Duâ bir zırhtır

Duâ bir zırhtır.

Hz. Cebrâil (as) Peygamberimize (asm) Cevşenü’l-Kebîr duâsını takdim ederken; “Üzerinden zırhını çıkar; bu duâyı oku. Bunu üzerinde taşır ve okursan, zırhtan daha büyük tesiri vardır” dedi. (Ahmet Ziyaeddin Efendi, Mecmuatü’l-Ahzâb).

Şeytan ve habis ruhların şer/kötülük ve baskılarından emin oluruz.

Elektrik de, sinir hücreleri arasında iletişim sağlayan bir unsurdur. Elektrik akımının da dengesizliği; vücut ritmini, dengesini bozar. Kimyevî ifrazat ve elektrik akımlarını harekete geçiren de; aşırı veya yersiz evham, korku, öfke, heyecan, kin, düşmanlık, sıkıntı, endişe/kaygı gibi negatif duyguların yerinde ve ölçüsünde kullanılmamasıdır.

Aşırı ifrazatları, güzel söz ve telkinlerle dengelemek mümkün. Zaten, vehmî hastalıkların en etkili ilâçlarından biri önem vermemektir. Önem verdikçe büyür, şişer. Önem verilmezse küçülür, dağılır. Zaten, vehmî hastalık çok devam etse, (psiko-fizyolojik yapımızı etkileyerek) hakiki hastalığa döner. Vehham ve asabî insanlarda fena bir hastalıktır; habbeyi kubbe yapar, mânevî gücü kırar. (Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 219.)

Şeytanın vesveseleri negatif olduğundan ruh ve bedenin ritminin dengesini bozmaktadır. Şey- tan, vesvese ve fitnesiyle ruh ve duygularımızın dengesini bozar. Rûh ile vücûdun manyetik dengesinin bozulmasından rûhî hastalıklar doğar.

Duâ, ibâdet, zikir, fikir, pozitif enerji yayar ve biyo-manyetik tedâvî yaparak bozulan ruh ve beden ritmini, dengesini sağlar. Böylece şeytanın vesveselerine karşı bir kalkan, bir zırh görevi de görmüş olur. Çünkü, İlâhî, ulvî, melekî alana girilmiş olur.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*