Dünya yangın yeri gibi

Türkiye’nin gündemi eğitim sisteminde değişiklik yapan kanun teklifi sonrası yaşanan tartışmalarla doldurulurken dünyayı özellikle de ülkemizi ve bütün insanlığı ilgilendiren meseleleri konuşamıyoruz, çözüm üretemiyoruz. Sivil toplum kuruluşlarının yaptığı eylemlerle meseleler kamuoyuna mal edilmeye çalışılsa da bu yoğun iç gündem dolayısıyla yeterince duyurulamıyor.

Bahsettiğimiz konu, ABD’nin Irak ile başlayıp Afganistan’la devam eden işgalci anlayış ve zulümleri ile kurulduğu günden bu yana kana doymayan İsrail’in yine Gazze’de giriştiği katliamlar…

Dünya adeta yangın yeri gibi… Dünyanın dört bir yanında masum insanların kanı akıtılıyor. Özellikle de Ortadoğu’daki İslâm ülkeleri yaşanan karışıklık ve karmaşa devam ediyor. Bu karmaşada on binlerce masum insanın da kanı “işgâlci ülkeler”in çıkar hesapları üzerine akıyor.

“Demokrasi ve özgürlük getireceğiz” diyerek ülkeleri işgal edip milyonlarca insanın ölümüne sebep oldular. Arap baharı diyerek ülkelerin içişlerine karışıp, rant elde etmek adına yine binlerce insanın katledilmesine sebep oldular, oluyorlar.
* *  *
Afganistan’da ABD’li askerlerin yaptığı katliâmların ardı arkası kesilmiyor. Sarhoş olduğu söylenen bir asker kalkıyor köyleri basıyor çocuk, kadın yaşlı demeden 16 insanı katlediyor. Onunla yetinmiyor, ölenlerin cesetlerini bir araya toplayıp ateşe veriyor. ABD Başkanı Barack Obama ise Amerikan askerinin Afganistan’da 16 sivili öldürmesinin trajik ve yürek parçalayıcı olduğunu söylerken diğer yandan, “Amerikan askerlerinin, Afganistan’da zor şartlar altında çalışırken elde ettikleri başarılardan genel anlamda halen gurur duyduğunu” söyleyebiliyor. Afganistan’daki askerin cinnet geçirdiğini söyleyen ABD, işin içinden sıyrılmaya çalışırken, dünyanın bu olaya göz yummaması, susmaması gerekiyor, insanlık adına en azından bunun yapılması gerekiyor.

Diğer taraftan son günlerde Amerikan insansız hava araçlarının Pakistan’ın Afganistan sınırındaki Kuzey Veziristan bölgesinde düzenlediği saldırıda resmî rakamlara göre (!) 12 kişi öldü.

ABD, 2011 sonunda Irak’taki askerlerini çekti, ancak 9 yıllık işgalde yaşananları unutmak mümkün değil. ABD, Irak’tan arkasında bir kaos ve enkaz bırakarak çıktı.  ABD’nin sahte kitle imha silâhları belgeleriyle başlattığı ve “Irak’a demokrasi ve özgürlük getireceğiz” sözleriyle süslediği Irak işgali, 20 Mart 2003 yılında başlamıştı. Söyledikleri gibi ne demokrasi geldi, ne özgürlük… Arkalarında 6 milyon yetim, 1 milyon ölü ve tam bir karmaşa ve fitne bırakıp çekip gittiler. Ülke şu anda fiilen üçe bölünmüş durumda.

Libya’da Kaddafi’nin hunharca öldürülmesinin ardından ülke ikiye bölünmek üzere. Petrol bölgesinde özerklik ilân edildi bile.

Mısır’da Mübarek yargılanıyor, seçimler yapılıyor. Tunus’ta da durum aynı. Bu üç ülkede “Arap baharı”nda kaç kişinin öldüğü dahi tam bilinmiyor.
Suriye’de katliâm sürüyor. Onlarca insan öldürülüyor, işkence ediliyor, hapislere atılıyor. Şehirler yakılıyor, toplu ölümler yaşanıyor.

Diktatör olan insanlar bir şekilde görevden ayrılırken yeni diktatörlerin ortaya çıkmaması gerekiyor. Ya da bu diktatörler yönetimden gönderilirken başka ülkelerin çirkin emellerine bu ülke milletlerinin teslim edilmemesi gerekiyor.

Diğer taraftan da, Arap ülkelerinde yaşanan “Arap baharı”nın aslında tam bir “bahar” olmadığı da yavaş yavaş gün yüzüne çıkıyor.
* * *
İsrail, Gazze’de katliâm yapmaya devam ediyor. Savaş uçakları Gazzelilerin üzerine bomba yağdırıyor. Günlerdir süren hava saldırısında aralarında çocuk, kadın ve yaşlılarında bulunduğu onlarca insanı öldürdü, katliâmlarına devam ediyor.

İsrail, bu hava operasyonunun bahanesini açıklarken Filistin tarafından saldırı yapıldığını söylese de kimse buna inanmıyor. Çünkü, böyle bir saldırıda kaç İsrailli asker öldü ya da ne zararları oldu, bunu açıklamıyorlar.

Bu soruların cevapları, saldırının birkaç gün öncesinde ABD Başkanı Barack Obama ve İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun Beyaz Saray’da yaptıkları “kritik görüşme”de gizli… Görüşmenin ana gündeminin İran olduğu söylense de bu görüşmenin üzerinden 3 gün geçmeden İsrail’in Gazze’ye bomba yağdırması bu görüşmenin asılda İran ile değil, İsrail’in bölgedeki varlığı konusunda olduğunu ortaya koyuyor. Dört gün boyunca 50 savaş uçağı Filistinlileri bombalarken dünya seyrediyor, sessiz kalıyor. Hem de bu sessizliğin katliâmlara ortak olma anlamına geldiğini bile bile…
Bir taraftan Suriye’de zulüm devam ederken, dünya harekete geçiyor, geçmeli de, ancak diğer taraftan Gazze’de insanlar öldürülürken kimse kılını kıpırdatmıyor. Madem dünya insanların öldürülmesine karşı duyarlı ise, neden çifte standart uygulanıyor.

Demokrasi, insan hakları ve özgürlük gibi değerli kavramların arkasına sığınıp bu isimleri kirletenleri gördükçe “batsın, sizin demokrasi, insan hakları ve özgürlük anlayışınız” diyoruz.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*