Eskişehir’deki ucubeler yeni değil ki…

Image

 

Eskişehir, bizim birkaç cihetle alâkamızın olduğu bir vilâyetimizdir. Ankara ile aynı bölgede ve komşu olan bu şehrimizle bizim en mühim bağımız da, üstadımız Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin haksız ve zulmen ilk defa hapse konulduğu, bir müddet de ikamet ettiği yerdir. Orada akrabalarımız vardır, kardeşlerimiz vardır, dostlarımız vardır.

 

Bir İslâm beldesi olan bu güzel şehrimizde, akl- ı evvelin biri çıkıyor bir kuyuya taş atıyor, ondan sonra çıkartmak için de, herkes uğraşıyor. Malûmunuz, Başbakan’ın Kars’taki bir heykel meselesinde meydana gelen bir hadiseden ve orada söylediği “ucube” kelimesine teşbihen birisi  orada, Müslümanları rencide edici iki resimle ortalığı ayağa kaldırıyor. Tabii, başta serginin bağlı olduğu Tepe başı belediye başkanı dahil, bir çok kimse tepki gösterince, resimler kaldırılıyor.

Fakat, bu zihniyet ne biçim bir zihniyet, anlaşılır gibi değil. Yani millete, milletin mukaddes değerlerinin rağmına iş yapmayı marifet sanan bu zihniyetin Eskişehir’de yaptığı, bununla sınırlı değil. Geçen sene yaptığımız bir Eskişehir ziyaretimizde, bizi gezdiren arkadaşlarımızın anlattıklarını dinleyince çok şaşırmıştık. Daha ziyade Büyükşehir Belediye Başkanının marifetiyle yapılan o menfi işlerin başında, şehrin bir çok meydanını müstehcen heykellerle doldurmak işi geliyor. (bununla alâkalı olarak geçen sene gazetemizde “ Lise mektebinin avlusunda raks eden taşlaşmış kızlar!“ başlıklı bir yazı yazmıştık, belki hatırlayanınız vardır.) 

Bundan başka yapılan bir icraat da, kendisi de bir Eskişehir’li olan ve rahmetli Adnan Menderes ile aynı zamanda asılarak idam edilen demokrasi şehidi Hasan Polatkan’a hürmeten bir caddeye onun adı verilmişti. Halen de, vatandaşın aynı isimle yâd ettiği o caddenin ismini, uyanık bir şekilde değiştirmiş belediye başkanı olan zat. Tabii, normal bir şekilde, başka bir isim vererek değiştirse, vatandaş tepki gösterecek. Bunu bildiği için, öyle bir usturuplu şekilde değiştiriyor ki, kimsenin sesini çıkartamayacağı bir şekilde “Atatürk bulvarı “ yapıyor  Hasan Polatkan bulvarını. Peki, Türkiye’nin her vilâyetinde bir “Atatürk caddesi-bulvarı” varken, orada yok muymuş da öyle yapılmış? Olmaz olur mu, her yerde olduğu gibi, orada da H.Polatkan bulvarını 90 derece kesen caddenin adı öyleymiş zaten. El çabukluğu marifet ya. O da, o bulvarın ismini “M. Kemal” bulvarı koyarak işi halletmiş. Yani birbirini dik kesen iki caddeden birinin adı “ Hasan Hüseyin” , diğerinin ki de, “Hüseyin Hasan” işte bunun gibi bir şey olmuş.

Ne diyelim, sadece Eskişehir’de değil, memleketin her tarafındaki ucubeliklerden, ucube işlerden Cenab-ı Hak, bu milleti kurtarsın İnşaallah !

Image

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*