Duâ nasıl yapılmalıdır?

Namaz kılan insanlar, namazdan sonra duâ etmektedirler. Ancak zaman zaman karşılaştığımız bir soru var: “Duâ ederken ellerimiz nasıl olmalıdır?” İşte bu sorunun cevabını bu yazımızda anlatmak istiyorum. Önce duânın anlamını söylemek konunun daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır.

Duâ; Arapça’da, çağırmak, dâvet etmek, rağbet göstermek, yardım talep etmek, ismen çağırmak (tesmiye) mânalarına gelir. İbadete de duâ denmiştir.

Dinî terminolojide; insanın Rabbinden inayet ve istimdat talebi, Rabbini hamd, sena, lütuf ve keremle mevsuf kılması demektir.
“Resûlullah (asm) bir hadislerinde şöyle buyurdu:

‘Duâ, ibadettir.’ Ve sonra şu âyeti okudu: ‘Rabbiniz: Bana duâ edin ki size icâbet edeyim. Bana ibâdet etmeyi büyüklüklerine yediremeyenler var ya, alçalmış ve hakir olarak cehenneme gireceklerdir’1 buyurmuşlardır”2

Âyet-i kerime, tekebbürle kulluktan kaçınan kimseleri tehdit etmektedir. Kul bir ihtiyacı için değil, kulluğun izhârı için Rabbine duâ etmek zorundadır. Talep edecek hiçbir ihtiyacı olmasa bile tevbe ve istiğfarda bulunmak, ebedî kurtuluş talep etmek, sıhhatinin devamını istemek, diğer mü’minlere, geçmişlerine mağfiret ve hayır talep etmek gibi maksatlarla da olsa Rabbine duâ etmekle mükelleftir.

Zira âyet-i kerimede:  
“Duânız olmasaydı Allah yanında hiçbir kıymetiniz olmazdı” 3 buyurulmuştur.
Hz. Peygamber (a.s.m), “Duâ ibâdetin özü ve iliğidir” buyurur. Bir başka hadiste ise:
“Duâ, Allah’ın rahmet kapısını açan anahtar” buyurmuştur.

Kâinatın yaratılmasında duanın önemi büyüktür. Bu hususta Bediüzzaman, Mektubât adlı eserinde şöyle der: “Sebeb-i hilkat-i âlemin birisi de duâdır.” 4 Bir başka eserinde de: “Eğer duânız olmasa ne ehemmiyetiniz var?’ (Furkan Sûresinin; 25/77) Âyetin sırrıyla, insanın hikmet-i hilkati ve sebeb-i kıymeti olan samimî duâ ve niyaz…”5

İnsanın yaratılış sebebi olmakla birlikte ayrıca vazifesinin de duâ olduğu, bir başka eserinde şöyle ifade edilmektedir: “Ferşten Arşa, ezelden ebede kadar en geniş dairelerde insanın vazifesi, yalnız duâdır.” 6

Duâ ederken ellerimizin iç kısmını semaya doğru veya eğer duâmızın içinde “âfât” (âfetler) gibi istenmeyen durumlarla ilgili kelimeler geçiyorsa bu kelimeler esnasında ellerimizin içinin yere doğru çevrilmesi uygundur. Çünkü; Hz. Peygamber (a.s.m) Efendimizin bunu böyle yaptığı hususunda rivayetler var. Ahmed b. Hanbel’in Müsned adlı hadis kitabının 5. cildinin 56. sayfasında şöyle denilmektedir: “Hz. Peygamber (a.s.m) ‘Cenâb-ı Hak’tan bir şey isteyeceği zaman avuç içlerini semaya doğru açardı. Ancak bir şeyden sığınacağı zaman da ellerinin tersini yani sırt kısmını semaya çevirtirdi.” Ayrıca Hz. Peygamber’in (a.s.m) yağmur duasında kuraklık âfetinden Allah’a sığınacağı zaman da ellerinin tersini semaya çevirdiği belirtilmiştir. (Müslim, İstiska 6).

Bu durumda felâket ve âfet gibi kelimeler kullanıldığı an ellerin ters çevrilmesinde bir sakınca olmadığı gibi, böyle yapmak sünnettir de. Bu vesile ile duâ etmenin fizikî yönünü de ifade etmek istiyorum:

Parmak uçlarından yayılan dalgalar ile beyinden yönlendirilen dalgalar bir noktada birleşerek ‘lazer ışını’ gibi etki ederek belli hususların oluşmasında son derece önemli rol oynarlar. İnsanın bütün istek ve arzuları dahi, bilincin ilim boyutundan kaynaklanan istek ve arzularının beynin yönlendirilmiş dalgalarıyla yoğunlaştırılması sûretiyle meydana gelir. Bu sebepledir ki, konsantrasyon ne derece güçlü olursa, duâya icabet de o derece sür’atli olur. Bunun için denmiştir: “Mazlûmun duâsı yerde kalmaz”, “Ah alan, felâh bulmaz!” Zira, o “ah” eden kişi, öyle bir sıkıntı ile, öyle bir konsantrasyon ile, menfî beyin dalgalarını o kişiye yöneltir ki, o yayın okundan kurtulmak asla mümkün olmaz.

Dipnotlar:
1- Mü’min Sûresi; 40/ 69.
2- Ebu Dâvud, Salât 358, (1479); Tirmizî, Tefsir 2, (2973, 3244), Daavât 2, (3369); İbnu Mâce, Duâ 1, (3828).
3- Furkân Sûresi; 25/77.
4- Bediüzzaman; Mektubat, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-1994, s.290.
5- Bediüzzaman, Lem’alar, s. 213.
6- Bediüzzaman, Mesnevî-i Nuriye, 95.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*