bilip ona tabi olan ve bâtılı da bâtıl bilip ondan sakınanlardan eylesin.” duasına devam etmeli ve fiilen de bu duamızı desteklemeli, haksız tenkitlerde bulunmamalıyız. Bize düşen vazife budur.

  4. müslüman olmaya bu kadar yaklaşmış ve yaptığı araştırmalarla (belki farkında olmayarak ) İslamı anlatan, dua etmenin insan vücadaunda neler meydana getirdiğini ispatlayan saygıdeğer bir insanı neden bu kadar eleştirdiniz anlayamadım. siz müslüman olduğunuzu iddia edin, yan gelip yatın, hatta birçok insanı dinden soğutun. sonrada sizin yapamadığınız işleri başarmış birinin her cümlesini eleştirin. tebrik ediyorum(!) bu kadar saçma sapan eleştirileri yazmak zor olmuştur…

  5. olmamis gercekten
    bu kadar olumsuz elestiriyi hak edecek kasitli bir hareketi olmayan bir insani bu sekilde elestirmek cok basitce olmus
    dogrusu ben yaziyi okurken elestirinin siradan bir insana ait oldugunu düsünmüstüm, sonra prof. dr. ünvanini görünce sastim kaldim
    emotonun verdigi cevaplar o kadar acik ve net ki
    bu elestirileri okuyan insanlardan hic kimse bu elestirileri onaylamayacaktir.
    yanlis yapmissiniz kabul edin prof. dr.

  6. Acaba Dr.Emotonun kitabini kac kisi okudu ki bu yorumlar yapiliyor.Dr.Emotounun kitabindan bana bir kac satir kim yaza bilir.Dr.Mustafa Nutku hocam bu kitabi okumus ve akil süzgecinden gecirmistir diye düsünüyorum elbette, ama yorum yapan arkadalarda acaba bu kitabi okuyup akil süzgecinden gecirdilermi ki.Allahin su ile insana sifa vermesi baska , Dr.Emotonun idda eddigi sey bask diye düsünüyorum.
    Saygilarla

  7. [quote name=”bir düşünen”]dr. Emoto’nun her cümlesini eleştirmek için o kadar çaba sarfedilmiş ki bazı yerleri eleştirmenimiz anlamamış.
    (Soru): ?(Tercümanımız soruyor)- İslamiyet’te ‘kıyametten önce güneş batıdan doğacak’ inancı var. Bu deney (Ne deneyi? Bu, kıyametin son alâmetini söyleyen bir hadistir.) sonrası da kuzey ve güney kutuplarının yer değiştireceği söyleniyor. Bu muhtemel mi?? (Bu soru, adamına sorulmamış; kime sorulması gerektiği bilinememiş..)

    bu deney derken soğuk fizyon deneyinden bahsediyor. bu kadar düşmanca ve ön yargılı eleştiriler doğrumudur bilmiyorum. elle tutulur hiç çalışması yok mu?
    olumlu taraflarını da yazsaymış sn prof. daha güzel olurmuş.[/quote]

    Eleştirmen bence de kusursuz bir şekilde eleştiri yapmamış. Ama müslümanları uyanık olmaları konusunda uyaran böyle bir yazı da lazım. Eleştirmenin hata yapması mümkün olduğu gibi Emoto’nun da hata yapması mümkün. Ayrıca fasığın sözüne bile güvenmek yokken bir gayrimüslimin sözüne daha dikkatli yaklaşmak lazım.

    Allah Teâla’nın isimlerinin yazılı olduğu kağıtların suya gösterilmesinin hiçbir tesiri olmadığını söylerse bir gün veya müslümanların hoşuna giden onca şey söyleyip bir gün hepsinin yalan olduğu ortaya çıkarsa içine düşeceğimiz durumu düşünün. Bilim bugün ak dediğine kara diyebiliyor. İnancımız böyle değişen şeyler üzerine bina edilmemeli.

  8. Prof. Dr. MUSTAFA NUTKU yu eleştirmenize hiç anlam veremedim. Sığ bakış açınızla internette bir araştırma yapmaktan uzak insanlarsınız ki Emoto’yu profesör zannediyorsunuz. iki dakikanızı ayırıp wikipediaya bakmış olsaydınız adamın çakma bir profesör doktor olduğunu öğrenirdiniz. adam sitesi üzerinden okunmuş suları 35 dolara satan bir tüccar. ama sizin dininizi yücelttiğini düşünerek (ki bu da saçma ) gereksiz bir fanatizm içerisinde cahilce davranıyorsunuz. saldırgan tavırmış hahah :).. emotonun sitesine girip bikaç galon su sipariş edin belki zihniniz açılır.

  9. Değerli yorumcumuz, her görüşe eşit mesafede durmakla birlikte; hakaret, küfür, aşağılama vb. içeren, toplumsal hassasiyetleri zedeleyici nitelikteki ve büyük harfler ile yazılan yorumları yayınlayamıyoruz. Kriterlere uygun olarak yeniden yorum yazmanızı diler, ilginize teşekkür ederiz. Saygılarımızla. (Editör)

  10. Değerli yorumcumuz, her görüşe eşit mesafede durmakla birlikte; hakaret, küfür, aşağılama vb. içeren, toplumsal hassasiyetleri zedeleyici nitelikteki ve büyük harfler ile yazılan yorumları yayınlayamıyoruz. Kriterlere uygun olarak yeniden yorum yazmanızı diler, ilginize teşekkür ederiz. Saygılarımızla. (Editör)

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*