Dün İttihad ne ise, bugün Yeni Asya odur!

Üstad Bediüzzaman 40’lı yıllarda bir Emirdağ mektubunda demişti ki: “Risale-i Nur matbuat lisanıyla konuşmak zamanı gelmiştir veya gelecek gibidir.”

Bu sözdeki hasret ve ideali kalıcı bir hizmet olarak gerçekleştirmenin ilk adımıdır İttihad. 24 Ekim 1967’de Zübeyir Gündüzalp’in manevî rehberliğinde neşredilmeye başladı. Haftada bir çıkan sayılarıyla Risale-i Nur’un medyadaki dili oldu. 21 Şubat 1970’te de günlük Yeni Asya’nın önünü açtı. İttihad hakkı adaleti savunmak, birliği sağlamak için yola çıktı. İttihad’ın ne kadar önemli olduğunu Yavuz Sultan Selim’in de Endişem diye bahsettiği şu mısralarından anlıyoruz:

“İttihâdken savlet-i a’dâyı def’e çâremiz,

İttihâd etmezse millet dağ-dâr eyler beni.”

İttihad’ın 50. yılı münasebetiyle verilen İttihad eki’nde de görüldüğü üzere dün İttihad ne ise, bugün Yeni Asya odur. İttihad’ın manşetlerine baktığımızda ne kadar haktan olduğumuzu görebiliriz:

• Asıl mesele cihad-ı manevîdir.

• Konya’da 12 Nur Talebesi tahliye oldu.

• Mersin’de, Nur Talebeleri beraat etti.

• Van Mevlidi muhteşem oldu.

• Risale-i Nur toplatılamaz.

• İslâmiyet’ten elini gevşetme yoksa mahvolursun.

•Menfaat üzerine dönen siyaset canavardır.”

Manşetlerle adeta destan yazılıyor. Evet İttihad, hakkı korkusuzca savunarak, nurun müdafaasını yapmıştır. Mazlûm vicdanların sesi olmuştur. Görüldüğü üzere bugün değişen yalnız isimler oldu. İttihad Gazetesi, Babıâli’ye nasıl bir tesir bıraktıysa, etkisi bu zamana kadar Yeni Asya ile ulaşmıştır. Şimdi nurun, hakkın hukukun, din ve vicdan hürriyetinin yerleşmesine Yeni Asya çalışıyor. Bir aile gibi okuyucularını kucaklıyor. Her gün yeni sıcacık mektuplar sunuyor. “Acaba Yeni Asya bu konuda ne dedi?” dedirtiyor. Düzenlemiş olduğu İttihad buluşmaları ile de şevk ve heyecanı dinamik tutuyor. İstanbul’da başlayan ve memleketin dört bir yanına ulaşan bu coşku, hız kesmeden devam ediyor. En sonda Cuma günü İzmit’te yapılan program yine aynı heyecan ve coşkuyla gerçekleşti. İttihad’ı gören, okuyan ve onunla ilgili hatırası olanlar, dâvâ adamlarının limanı olan İttihad’ı konuştu.

Tarih tekerrür ediyor, hadiseler tekrar yaşanabiliyor. Bunlara karşı bize kuvvet veren dayanağımız olmalı. “SAĞDUYUNUN VE VİCDANIN, HAKİKATİN GÜR SESİ” diyebileceğimiz, güvenebileceğimiz bir sığınak varsa ona sığınmalıyız. Çünkü ahir zamandayız. Mazlûm zalim, hak batıl karışmış. Dehşetli oyunlar oynanıyor. Bunları ancak manevî bir kuvvet ile ayırt edebiliriz. Meşvereti, istişareyi esas alan Yeni Asya bugün bunun hakkını veriyor. Hiç durmadan onu okumalı, ona çalışmalıyız. Yeni Asya’ya sahip çıkmalıyız. İttihad için hazırladığımız ekleri yine aynı çizgide sarsılmadan devam ettiğimizi görmek, göstermek için alıp, dağıtmalıyız.

Çünkü Yeni Asya’nın yayın çizgisinde İttihad’ın ruhu var. İhlâsın, uhuvvetin, muhabbetin sırrı var.. İttihad yaşıyor ve yaşayacak. İttihadla, ittifakla nice Nurlu, onurlu yıllara..

Kübra Örnek

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*