Ergenekonun Ruhuna Fatiha!…

Ergenekon denilen heyulayı, ekran şaşkınlarına yutturanlar, şu referandumla birilikte defteri kapatmaya hazırlanıyorlar. Tarihî alt yapıları eksik veya hiç olmayanlar, Osmanlı Devletine ve Türk Milletine musallat olan derin devleti anlamadıklarından, hakiki kemalistlerin AKP´ye oynattığı senaryoya inanma durumunda kaldılar.

Ergenekon filmi ile millet olarak başımıza örülen 31 Mart, İzmir suikastı, Doğu isyanları, Menemen hadisesi, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat felâketleri kasdediliyorsa, geçen üç sene zarfındaki tartışmaların hiç birisinin o noktalara değinmediği bir hadise… Tetikçilerini siyasal islamcılar eliyle tasfiye eden ve yeni ortaklar bulan hakikî kemalistlerin, geçen patırtı gürültüler arasından ne de güzel sıyrıldıklarını uyumayanlar görmüşlerdir… Kaç defa söyledik: Gerek 12 Eylül´de ve gerek 28 Şubat´da hadiseleri düzenleyen, kontrol eden ve yönetenlerin hiç birisine ne AKP sözcüleri ne de yandaş medya dokunmamıştır. Çevik Bir, Teoman Koman, Aytaç Yalman, Erdoğan Teziç, Kemal Gürüz ve daha bir çok önemli 28 Şubat kahramanının gündeme gelmemeleri, bu tartışmayı başlatanların, sevk ve idare edenlerin AKP´li olmadıklarını gösteriyordu. 28 Şubat öncesinde tasfiye edilen ülkücü kadroları hatırlayanız!… Şu Ergenekon´la da hakikî kemalistler askerî dönemlerde kullandıkları tetikçilerini dindarlar eliyle bertaraf etmiş oldular. Kapalı geçmek zorundayız. Bu hakikati anlamak için evvelâ Kemalizmin mahiyetini, sonra Osmanlı Devletini yıkan Harekât Ordusunun mahiyetini ve sonra da devlet içinde devlet kuranların mahiyetini ve sonra da dünyanın sivilleşen konjoktörünü ve en sonunda da turuncu devrimlerin mahiyetlerini bilmek gerekiyor. Kemalistlerin Türkiye karşıtlarıyla birlikte kontrol ettikleri ekranlarla yatıp kalkanlar, uykunun en derin noktalarında rüyalarını anlatıyorlar çevrelerine.

Bazı okuyucularımız ihtilallerin devamı olarak iş başına gelen 1962 İnönü, 1971 Erim, 1983 Özal ve 28 Şubat sonrası AKP hükümetlerini, milletin iradesi ile gelen hükümetlerle karıştırıyorlar. Buradaki ölçü, gelen hükümetin millet lehine olarak ihtilalin tahriplerini tamir etmesidir. Tarafgirlik ve kör inatla Menderes ve Demirel dönemlerine bakanlar, onların neyi ve nasıl tamir ettiklerini elbette göremezler. Burada insaf çok önemli. 12 Eylül´ün cuntasıyla sonuna kadar hulus-u kalb devam eden Özal ve bin sene devam edilmesi temennisiyle yapılan 28 Şubat´ın yasaklarının bekçiliğini üstlenen o zamanki ANAP ve AKP´nin arkasında toplatılmış kahir ekseriyete rağmen uslu uslu yapılan bekçilikler, millet iradesiyle iktidar iradesinin mukayesesini isteyenlere güzel bir manzaradır. Siz sevgili okuyucularıma sevindirici ve üzücü bir haberim olacak. Yeni anayasamıza göre kuvvet komutanlarımız ancak yüce divanda yargılanacaklarına göre, bakan seviyesindeki komutanlarımızı mahkemeye çıkaracak süreçler de tarihe karışıyor. Artık AB´de olduğu gibi komutanların savunma bakanlarının peşi sıra tıpış tıpış yürümeleri Tayyib Beyin maharetiyle bir başka sabaha bırakıldı. Dindar Medya´nın habercileri ile ömürlerini lak laka ile geçirenler üzülecekleri gibi, Ergenekon filimleriyle yalanları bile bile seyretmek ve dinlemek zorunda bırakılan zavallılar da sevineceklerdir, bu arada. Anlayacağınız artık Ergenekon dizisi biteceğinden siz değerli okuyucalımızla birlikte Fatiha´mızı erkenden çekelim. Selam ve sevgilerimle…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*