Ermenekten çıkan kahraman ve istikametli dava adamı Zübeyir Gündüzalp

Kompozisyon: Abdullah Efe / EuroNur

altYüksek yerlerin ayrı bir havası ayrı bir hissiyat ve ayrı bir tarzı vardır. Anadolu İslam diyarı olduğu kadar dağların, ovaların, bozkırların ve yaylaların olduğu çok çeşitli çok farklı bir coğrafyanın ismidir.

Doğunun Yalçın kayaların arasından gelip İstanbul’da âlimlerin ortasında zirveleri zorlayan ve yaşayan Hazreti Bediüzzaman İslam tarihinde olduğu kadar bu ülkenin ve dünya tarihinin de önemli fikir adamlarından manevi güneşlerinden birisidir.

Bu topraklar ve Bu millet bu insanlar için her şeyini ortaya koyan bir asra yaklaşan ömrünü bu ülkeye, bu tarihe, bu inanca, bu kültüre harcayan bu vefakâr ve cefakâr müceddid Bediüzzaman aynı zamanda arkasında çok güzel eserler, hatıralar, dava adamları bırakmıştır.

Hazreti Bediüzzaman’ın hayatında saffı evvel denen çok mübarek çok kahraman nur talebeleri vardır. Bunların en kahramanları da Isparta civarından çıkmıştır. Bediüzzaman’a hizmet eden hakiki nur talebeleri nerede ve kimler olursa olsun gerçekten bu vatanın, bu davanın, bu milletin ve insanlığın medarı iftiharı farklı ve mümtaz kişilerdir.

Saffı evveller ile son zamanda Bediüzzaman’a hizmet eden diğer Nur Talebeleri arasında; onların da  birçoğunun ittifakıyla çok farklı olan bir isim var. Bu isim Toros Dağlarının zirve tepelerinde, o yüksek mevkilerin birisi olan, kartal yuvası görünümlü Ermenek Yaylasında doğup uzun mücadelelerden sonra Bediüzzaman’ la tanışan ve bütün hayatını, gayesini, amacını, mesaisini, enerjisini bu mukaddes dava ve Bediüzzaman için harcayan farklı bir sima farklı bir şahsiyettir Zübeyir Gündüzalp’tır.

Adı  Ziver iken üstat tarafından Zübeyir diye değiştirilen mübarek ve kahraman dava adamı merhum Zübeyir Gündüzalp ağabey.

Geçen hafta sonu hemşerileri, akrabaları ve dostları Ermeneklilerin kendisi adına  tertip ettikleri Mevlidi Şerif, hatim duası ve seminere iştirak etmek üzere Antalya’dan iki grup halinde Antalya merkezden bir grupla, Alanya’dan da başka bir grupla; iki grup halinde Ermenek Yaylasına gittik. Böyle asil dostlarla beraber olmak; bu iki gün hayatımızın unutulmaz anlarından birisi oldu.

Alanya, Sarıveliler üzerinden Ermenek’e ulaştık. Zorlu ve çileli bir yolculuk.  Deniz seviyesinden iki bin metre bir rakama tırmanıyorsunuz. Yol üzerinde ilk durağımız merhum ve meşhur Nur Talebelerinden Merhum Prof. Dr. İbrahim Canan, Mustafa Özsoy ve üstada mektup yazıp, ondan dua yazılı Cevşen alıp birçok eseri elle Osmanlıca yazan Demirci Amcanın hediye  bir gibi ağabeylerin doğduğu yere olan Sarıveliler’de eğitimci bir kardeşin evinde namaz molası verdik. Onları da memnun etmiş olduk. Oradan da akşam namazına Ermenek’e yetiştik. Yılların unutturamayacağı çok değerli dostlarla hasret giderdik.

Akşam ve yatsı namazlarından sonra değerli yazarımız efendi insan İslam Yaşar’ın Zübeyir abinin şahsiyetini, davasını, sadakatini, istikametini feraset ve samimiliğiyle bütün özelliklerini anlatan çok güzel hazırlamış olduğu seminerini dinledik. Dillerine sağlık çok güzel izah etti! Konu başlığı olarak da: onun en önemli özelliği çok “okuması” olarak belirtmişti. Onun kitaba olan sevgisi ve bağlılığından bahsetti.

Ayrıca Zübeyir Gündüzalp ’teki: dikkat, cesaret, medenilik, nezaket, gayret, istikamet, okumaya olan aşkı çok güzel şekilde ağırlıklı olarak bahsedildi. Mübarek bir cuma akşamında öyle güzel dostlar arasında özellikle de Zübeyir abinin küçük kardeşi Haydar Abinin de hazır bulunduğu böyle bir mecliste gerçekten ruhumuz, kalbimiz, aklımız, bütünüz hissiyatımız çok zevk alıp tatmin oldu elhamdülillah. Allah hazırlayandan ebeden razı olsun muhterem ağabeyimize de Allah rahmet eylesin.

Ermenek Toroslar’ın zirve noktalarında 1600-.1700 rakımda şirin bir ilçe. Burada yıllardan beri çok güzel bir hizmet var. Zübeyir abinin davasına yakışan bir hizmet var. Hemşerileri ve akrabaları Allah razı olsun bu hizmeti ve gazete aboneliğini yıllardan beri aynı istikamette güzel bir şekilde devam ettiriyorlar onları tebrik ediyoruz.

