Dünya ve içindekilere nasıl bakmalı?

Göğü Delen Adam, Erich Scheurmann’ın, Ayrıntı Yayınları’ndan çıkmış bir eseri. Çeviri, Levent Tayla’ya ait. Bir çırpıda okunabilecek zevkli bir eser.

Yazar, 1878-1957 yıllarında yaşamış. Tarihe dikkat edilirse Said Nursî Hazretleri ile hemen hemen aynı zaman dilimlerinde yaşamışlar. Scheurman’ın bu kitabında gündeme getirdiği dünya ve içindekilere yüklenmesi gereken anlamı Said Nursî fiilen yaşamış. Kitaptan, elde kalmayacak ‘şey’leri çok abarttığımız anlaşılıyor. Yani hayatının kıymetli ömrünü varlık biriktirmek uğrunda, ‘bir gün’ yaşayacağım ümidiyle tüketmek, o belirsiz zaman dilimine anlam yüklemek ve sonra da o belirsiz yaşama (hayal) zamanına gelmeden, biriktirdiklerini terk etmek ve dünyadan ayrılmak çok mantıklı gelmiyor. Zaten kitabın bir bölümü de ‘şey’ başlığını taşıyor. Bir ‘şey’ uğruna yaşanan hayatlar.

Dünya ve dünyalıkların peşinde tüketilen zaman kavramı da oldukça ilginç ele alınıyor kitapta çünkü nice önemli işler için hep, ‘zamanım yok’ deniyor. Kitapta insanların dünyada kurdukları evler, demir yığınları arabalar, metal ve kâğıt paralar alaycı bir dil ile ele alınıyor. Bir anlamda aslında demek istiyor ki yazar, kabir ve sonrasında işine yaramayan hiçbir şey çok da anlamlı değildir. Ki, Said Nursî bu gerçeği, ‘Ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde fani dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme.’ veciz cümlesiyle ile ifade ediyor.

Yazar, mealen, ölüm kanununu kim koyuyorsa, güçlü odur diyor. Ölümü öldüremiyorsanız, ölüm kanununu koyanı kabul etmek zorundasınız ve onun kurallarını tanımak durumundasınız diyor. Bir de teknoloji harikası diye ortaya konan işlerin, çadırın kenarından yürüyüp geçen karıncanın harikalığına yetişemediğine dikkatler çekiliyor ve uçağın kanadı ile karınca kanadının farkına dikkat çekiliyor.

Doğrusu, insanın, Allah’ın mülkünü buraya kadar ‘benim’, buraya kadar da ‘senin’ diyerek parsellemek, Mülk Sahibini değil, paylaşanları kavgalı hale getirir. Kimse ‘benim’ dedikleriyle gitmiyor dünyadan. Ne çok malı vardı denilerek gitmek, gidilen sonsuz âlemde belki daha çok kalem maldan hesap verme anlamı taşıyor. Göğü Delen Adam, dünya ve içindekiler bizi terk etmeden evvel, bizim onları kalben terk etmemizi salık veriyor. Daha doğrusu eseri ben böyle anladım. Yani dünyayı bir sırt çantasında taşıyabilecek kadar basit tutmak.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*