Esmâ: Hayatımızın her ânı

Saraydaki “Esma tecellîleri” dikkatle bakan herkesi tesellî etmektedir; dikkat ve rikkatle bakıla.
*

Kâinat kitabını okumak, her yaprağın mektup olduğunu bilmek varken; bilelim o zaman ve varlıkların dilini çözmek olsun dersimizin adı.

Her kelime/miz bizi bize taşısın.

*

Hep beklediğimiz şeyler oluyor.

Meselâ güneş her gün doğuyor.

Nefeslerimizi alıp veriyoruz.

Adımlarımız oradan oraya…

Bir rüya gibi geliyor mevsimler.

Rüya gibi gidiyor.

Kalbimize aşk yuva kuruyor.

Kuşlar (kuş gibi) uçuyor.

Gökyüzü, denizler… (istediğimiz) mavi…

Her şey istediğimiz gibi…

Kim yazıyor bu şiirleri ki…

Okudukça okuyası geliyor insanın…

Ufku kim boyuyor böyle ki…

Dalıp gidiyor insan.

*

Adı: Rahmet olan yağmurlara alışığız.

Yağar, der, geçeriz; “ıslanmayız”

çok zaman.

Arada meteor yağmurları…

Uyanmak türlü türlü…

Uyanırsak eğer!

*

Uyudu…

Uyandı…

Aklında O…

*

Her çiçek bir ayna…

Alır götürür bizi;

Sonsuz Sanatkâr’a.

*

Uyandım… yağmur…

Gecenin uykusunu bölüyor.

Damla damla uyandırıyor sessizliği.

Nasıl da gülüyor karanlık öyle!

Kaç yağmur sesi çarpıp camlara;

Besteler peş peşe doğup ölüyor.

Yağmur bir şeyler söylüyor.

*

Yağmur… yağdı, yağdı, yağdı…

Islandı içimin çölleri.

Bir çocuk gibi sevindi güller.

Bir şebnem bayramı yapraklar…

Yağmur… yıkar geçer vehimlerimi.

Bir damla gülücük bırakıp gider.

Yağmur… her yer mâmur…

*

Her şey biter;

Bitmeyen’e ayna olmak için…

*

Hayatımızın her ânı Esmâ;

Esmâsız bakışlara kulak asma.

*

Esmâsız bakışların rengi yok…

Bestesi yok…

Adresi kayıp…

*

O Güzel seslenir her dem.

Duy beni, der, gör beni.

O her şeyi olan Güzel…

O’ndan O’na bütün yollar…

Bütün yolculuklar…

O Güzel seslenirken her dem;

Ve elinde bütün âlem…

Yaşarken üzülmem.

Ölürken üzülmem.

Hangi ayrılık…

Hangi elem…

*

Ölümlüsün; ne güzel!

Bu sana büyük teselli;

Ölmeyen birine aynasın.

*

İman…

İnsanın hür hâli…

*

Esmâ…

Dolu dolu yaşamanın…

En kısa…

En uzun…

Sonsuz hâli…

Acele…

İnsanın kör hâli…

Esmâsız yaşatır insanı.

*

Bütün zamanların her ân değişen rengi, sesi, hevesi, dâveti… daha nesi varsa işte nesi… duyulası, görülesi, hissedilesi…

*

Papatya aynasında papatyacıyı görememişsen… papatyaya bakmayı bilmiyorsun; kusura bakma!

*

Birden bitiyor dünya;

Gölge ya!

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*