Evvela kendimizin hissedeceği farklılık

Tevazunun, kendini bilirliğin, haddi aşmamanın Allah (cc) katında mevkii yeri yükseklerin yükseğidir. Kendi fiil, amel ve konuşmalarının sınırlarını bilen elbette sınırsız kelâm ve kudret sahibi nazarında kolaylıkların ve atıyyelerin muhatabıdır.

Herkesin yaptığı her işi yapmak değil, ayrıcalıkla İslâm’ın, imanın, Kur’ân’ın ışığında, aydınlığında ve zenginliğinde Allah’ın (cc) emrettiği, istediği, beklediği işleri yapmak insan için hususen Müslüman ve mü’min için kendini bilmektir ve başkalarına fiilî beyandır.

Dimdik bir baş günahların, fısk ve dalâletin verdiği gurur, benlik ve enaniyetten azade olamaz. Ancak Allah (cc) emirlerine duyarlı olan tevazunun ve mahviyetin eşsiz ve engin mertebelerinin merdivenlerinden yükselebilir, âlî ve kudsî makamlara ulaşabilir.

Duâya, ibadete, taat ve Allah’dan (cc) istemeye sırt dönülemez.

İnsan elinde olan en kıymettar sermayesi: Acz, fakr, noksanlık, kusur ve zayıflığın kıymetlerini çok iyi bilmeli ve çok iyi değerlendirmelidir. Kuvvetin, zenginliğin, mükemmelliğin, takvanın ve kudretin elinin bu yollardan geçtiğinin idraki, şuuru içerisinde olabilmelidir.

İnsanım diyen insan, Müslüman ve mü’min kendisine verilen emirler ve kudsî isteklerden hareketle kıymetini çok iyi bilmelidir. Her halükârda Allah’ın (c.c) katında bir yeri olduğu şuuru ile muhakkak bir şekilde kıymetini; cehalet, sefalet ve dalâlet karanlıklarının düşük ve kıymetsiz eline terk etmemelidir.

Tevazunun, kendini bilmenin haddi aşmamanın mühim bir yardımcısı ve destekçisi ise Allah’a (cc) olan tevekkül ve bağlılığımız olmalıdır. Rabbimizin sonsuz ebedî fazl-ı Keremine ancak ona yakışacak bir tevekkül ile ulaşabileceğimizi bilmemiz gerekmektedir. İnşallah bu yolda mü’minin yardımcısı yine Allah’ın (cc) inayet ve keremi ola…

İlim ve imanın ikazıyla insana, mü’mine düşen vazife kimselere hor bakmadan, evvela ve ısrarla kendisine bakmasıdır. Mükemmellik insana gelmez, insan mükemmelliğe gider bulur ve kabul ederek yaşar gösterir kabul ettirir. Bu ise ancak iman mükemmelliğini elde etmekle olur.

İmanın güzelliği ve kuvvetini kendi yerine başkalarında okumaya alışan muhakkak bir şekilde hüsrandadır, zarardadır. Allah’ın (cc) katında ibadet, duâ, tevekkül ve tevazu ile farklılığımızı evvela kendimizde hissedebilmeliyiz.

Allah’ın (cc) yolunda istikamette, ibadetle, bahtiyar bir şekilde yürüyebilmek ümidi ve duâsıyla…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*