O gün dershanede misafir olduk. Sabah namazından sonra Ermenek’in yeni çehresini görmek üzere Seyir Tepesi denilen Ermenek’in hemen kuzeyinde yer alan tepenin ortasında seyir noktasına çıktık.  Göksu Nehri üzerinde yapılan Ermenek Barajı bir çok köyü su altında bırakmış. Bu tepeden vadide çok muazzam bir manzara meydana getirmiş. Tam bir tefekkür mekânı. Fotoğraflar çektik havada oldukça serindi. Oradan dershaneye inip, kahvaltı ve daha sonra Mevlid’in okunacağını camiye gidip orada hazırlanan kermese katıldık. Çevre illerden ve uzaklardan gelen dostlarla hasret giderme ve muhabbet devam etti.

Mevlüt güzel bir konuşma, Mevlid-i Şerif’ten bölümler okunması, Kuranıkerim tilaveti ve çok güzel bir duayla sona erdi.

Mevlitten sonra dostlara veda edip bu defa baraj gölü duvarından geçerek Toroslarda meşhur Anamur Abanoz yaylası, Anamur ilçesi, Gazipaşa üzerinden Alanya’ya uğrayıp gece geç vakitlerde Antalya’ya ulaştık. Bu yol üzerinde de yüksek tepelerden sahile inişin çok güzel manzaralarıyla tefekkür dünyamızı doyuran güzel anıları hafızalarımıza kazıdı. Yolculuğumuz da böyle çok semereli devam etti elhamdülillah.

Eskimeyen ve unutulmayan dostlarla böyle yüksek Toros dağlarının zirvesi bir mekân, Zübeyir abiye gibi tarihe geçmiş çok değerli bir insan. Onun dava arkadaşları akrabaları hemşerileri. Ve Türkiye’nin çeşitli yerlerinden gelen çok hoş insanlar! Böyle can dostlarıyla beraber olmak gerçekten son yıllarda görmediğimiz çok güzel çok hoş ruhu doyuran, kalbe, hislere, duygulara lezzet veren çok güzel bir sade program oldu. Emeği geçen herkesten Allah razı olsun diyoruz.

Zübeyir abi gibi çok istikametli, sebatlı, muhakemeli, dengeli bir dava adamı tarzında daha nicelerini gençler arasından çıkmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyoruz inşallah.  İstikbale ümitle bakacak potansiyel gençler çıkar ve bu davayı Dünyanın her tarafında dalgalandıracak eserler bırakırlar.

İstikamet kahramanı kartal bakışlı. Kendini, Hayatını ve benliğini Risalei Nurun davasında ve üstadının meslek ve meşrebinde feda eden nurun büyük kumandanı Zübeyir Gündüzalp ağabeyin TOROS Yaylalarındaki memleketi Ermenek’te adına okunan Mevlidi Şerif ve hatmi Şerif merasimine katılmanın büyük bahtiyarlığını yaşadık.

“Keçeli, câmid, taşkafa!.. Nükteleriyle hz üstadın iltifat ve itimadına mazhar olma bahtiyarlığını hak eden Zübeyir’ini kâinata değişmediği. Kahraman ağabeyimiz,
Zübeyir Gündüzalp’ın ruhu şad mekânı cennet olsun! Amin amin amin.

Dualarınıza muntazırız.

Üstad, rahmetli vahşi şaban Ağabey’e. İşte “kâinata değişilmeyecek” kadar üstadında kıymet arz eden bir adam; Zübeyir Gündüzalp. 2 Nisan 1971’de Hakk’ın rahmetine kavuşan bu nur kahramanını rahmetle anıyoruz…

Onun şu tespiti ne kadar hoş ve güzeldir.

“Risale-i Nur Kur’an ve iman nurunu ve peygamberimizin sünneti Seniyye yolunu gösteren bir rehber-i ekmeldir. Yoksa başka mesleklerde olduğu gibi hususi bir meşrep, hususi bir mezhep değildir. İslamiyet içerisinde hususi bir meslek, mezhep değildir. Doğrudan doğruya İslamiyeti gösterir.

Biz nur şakirdleri öyle bir şahs-ı manevinin kudreti ve hıfzı altındayız ki bu kudreti ve kuvveti bütün dünyanın dinsizleri, maddi kuvvetleri, atomları, füzeleri toplansa yine mağlup edemezler ve edememişlerdir.”

Zübeyir ağabey, meşverete ehil olmayanların meşverete girmesini istemezdi. Bir de meşveretlerde şuna dikkat ederdi. “kim hizmetin hangi meselesinde mütehassıs ise onun ile ilgili olan meşverete girsin” isterdi.

Onu bir defa daha rahmetle anıyor ve değerli hatıralarını ve istikametli çizgisini ebediyete kadar yaşatmak emel ve iradesini yeni asya şahsı manevisi üst kimliğiyle ve Yeni Asya meslek be meşrebinde istikametle devam etme dilek, temenni ve dualarımıza devam ediyoruz.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*