Erdoğan ve Soylu mücadelesi

Bu köşede siyasetin fikri cephesi ile ilgili görüşler ortaya konuyor.

Spesifik tartışmalara pek girmiyoruz.

Daha doğrusu ilgi alanımız içinde değil.

Fakat iktidar cephesinde ilginç bir mücadele var.

Bu mücadeleye temas etmeden de geçmek olmaz.

Çünkü ülkenin yakın siyasi geleceğini etkileyebilecek bir mücadele bu.

Nedir bu mücadele?

Elbette ki Erdoğan ve Soylu mücadelesi.

Daha doğrusu Damat ve Soylu mücadelesi.

Erdoğan da damat tarafında olduğu için dışa sızan şekli böyle.

Malum;

Erdoğan son döneminde.

Önümüzdeki seçimde tekrar seçilse bile beş-altı yıl sonra siyaset sahnesinden çekilmek durumunda.

İşte mücadele de bu noktadan çıkıyor.

Erdoğan’dan sonra kim gelecek sorusunun cevabında yani.

Peki kim o kişi?

Erdoğan Damadını hazırlıyor.

Bu açık ve net.

Yani Damat Albayrak tepenin adayı.

Öte yanda ise Süleyman Soylu var.

O da tabanın adayı.

Yani Erdoğan sonrası için hazırlanan iki aday var:,

Berat Albayrak ve Süleyman Soylu.

Normal bir yarış olsa elbette ki Soylu ipi önde göğüsler.

Hem de çok kolay bir şekilde.

Ancak işin içinde Erdoğan olunca bu yarış da engelli koşuya dönüşüyor.

Ve gariptir engellerin nerede ne ne zaman da ortaya çıkacağı da belli değil.

Zira Erdoğan bir kaç kez Sayın Soylu’ya ciddi engeller çıkardı.

Etkisiz eleman durumuna düşürmek istedi.

En açık gösterge ise 12 Nisanda yaşanan istifa olayı idi.

Hatırlayın…

İç İşleri Bakanlığı 10 Nisan Cuma günü geç saatlerde sokağa çıkma yasağı ilan edip, o akşam büyük bir kargaşa meydana gelmişti. Bunun üzerine CB Erdoğan tepki göstermiş ve Bakanı adeta töhmet altında bırakmıştı.

12 Nisan akşamı da Soylu istifa etti.

Bu aslında Erdoğan’ın da istediği bir şeydi.

Önce bekledi Sayın CB.

Kamuoyu tepkisi ne olacak diye.

Baktı ki büyük bir destek var Soylu’ya.

Twitter mesajları umduklarından çok daha fazla.

Geri adım atmak zorunda kaldı ve yaklaşık iki saat sonra istifanın kabul edilmediği duyuruldu.

İşte Soylu ve Erdoğan mücadelesinin dışa yansıyan en önemli göstergesi bu olay oldu.

Peki bu iş orada bitti mi?

Elbette ki hayır.

Göründüğü kadarıyla devam ediyor.

Hem de en derin bir şekilde.

Şu açık ki Erdoğan Soylu’yu bir şekilde etkisiz eleman haline getirecek.

Kaçarı yok bu işin.

Bunu kafasına koymuş.

Ancak Soylu da öyle kolay bir lokma değil.

Baya bir çetin ceviz çıktı.

Erdoğan kolay sindiremeyecek gibi onu.

İşte son olay:

Bilindiği üzere;

Bu yakınlarda Hizmet hareketinin İç İşleri yapılanması ile ilgili bazı tutuklamalar oldu.

Bazı kaymakam ve üst düzey kişiler göz altına alındı.

Kim tarafından mı?

Ankara başsavcısı tarafından elbette.

Kim bu kişi?

Düğünü olduğunda hemen saraya koşan kişi.

Yani CB’nin baya bir yakını.

Hal böyle olunca İç İşlerindeki faaliyetin Soylu’ya karşı yapıldığı gözüküyor.

Soylu’nun AYM Başkan’ına yüklenmesi ise bu olaya karşı bir karşı hamledir.

“Senin aldığın adamların %41’i attım” demesi de doğrudan kendine kumpas kuranlara bir cevaptır.

Bu da Ankara’da iktidar cephesinde ilginç bir mücadeleye sahne oluyor elbette.

Bir tarafta Pelikan destekli Damat ve Kayınbabası…

Öte yanda tabanın adamı Süleyman Soylu.

Bakalım bu mücadelede daha neler yaşanacak.

Ancak ne olursa olsun bu mücadele yakın siyasi geleceğin yeniden şekillenmesinde çok etkili olacak.

Burada muhalefet de çok mühim iş düşüyor.

Bilhassa merkez sağ taraftakilere.

Bu nedenle sayın Soylu’nun zahirdeki bazı sert ve nahoş ifadelerini tenkit etmek yerine, iktidar cephesindeki bu mücadelenin seyrini doğru okuyarak geleceğe ait bazı planlar geliştirilebilir.

Zira Sayın Soylu bu gün siyasette küçümsenecek bir figür değildir.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*