Engellerin en çetini

İnsan hayatı boyunca çeşitli işlerde çeşitli engellerle karşılaşır.

Bazen engelleri aşmak için çaba sarf edip başarılı olur, bazen başarısızlığa uğrar, bazende hiçbir çaba sarf etmeden durumu kabullenir. İş böyle olunca da insan artık kendi kendisine bir engel teşkil etmeye başlar. Bu ise çok çeşitli olan engellerin en çetinidir.

Hayat bir faaliyet ve harekettir. Bize ömür olarak tayin edilen belirli zaman dilimi zarfında hiç durmadan bir hareket ve değişim içerisindeyiz. Maddeten böyle olduğu gibi manen de böyledir. Yaptığımız fiiller neticesinde olumlu veya olumsuz değişimler yaşayıp ya mesafe kat ederiz, yada gerileriz.

İnsan fıtraten mesafe kat edip mükemmele ulaşmaya isteklidir. Gayesi bu yöndedir. Mükemmeli arzu eder. En iyisini, en güzelini, en temizini, en uzun sürenini… İşte insanın dünya işlerinde bu “en”leri gözetiyor olması, vicdanen her an bekleyişte olduğu, Cenneti ve oradaki kusursuzluğu dünyada aramasından ileri geliyor.

İnsanın kendi kendisine büyük bir engel ve problem teşkil etmesi ise bu noktada kendisini göstermeye başlıyor. Mükemmele ve kusursuza olan iştiyakımızı yani çok kuvvetli isteğimizi dünyada yaptığımız maddî manevî işlerle doyuramıyoruz. Hep eksik kalan bir kısım oluyor veya o şeylerin son bulacağını bilmek zaten o işi baştan eksikmiş gibi bize gösteriyor. Bu durumda da tamamını elde edemediğimiz işin tamamını terk edip engeli aşmak yerine bir engelde kendimiz oluyoruz.

Üstad Bediüzzaman yaklaşık 30 yıllık sürgün hayatında gerek ciddî baskı ve gözetim altında, gerekse zindanlarda olsun eserlerini en güzel ve eşsiz bir surette neşretmiş. Attığı adımlara kadar her şeyiyle gözetim altındayken Üstad zerreden şemse kadar kâinattan Hâlıkını soran bir seyyah olmuş. Aklıyla kâinatı kuşatmış ve kâinata nisbeten bir zerre hükmünde olan vücudunda kaybolmamış. Ve eserlerinde bunun dersini bizlere vermiş.

Her ne kadar Üstad mânevî âlemin sultanı olup mertebesi bizlerden çok farklı olsa bile, insanın kabiliyetlerinin ne denli gelişip neredeyse hiçbir engel tanımaz duruma gelebileceğini bize yaşayışıyla, eserleriyle, dersleriyle göstermiştir.

Tembelliğin, şevksizliğin ve rahata düşkünlüğün zirveye çıktığı şu zamanda, en tehlikeli şeylerden birisi kendimize engel olmaktır. Biliyoruz ki biz çalışma ve gayretten sorumluyuz. Neticeyi takdir edecek olan Allah. Bizim de kendimize engel olmamak için tevekkül edip kemalimizi, kemalsizlikte bilmemiz gerekiyor. Bu dünya mü’mine zindan hükmünde rahatı ve mükemmelliği burada aramak beyhude, inşallah Rıza-yı İlâhi’ye nail olup öteki dünyada mükemmelliği tadacağız.

Baştada belirttiğimiz gibi bize engel olan en çetin engel biziz. Ve ömrümüz boyunca da bu engeli aşma mücadelesine devam edeceğiz. Başta kendi nefsimiz olmak üzere bu dünya hikmet dünyası olduğu için her şey kusurlu ve noksan. Şartlar bize ne kadar adi ve karışık gözükse de biz vazifemizi yapmaya devam etmeliyiz.

Cenâb-ı Allah bizlere bu mücadelede yardımcı olsun. Amin.

Muhammed Okur

 

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*