Ekranlarda istihbarat kavgası

Hükümet ve “Hizmet” hareketinin birbirine girdiği şu dönemde, Osman Sınav’ın yönettiği ve MİT’i konu alan bir dizinin ekrana gelmesi zamanlama açısından manidar.

TRT 1’de, Millî İstihbarat’ın bilinmeyen hikâyelerini ekrana taşıyan “Kızılelma” da gizli operasyonlar, planlar, saldırı eylemleri, bombalamalar… neler neler var.

Aksiyonu bol bir dizi. Yerli yapımlarda aksiyon filmi çekmek belli bir bütçe ister. Anlaşılan o ki, TRT böylesi zor bir yükün altına girmiş.

Üstelik bu yapım, Türkiye’nin ilk Millî İstihbarat Teşkilâtı adını taşıyan dizi olma ünvanını elinde tutuyor.

MİT demişken, STV’de de “Nizama Adanmış Ruhlar” adlı yıllardır ekrana gelen ve Özel harekât timinin maceralarını konu alan başka bir dizinin daha varlığından sözetmek gerekiyor belki.

Nizama Adanmış Ruhlar dizisinde aynı zamanda polislik mesleğinin görünmeyen yüzüne ışık tutmaya çalışıyor. Özellikle aksiyon sahnelerinde nedense çok abartılı sahneler dikkat çekiyor.

Tutarsız mantık hataları ile dolu diyaloglarda, izleyen kişi şu soruyu sormadan edemiyor, “Yahu bunların hiç mi tatilleri yok? Gece-gündüz ellerinde silâh, gün ortasında Teksas eyaleti gibi ha babam birilerine ateş mi ediyorlar?”

Ha bir de önceki haftalarda İtalyan eski Savcısı Antonio De Pietro gelmişti. Onun geldiği ülkede de “İstihbarat” adlı bir dizi var ki, İtalyan televizyonlarının gözbebeği.

Ülkemizde de Kanaltürk telif haklarını satın almış ve her Pazar günü ekranda gösteriyor.

Eski bir İtalyan Gizli Servisi ajanın başında geçen olaylar konu ediliyor. Bu dizide “düşmanlar” istihbarata “sinsice” sızıp, çökertmeyi planlar ve uluslar arası düzeyde zarar vermeyi amaçlar… İşte bu ajanımız bütün planları tecrübesiyle alt-üst edecektir.

Dizinin bu günlerde Kanaltürk’te ekrana gelmesini manidar buluyorum.

Aslında “istihbarat” dizilerin atası sayılan “James Bond”, “Görevimiz Tehlike” ve “Bourne Serisi” gibi seriler gizli servis ve istihbarata dayalı temalı aksiyon filmlerden oluşuyor.

Bu tür dizilerin gerçeği ne kadar yansıttığı da tartışılıyor zaman zaman.

Bazen 100 sayfalık bir romandan dört-beş yıl süren bir TV dizisi çıkarılıyor, ya da on yılları kapsayan dönemler çeşitli kitaplardan yararlanılarak üretilen senaryolar var.

Amerikan istihbarat dizilerin bazıları birebir yaşanmış olayları aynen aktarıyor… Hatta zaman zaman “sistemi” sorgulamak adına bazı gerçekleri dile getiriyorlar. Ama hikâyenin sonunda hep “Amerikan adaleti”ne vurgu yapılır. Yani, kötü Amerikalı’yı hep “iyi bir Amerikalı” alt eder ve sistem ne olursa olsun “iyi”lerin galibiyetiyle son bulur.

Ha bu arada, aslında istihbarat dizisi denince gözden kaçırdığımız “Kurtlar Vadisi”ni unutmamak gerekiyor. İstihbaratın içinde istihbarat vurgusunu sıkça sorgulayan Kurtlar Vadisi’nde son bölümlerinde yine tuhaf ve masonik bir örgütlenmeyi hatırlatan yapılanmadan bahsediyor yine.

Bu günlerde “istihbarat dizi”lerindeki mesajlara dikkat!

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*